3. Bölüm

1.6K 115 20
                                    

"Ne arıyorsun burada? Ortalıklarda dolanmamanı söyledim diye hatırlıyorum?" abisi Hazar'a gülümsedi.

"Çocuk değilim sevgili kardeşim. Ben hep dikkatliyimdir bilirsin." Hazar abisinin dediklerini umursamadan cevap verdi ona.

"Tekrar olmasını istemiyorum Batı. Kızı tanımıyorsun. Her neyse. Şimdi Ahmet'in yanına geçiyoruz." Batı'nın kaşları çatıldı.

"Neden?" Hazar bu soruyu soracağından emindi.

"Bir şeyler bildiğini iddia etti. Ama söylemiyor. Yemeğe davet etti." Batı kaşlarını kaldırdı. Başını eğerek onayladı kardeşini.

"Hay hay kardeşim. Gidelim."

Yol oldukları yerden kısa sürmüştü. Hazar abisinin neden kızla bu kadar iyi anlaştığını düşünüyordu. Bu zamana kadar tanıştığı kimse ile bir anda bu kadar yakın olduğunu görmemişti.

Batı da bu konuda şaşkındı biraz. Ama daha çok kız için değil de, Ege için şaşkındı. Hayatında ilk defa bir erkekten etkilenmişti. Sadece iki kere görmüştü, hakkında çok az şey biliyordu. Ama etkilenmişti. Kendisi bunu sadece hayranlık ile bağdaştırıyordu ama farkında değildi hiçbir şeyin.

Hazar tetikte dururdu her zaman. Gece uyurken, yemek yerken lavaboda yüzünü yıkarken... Babasının ölümünden sonra her şeyin bir nedeni olduğuna inanıyordu. Fazlasıyla donuklaşmıştı. Batı daha çok etkilenmişti aslında ama Hazar'ın kendisine göre daha hassas olduğunu ve bunu göstermediğini bilirdi. Bu yüzden dik durması gerekiyordu Batı'nın. Öyle de yapıyordu elinden geldiği kadarıyla.

Geldikleri yer şehir içinde Ahmet' in kendi restorantlarından biriydi. Ne kadar güvenilir olacağından emin değildi. Hazar her yere adamlarından bırakmıştı. Yanına da üç kişi almıştı.

"Herhangi olası bir durumda, kimsede tek bi çizik dahi istemiyorum. Kendinizi ölü bulmak istemiyorsanız?" herkese en ciddi tavrıyla cümlelerini tekrarlıyordu. Batı'ya dönüp konuştu.

"Diyeceklerini desin ve gidelim." onayladı Batı.

İçeri girip garsonların yönlendirmesi ile oturdular ve Ahmet'i beklediler.

"Patronuna söyle, zamanım yok." garson onu onaylayıp mutfak tarafına geçti. Sonrasında Ahmet ve peşinde bir kişi içeri girdi.

"Yeğenim hoşgeldiniz. Açsanız önce yemek söyleyelim." babacan bir adamdı. Hazar da Batı da şimdiye kadar adamdan bir kötülük görmemişlerdi. Yine de işi sağlama almak lazımdı.

"Hayır, su yeterli. Konuşacağız ve gideceğiz. Yemek yemeye gelmedik." Hazar sakin ama düz bir sesle konuştu. Ürkütücüydü.

"Olmaz öyle şey. Baran, oğlum! Doldurun burayı bakalım. Önce mide sonra söz demişler değil mi Hazar?"

"Diyecek şeyin olmasa seni şurada öldürmüştüm biliyor musun Ahmet?" elinde su bardağı ile oynarken mırıldandı Hazar. Ahmet duymuş olacak ki yüzü sertleşti. Yutkundu ve iptal etti dediği her şeyi.

"Eğer öyle diyorsan." Batı gülümsedi Ahmet'in bu tavrına karşılık. Dikleşti ve ceketini düzeltti. Etrafa göz gezdirdi her hangi bir şey var mı diye.

Tamamen ahşap ve bitki figürü verilmiş demirler ile döşenmişti. Görebildiği her yer ahşaptı. Kapı kolları merdiven tutacakları ise demirdendi. Hoş ve sıcak bir mekandı. Aydınlık ve güzeldi.

Etrafa göz gezdirirken Ahmet'in başındaki adamla göz göze geldi. O an aklına direkt Ege gelmişti. Neden bilmiyordu garip bir şekilde Ege düşmüştü aklına. Çocukla benziyordu sanki biraz. Fazla üstünde durmayıp gözlerini Ahmet'e indirdi. Ahmet gergin bir gülümseme ile ikisinin üzerinde gözlerini gezdiriyordu. Gülümsedi Batı da ona karşılık.

Mafya (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin