Herkese merhaba. 🤙
Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar.
Yorum istiyorum. 😳
Ekin, misafir odasındaki koltukta boylu boyunca uzanmıştı. İpek'i de göğsüne çekip sağ elini beline dolamış, sol eliyle de onun kısa, adı gibi ipek olan saçlarını okşuyordu.
Barıştıkları için ikisi de çok mutluydu. Ekin, nasıl olmuştu da İpek'ten ayrı kalmayı düşünebilmişti? Bu çılgınlıktı. İçinden kendine kızıyordu. İpek'ten ayrı kalamayacağını çok iyi biliyordu.
İpek ve Ekin, birbirlerine hava gibi, su gibi muhtaçlardı. Belki tehlikeli boyutta bir bağlılıktı birbirlerine hissettikleri, sonuçta hayatın insana ne getireceği belli olmuyordu. Bir kişiye kendinden vazgeçercesine bağlanmak ne kadar doğruydu? Ya bir gün gelir de rüzgâr tersine eserse? İşte o zaman ne yapacaklarını ikisi de bilmiyordu.
Ama bunu önemsemiyorlardı. Anı yaşamak şuan için daha ön plandaydı. İnsan geleceği ve geçmişi sürekli düşünerek hiçbir yere varamazdı. Geçmiş; yıpratır, boğar, hasta ederdi. Gelecek ise panik ve tedirginlik yaratırdı, geçmişten ziyade bilinmezden daha çok korkardı insan. O yüzden İpek ve Ekin şimdilik içinde bulundukları duruma sıkı sıkıya sarılıyorlardı. Hayat tam da şuandı.
Ekin, eğilip İpek'in saçlarına art arda birkaç öpücük kondurdu ve konuşmaya başladı.
"Canım sevgilim, seni bir gün içerisinde ne kadar özlediğimi hayal bile edemezsin, aptal kafam, bunu nasıl yaptım. Senden uzak kalabilmek benim irademin çok dışında olan bir şey. İstesem de olmaz ki zaten. Sana sarılınca, tenine dokununca yaşadığımı hissediyorum. Nasıl ayrı kalabilirim? Ahh yeşil gözlüm sen bana ne yaptın böyle? Taparcasına seviyorum seni. Geleceğim sen ol istiyorum, bir saniyem dahi senden ayrı geçmesin."
İpek duydukları ile çok mutlu oldu, başını hafifçe kaldırıp Ekin'in çenesinden öptü. Bu kadına deli divaneydi.
"Kendine kızmayı bırak artık Ekin. Hatanın çoğu bende zaten. Eğer sana olanları en başından anlatmış olsaydım, böyle bir sorun yaşamayacaktık. O yüzden sevgilim bırak, unutalım gitsin. Seninle arama mesafe girmesini istemiyorum, hep böyle dibinde olayım, kokunu içime çekeyim, deniz gözlerinde kaybolayım. Hayattan istediğim tek şey bu."
Ekin, İpek'in saçlarını okşamaya devam ederek;
"Benim romantik sevgilim, canımın en içi. Sana baktıkça eriyorum, bazen soruyorum kendi kendime nasıl bu kadar şanslı olabilirim." dedi.
"Asıl ben çok şanslıyım balım. Kalbime tohumlarını öyle bir ektin ki, hasat zamanı çoktan geçti güzelim. İçimdeki Ekin'ler büyüdü, bütün vücuduma yayıldı.Şimdi de onun meyvelerini topluyoruz.
Ekin, benim kalbim bir tek senin için böylesine delice çarpıyor. Ağzımdan adın düşmüyor, herkese seni anlatasım. Dağlara taşlara "Ekin'i çok seviyorum" diye bağırasım var." deyip sevdiği kadını iyice sardı İpek.
Ekin, yüzüne bir tebessüm yerleştirip konuşmaya devam etti.
"Güzel gözlüm, İpek'im sensiz uyuyamadım dün gece biliyor musun? Yatak diken oldu battı. Sabahı zor ettim. Seni gece aradım, ulaşamadım da."
"Ben uyudum mu sanıyorsun Ekin? Sensizlikten bir paket sigara içip, üç-dört şişe bira devirdim. Gözümü kırpmadım sabaha kadar.
Bana ulaşamaman mevzusuna gelecek olursak, sinirimden telefonu parçaladım. Çünkü seni defalarca aradım Ekin, mesaj attım. Hiçbirine cevap vermedin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKAK GxG
Teen Fiction" İpek başımıza rahibe olacaksın kızım. Fıstık gibi kızsın, peşinden koşanları hatırlıyorum. Neden hiç birine şans vermedin anlayamıyorum." O sırada Oğuz ikisi arasındaki sohbeti dinliyordu ve hüzünlü gözleri ile ablasına baktı. "Ya Derin uğraşma b...
