- nesin sen!
+ Simay sakin ol sana her şeyi anlatacağım.
Ona doğru bir adım attığında bana bağırarak benden uzaklaştı.
- yaklaşma!!
+ Simay sadece otur ve beni dinle tamam mı!
Bu sefer benimde sesim biraz fazla çıkmıştı. Aah Simay neden hipnoz olamıyorsun ki?
Ben çabuk sinirlenen birisiyim bu yüzden pek arkadaşım yok. Ama Simay beni sakinleştirebilen az kişiden birisi. Ben biraz sakinleşmek için simaydan uzaklaştığımda bize bakan Savaşı gördüm. Yanımdan geçip Simay'ın yanına gitti.
-sen kimsin?
+ Bak ben Savaş ve sana her şeyi anlatacağım.
Simay'a biraz daha yaklaşıp gözlerinin içine bakmaya başladı.
+Sakin ol
Simay onu ittirip yere düşmesini sağladı. Ee o kadar yaklaşırsan olacağı bu. Savaş şaşırmış gözler ile Simay'a bakarak yanıma geldi. O da benim gibi bir melez galiba.
+ Melez misin?
- Su bükücü ve sende galiba Ateş bükücüsün. O ne tür bir yaratık.
+ O bir kâhin.
- neden beni uyarmadın?
+ Hipnoz yapmaya çalıştığını bilmiyordum. Ayrıca bilseydim bile söylememek daha eğlenceli.
Dedim ve ve alaycı bir sırıtış attım o da bana bakarak .
-ha ha ha ne kadar komik
Onun yüzüne bakmiyordum ama yüzünü buruşturduğuna neredeyse emindim . Ne diyebilirim ki, insanları gıcık etmeye bayılıyorum. Tabi o pek insan sayılmaz ama neyse ne işte.
+ Tamam tamam biraz sakinleştiğime göre bir de ben deneyeyim.
Dedim ve Simay'a yaklaşmaya başladım. Simay da sakinleşmiş gelmemi bekliyordu. Ben Simay'ın yanına gidip Simay gibi yere oturdum. Savaş da benim gibi yere oturmuş Simay'ın hareketlerini ölçüyordu.
Simay: her şeyi anlatın.
Derin bir nefes alıp Savaş'a baktım o pür dikkat Simay'ı inceliyordu. Galiba ben anlatmak zorundayım.
Ben: ben ve savaş bir tür meleziz sen de bir kahinsin. Az önce gördüğün canavar bir iblisti.
Tek nefeste söylediğim şey ile Simay bana bakakalmıştı. Savaşta Simay'ın yüzünü inceledikten sonra bana döndü.
Savaş: oha pat diye söylenir mi?
Ben: ne yapsaydım. bence en iyisi böyle .
Simaya baktığımda hala soylediklerimi anlamaya çalışıyordu. Yere dikmiş olduğu gözlerini bana çevirdi ve korkarak sordu.
Simay: kâhin ne?
Tam cevap verecektim ki Savaş araya girdi. Sözümün kesilmesini hiç sevmem.
Savaş: geleceği gören insanlara kâhin denir.
Simay: peki siz nesiniz?
Ben: ben Ateş koruyucusunun kızıyım. Savaş da Su koruyucusunun oğlu.
Simay: b-ben benim bir süre yanlız kalmaya ihtiyacım var.
Dedi ve koşarak yanımızdan gitti. Bir süre onun gidişini izledim. Onunla tanışmamızi falan düşündüm, az önce olanlari. Onu yanlız bırakmak doğru karar mıydı? Emin değilim. Düşüncelerimden beni ayıran Savaş oldu.
Savaş: kimseye bir şey demez değil mi?
Ben: dese ne olacak herkes onun deli olduğunu düşünür.
Biraz durdum. Aklıma iblisin söylediği şey geldi . O an pek düşünmemiştim ama aklımı kurcalamaya başladı.
Ben: sence o iblisin söylediği şey gerçek mi?
Savaş: bilmiyorum bu gün babama soracağım.
Ben: peki
Dedim ve yerimden kalkıp gidecekken savaş kolumdan tuttu.
Savaş: sen babana soracak mısın?
"Baba" kelimesini duyunca bile irkiliyordum. Hiç düşünmeden cevap verdim.
Ben: hayır .
Dedim ve o bir şey demeden gittim. Şu an babamla konuşmak istemiyorum ve muhtemelen hiçbir zaman ismeyecegim. Ben de sınıfa gidip Simay'ı aramaya başladım. Simay sınıfta herzamanki yerinde oturmuş dışarıyı seyrediyordu. Yavaşça onun yanına yaklaştım ve yanına oturdum. Simay beni gördüğünde biraz korksa da bir şey yapmadı.
+ Özür dilerim gerçekleri böyle öğrenmemen gerekiyordu. Sana daha önce anlatmalıydım.
Dedim ve ellerimi önümde birleştirip suçlu bir çocuk gibi sadece ellerimle oynuyordum.
- sorun değil... Ben sadece... ne düşüneceğini bilmiyorum.
Kafası çok karışık, benden korkuyor. Off napicam ben şimdi.
+ İstediğin her şeyi bana sorabilirsin. Bilmeni istiyorum ben hala arkadaşınım. Umarım tekrar eskisi gibi olabiliriz.
Bir süre sessiz kaldik. Yutkunup bana baktı.
- bir şey sorabilir miyim?
Bende ellerimle oynamayı bırakıp ona baktım.
+ Tabi
- bu dünyada insanlardan farklı kaç tane yaratık var.
Çok uzun bir hikaye ya.
+ Bu eski bir hikaye ama kısaca element koruyuculari, melezler, iblisler ve onlardan türeyen bir kaç tür daha
- peki ya sen ve ben?
+ Ben bir melezim yani babam bir koruyucu annem ise bir insan. Sen normalde bir insansın sadece diğer insanlara göre 3. Gözün daha açık. Yani senin durumunun tanrısal bir özelliği yok. Kahinlik özel ve çok rastlanmayan bir yetenek.
- peki vampirler ya da kurtadamlar gerçek mi?
+ Hayır değil.
Bizim konuşmamızı ders zili kesmişti. Derin bir nefes alıp rahatladigimi hissettim. Simay beni dikkatle dinlemesi benim hoşuma gitmişti. Normalde bu konuları pek konuşmaz. Ders başladığında geçen sınav ile ilgili konuşmaya başladık. Hoca bazı soruları tahtada çözmeye başladı. Ben her zaman ki gibi derse aktif bir şekilde katılıyorum. Simay yanımda bana bakarak kolumu çekiştirmeye başladı.
+ Ne?
- bu zekiliğin de melez olduğundan mı kaynaklı?
Ben sessiz bir kahkaha atıp tekrar Simay'a döndüm.
+ O tamamıyla Tanrı vergisi.
Deyip üstten üstten bakış attım ona. O da bana 'yine boş yapıyorsun' bakışları atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUM: Melez
FantasyBu hikaye dünyanın ve insanların oluşmasının hikayesi. Hiç düşündünüz mü, biz neden var olduk? belki de Tanrının, insan üstü varlıklar için verdiği bir cezaydık.