Suna geldikleri sesli mekanda gezdirdi gözlerini. "Kızlar sende ne buluyor anlamıyorum. Odunun tekisin."Atsumu'nun gözleri açıldı ve şaşkınca Suna'ya döndü. "Ne?!"
Suna nefes verirken mekanın girişine doğru ilerledi fakat Atsumu'nun kolunu sertçe tutup onu geriye doğru çekmesi afallamasına sebep oldu. "Seni evime falan mı atmalıydım Suna?!"
"Eh.. evet?"
Atsumu kaşlarını çattı. Bir açıklama bekledi ve Suna bunu fark etmesiyle elini alnına yasladı.
"Sessiz.. en azından?"
Atsumu nefes verirken hala kapıda durduklarını fark etti. Karşısında dikilen oğlanın kolunu tuttu ve uzağa çekiştirdi, aynı zamanda fısıldıyordu. " Ya Samu? Eve varmıştır."
Suna eline telefonunu aldı. Gelen birkaç cevapsız aramayı silmek için sola kaydırdı ve bir süre oyalanıp ondan cevap bekleyen sarışının gözleriyle buluşturdu kendininkileri. "Randevuya zevk katan da bu olacak işte."
"Ne demek istiyorsun?"
"Riskli olacak. Ne olacağını bilmiyoruz ve bu yüzden yapacağız. Samu bizi görebilir, yada farklı bir yerde de olabilir. Bunu bu gece klübünde direk dansı yapan kızların soyunma odalarını gözetleyerek öğrenemeyiz."
Atsumu sırıttı. "Tamam pekala, sadece benimle yatmak için bu bahaneleri uyduracağını tahmin etmezdim, çok yaramazsın Rin."
Suna'nın gözlerini devirmesiyle dudaklarını dişledi ve taksi çağırmak için cebinden bir kart çıkardı.
***
"Neden benimle geldin, dürüst ol. Kardeşimle gerçek bir randevunuz yok muydu?" Araba tümseklerle sallanırken Atsumu arka koltukla yayılmış telefonuyla ilgilenen Suna'ya yöneltti sorusunu.
"Ha? Ah, bilmem."
Atsumu bakışlarını cama çevirirken Suna'yı taklit etmeye başladı. "Ha? Ah, bilmem?" Nefesini dışarıya verdi, ardından kafasını tekrar arka koltuğa uzattı. "Dostum yeter. Harika biri olduğumu biliyorum ama bu sıkıcı. Bana gerçek bir neden ver. Bunu senin ağzından duymalıy-" Dudağında hissettiği parmakla cümlesini yarıda bıraktı. Kaşlarını çatarken gözlerini sırıtarak elinde ki çalan telefonu sallayan oğlana dikti. Sessizde olan telefonun ana ekranını büyük bir yazı kaplamıştı. Osamu'dan gelen çağrı.
Çatılmış kaşları kalkarken Suna aramayı açtı. "Evet?" Parmaklarını sarışının pembe dudaklarından çekmiyorken konuşmasına devam ediyordu. Atsumu'nun sırıtmasıyla Suna gözlerini ona ve ardından dudaklarına çevirdi. Gözlerini biraz oyalandırdıktan sonra telefonda duyduğu şeyle kaşlarını çatıp gözlerini pencereye yönlendirdi. "Yani? Dediklerin sana mantıklı mı geliyor?"
Kısa bir sessizlik olduktan sonra Suna derin bir iç çekti. Atsumu göz ucuyla nerede olduklarını anlayabilmek amacıyla camdan dışarıyı süzdükten sonra alayla sırıttı.
Suna bunu fark edemeyecek kadar kavgaya dalmıştı. Atsumu, parmakları dudaklarını örten oğlanın bileğinden yakaladı ve ön koltuktan hızla arka tarafa geçti. Suna kaşlarını çatmış ona bakarken şöförden sinirli homurtular duyuldu.
Atsumu ona bir açıklama bekliyormuşçasına bakan oğlana döndü. Ardından bağırmak için ağzını açtı. "Hey Sun-"
Ağzını kaplayan bir elle susmak zorunda kaldı. Gerçekten eğleniyordu. Suna korkuyla açılmış gözlerini ona diktiğinde sırıttı. Ardından dudakları üzerine serili olan parmaklarına dilini değdirdi. Suna elini sarışının ağzından çekerken bir yandan aramaya kulak vermeye çalışıyordu. "E-evet.. Dur ne?"
Eli hala havadayken sarışın bunu zafer olarak gördü ve esmer olanın parmaklarını ağzına aldı. Suna keskin gözlerini ona çevirirken elini oradan çekmedi. "Kapatıyorum Samu."
Atsumu gözlerini kısarken onları emmeye başladı. Suna'nın ağzından kesik bir ses çıktıktan sonra bir küfür savurdu. "H-herneyse."
Telefonu koltuğa bırakırken sinirle sarışına döndü. Parmakları hala ağzındayken yüzünü bir ileri geri yaparak onları tamamen emmeye başladı. Esmer olan ona şaşkınlıkla bakarken bacak arasında bir titreşim hissetti. Gözleri kucağına düşerken gerginlikle penisini bastırdı.
Ellini sarışının ağzından hızla çekip sinirli gözlerini mahvolmuş halde ona yalvaran gözlere çevirdi. "Bu ne içindi?"
Atsumu emekler pozisyona geçerken bir kolunu esmerin bacakları arasına soktu. Kaşları kalkarken gözlerine baktı.
"Öyle bakma, senin suçun bu."
"Seni tahrik etmem mi?"
Suna gözlerini kaçırırken dikiz aynasından şoförün iğneleyen bakışlarıyla karşılaştı.
"Benim suçum olduğunu düşünüyorsan.." Sarışın lafına devam ederken Suna tekrar döndü ona. "Bunu telafi edebilirim."
Suna cevap vermedi. Düşünebildiği tek şey erekte olmuş penisini rahatlatabilmekti. Dudaklarında hissettiği nefesle kafasını toparlarken sarışını üzerinden itmeye çalıştı. "Hey-"
"İnin arabamdan."
İki oğlanda şaşkın gözlerini şöföre çevirirken adam aynı cümleyi daha sesli ve kaba bir tasvirle tekrarladı. "İnin arabamdan sikik ibneler."
Atsumu hızla şoförün omuzlarını yakaladı. "Kime ibne diyorsun lan sen? Kim olduğumdan haberin var mı lan benim? Ben-" Suna Atsumu'nun yakasını yakalarken onu hızla taksinin dışına attı ve ardından indi araçtan. Adam para vermeleri ile alakalı gürlerken sarışını yakalayıp hızla kaçmaya başladı.
Nefes nefese dakikalarca koştuktan sonra soluklanmak için durdular. "Tebrikler, kaybolduk. Düşünceleriniz neler Bay Miya?"
Atsumu kıkırdayıp arkasında ki duvara yaslandı. Ellerini göğsünde bağlarken bir süre bekledi. "Düşüncelerin ne Sunarin?"
"Hayatta kalmak için etlerini pişireceğim."
Atsumu kollarını göğsünden ayırırken oğlana yaklaştı. Bir süre karşısında hareketsiz bekledi. Suna yüzüne ifadesizce bakmaya devam ediyorken ellerini oğlanın omuzlarına yerleştirdi. Ardından yavaşça yere doğru inmeye başladı. Elleri esmerin vücudunda gezerken sonunda dizlerine indi ve ellerini oğlanın kasıklarında bıraktı. "Daha önceki önerim hakkında ki düşüncelerini sormuştum." Mızıkçı bir ses tonuyla mırıldandı. Ardından ona şaşkınlıkla bakan bir çift gözü umursamadan ellerini oğlanın penisine sürttü.
Suna'nın ağzından kısık bir inleme çıkarken kaşlarını çattı. "Amacın ne? Beni sinir etmek mi?"
Atsumu sırıttı. "Hayır, aksine yardımcı olmak."
"Yardımına ihtiyacım yok."
Atsumu bunu bekliyormuşçasına sırıttı.
"Alt tarafın öyle demiyor ama Sunarin? Daha çok.." Esmeri yavaşça okşamaya başladı. "..beni istiyor gibi."
![](https://img.wattpad.com/cover/283189152-288-k232938.jpg)