Gözlerim yavaşça aralandı. Etraf bir anda netleşince boş gözlerle tavana bakmaya başladım. Ne olmuştu? Neredeyim? Kalkmak için elimi çektiğim sırada üzerinde birşey hissettim. Bir ağırlık yada başka bir el? Bu düşünceyle kafamı yastığımdan kaldırdığım anda alnıma yapışan bir avuç beni yerime sertçe geri yatırdı. “Heyy!! Acıdıı” alnımı ovuşturmaya başladım. Sızlanınca “Bu anı bozma ve uyu” Diye karşılık verdi. Madem öyle o zaman ona sarılacaktım. Yutkundum ardından ona doğru dönüp sarıldım. Afalladığının farkındaydım. Kafamı göğsüne gömdüm. Kısa bir süre sonra O da elini belime sardı ve çenesini saçlarımın üzerine koydu. Göğsünün sıcaklığı ve yumuşaklığı...
İnce bir kıyafet giydiğinden hissedebiliyordum. Bu huzurlu anın bozulmaması için herşeyi yapabilirdim. Sonsuza kadar böyle uyuyabilirdim ya da uzanadabilirdim.Kapının gıcırdayıp açılmasıyla hiç düşünmeden elimi gidin anlamında ileri geri salladım ve Kageyamaya sarılmaya devam ettim. Odadan gelen kıkırtılar kesilip kapı kapanınca Gelenlerin geri gittiğini anladım.
Kageyamanın nefes alışverişleri yavaşlayıp düzene girince uyuduğunu Farkettim. Benim uykum gelmiyordu. Yinede buradan kalkmak gibi bir niyetim yoktu. Onun yerine nefes alıp verirken yükselen göğüs kafesini izlemeye başladım. Saçımın bazı tellerini uçuran sıcacık nefesi kafamı gömdüğüm yerden kaldırmama sebep oldu. Yüzüne baktım. Çok huzurlu ve güzel görünüyordu. İşaret parmağımı aldım ve burnuna götürdüm. Nefesi Parmağımın huylanmasına sebep olunca geri çektim. Ardından yüzüne dokunmaya başladım. Uyanmaması için yavaş ve bir o kadar da nazik davranıyordum. Ellerim saçlarına gidince kendimi durdurdum çünkü uyanacağı muhtemeldi. Yinede Çok güzel duruyordu. İçime doğan yanağını öpme isteğini geri çevirmedim ve yüzümü yüzüne daha da yaklaştırdım. Tam öpecektim ki gözleri açıldı. Bir anda çığlık attım “Napıyorsun, aptal! Bir göz öyle hızlımı açılır, gerizekâlı!” diye bağırınca dudağının kenarı kıvrıldı “Açmasaydım gerçekten öpecekmiydin?” utancımdan yanaklarımın kızarmasına engel olamadım. Gözlerimi devirdim. “Öpsene” dedi ve dudağı gösterdi. Bu pis aptal dudağını öpeceğimi mi sanıyordu? Kaşlarımı çattım ve “Dudağını öpmeyecektim, aklın zaten hep başka yerlere gitsin senin” diye homurdandım. Bana sinsice sırıttı ardından yanağını gösterdi “Öp o zaman” derin bir iç çektim. Yanağını öpmek için tekrardan yaklaştığımda kafasını çevirdi ve ben daha tepki veremeden dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Gözlerim şaşkınlıktan kocaman açılmıştı. Karşı koymamam için bir eli ile ensemi sıkıca kavradı. Gözlerim yavaşça kapandı. Daha demin bana bu yüzden sinsice sırıtmıştı değilmi? Beni her şekilde öpebileceğini biliyordu. Kendini kaybetmeye başladığını farkedince kafamı geri çekmeye çalıştım ancak ensemdeki eli buna engel oldu. Diğer boşta kalan elini hızla belime sardı ve beni yatağa yatırıp üzerime çıktı. Beni tekrardan öpmek için yaklaştığı sırada yüzünü tutup geri çekmek için hamle yapacakken eliyle iki bileğimide kavrayıp başımın üzerinde sıkıca tuttu. Diğer eli kıyafetime gideceği sırada “Kageyama, bunu yapma. Çünkü bizim bunu yapacak bir yakınlığımız yok. Biz bir arkadaştan ötesi değiliz” ardından daha kısık bir şekilde “Şimdilik” dedim. Ama o bunu duymuştu. Gülümsedi ve kulağıma yaklaştı “O zaman, sevgilim olur musun?” diye fısıldadı. Kafasını geri çektiğinde gülümsedim ve kafamı yukarı aşağı doğru salladım. Bileklerimde olan eli gevşedi. Dudağıma küçük bir öpücük kondurup Üzerimden kalktı. “Pekâlâ, artık sana eriğim diyeceğim” kaşlarımı çatıp Kollarımı göğsümde kavuşturdum “Söylede göreyim, sonra da ecelini getireyim” bana kışkırtıcı bir bakış attı ardından dudağının kenarını kıvırdı “Sen iste yeter, Eriğim” son kelimeyi bilerek bastırarak söylemişti. Elime gelen yastığı alıp kafasına fırlattım. Kolayca tuttu ve bana geri attı. Yastığın burnuma çarpmasıyla ellerimi yüzüme götürdüm. Ecelini getirecektim ancak Elimde bu serum şeylerinden varken yanına gidemezdim ayrıca voleybola gittiğinden attığım şeyi kolayca tutabiliyor. O zaman Kageyamaya fiziksel anlamda değil zihinsel anlamda saldırmalıyım yani Kags'a bir nevi beyin gücünü göstereceğim diyebiliriz. Ağlamaya başladım. “Ah, acıttımmı? Üzgünüm” yanıma geldi yatağa oturup bileklerimi tuttu. Kollarımı ellerinden kurtardım ve yatağın en kenarına geçtim böylece yatağa oturdu. Arkamı döndüğüm gibi kollarını birbirine kenetledim ve üzerine çıktım ardından “Kazandımm!!” diye ciyaklamaya başladım ancak gülüşümü sildirecek bir sırıtma yayıldı yüzüne. “Ne?” tuttuğum bileğimi gevşetti ve beni yatağa yatırıp tekrardan üzerime Çıktı. Böylece şuandaki hakimiyet tamamen ona geçti. Ya da geçmedi. Yanımdaki yastığı sıkıca kavradım. Beni öpmek için eğildiğinde kafasına fırlattım geriye çekildi ve yüzünü tutup inlemeye başladı. Kalktım ve “Acıttım mı? Hey! Cevap versene” dedim ellerini yüzünden çekip ani bir hareketle belime sardı Ve beni üzerine yatırdı. Yüzümüzün yakınlığıyla nefes alışverişlerimiz birbirine karışıyordu. Nefes nefese kalmıştık. “Rövanş maçına ne dersin?” diye bir teklifte bulundum “Yani benim kazandığını kabul ediyorsun ha?” başımı bıkkınlıkla evet anlamında salladım. “Pekâlâ ödülümü istiyorum” dedi ve dudağını gösterdi. Bu aptal her seferinde beni öpecekmiydi? Küçük bir öpücük kondurdum ve kalktım. O kadar çok koşmuştuk ki başım dönüyordu. Kolumdan tuttu ve beni yatağa yatırdı. Sonra kapıya doğru yürüdü “Nereye?” arkasını dönmeden “Yemek getirmeye” dedi ve odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kageyama Tobio × reader
Storie d'amoreİki inatçı kutup tesadüfen karşılaşmalarına rağmen birbirini çeker ve yapışırlar. Kız, kageyamadan nefrette etsede ona karşı farklı duygular beslediğinin farkındadır. •kageyama × reader