1- Sokak Serserisi

15 2 0
                                    

Çağrı Gürleyen'in ağzından...

Aslan Aslanov'un bana verdiği 15 saatin bitmesine 5 dakika kalmıştı . Ne yapmamız gerektiğine karar vermemiştim. Benden sağlıklı bir karar beklenemezdi. Öldü diye rahat yaşadığımız adam ölmemişti.

Daha önce ellerim ve ayaklarım bağlanıp denize atılmıştım , vücudumda 4 kurşun yarası vardı . Bir tanesi sol göğsümün altındaydı. Ölümle belki dörtyüzyirmisekiz kez burun buruna gelmişimdir. Hatta tam 6 yıldır babamın günahını bana yüklemeye çalışan bir adam peşimdeyken bile korkunun tek harfi bile yoktu. Ama Seyit Gürleyen 14 saat 58 dakikadır korkudan ayaklarımı titretiyordu.

"Abla o manyak sana araba göndermiş."

"Hangi manyak ?"

O kadar çok manyak vardı ki.

" Aslan manyağı."

Kırmızı paltomu giyip dosyayı da alıp dışarı çıktım. Siyah, film camlı bir Mercedes ve önünde bir adam beni bekliyordu. Ben arabaya yaklaştıkça adamda bana doğru yürümeye başladı .

" Merhaba Çağrı Hanım, arabaya binmeden Aslan Bey'in can güvenliği için üzerinizi aramak zorundayım."

İçten bir kahkaha attım. Ellerimi havaya kaldırdım.

"Arabada o dimi ?" dedim kahkahalarımın arasında .

Histerik kahkahalarım tamamen sinirseldi. Her an ikimizde ölebilirdik ama hala benim onu öldürmek istediğimi düşünecek kadar bu hayatı seviyordu.

Arama bitince arabaya doğru ilerledim ve şöföre fırsat vermeden arka kapıyı açtım oturdum.

" Eğer istersem saçımdaki tel tokayla seni öldürebilecek kadar deneyimliyim. Ya benim can güvenliğim ne olucak ? "

Aslan Aslanov ifadesizce suratıma bakıyordu.

"Sence amcan ortalıkta cirit atarken seni öldürüp kendimi iyice göz önüne atacak kadar aptal mıyımdır ?"

Kesinlikle değildi, ama ben onun bu korkusunun sebebini anlamıştım . Konuşmaya devam etti.

" Amcan yaşıyor ya hani ?"
 
Bu cümlenin sonunu çok iyi biliyordum.

"Senin o zaman 6 aylık olan ama şimdi 4 yaşında olması gereken çocuğun da yaşıyor mudur? "

Aslan kafasını olumlu şekilde salladı. Gözündeki umut ışığı içimdeki köşede bir yerde saklı kalan bir şeyleri titretmişti.
Suratına yıllardır yerleşmiş acı ifadesi biraz hafiflemişti.

"Çağrı bu bir varsayım sadece. Sen benim çocuğum içindeyken o evi ateşe verdin."

"Yemin ederim bilmiyordum. Zaten 3 erkek cesedi çıktı evden. Ufak bir mantıkla amcam kaçtıysa çocuğuda almıştır. Sana karşı küçücük bir çocuğu kullanabilecek kadar acımasız."

21 yaşımdayken tüm hayatımı değiştiren o gerçeği öğrenmiştim. Ve kendi aklımla babamın, dedemin ve amcamın ölmesi gerektiğine karar vermiştim. O zaman taze bir adli tıp öğrenciyken bir cinayeti nasıl kusursuz hale getirebileceğim hakkında fikirlerim vardı. O evde sadece amcam, dedem ve babam vardı. Ama 21 yaşındaki akılsız kızın hesaba katamadığı bir çok şey vardı .

"Neyse ne Çağrı. Vicdan mahkemen seninle vicdanın arasında . Benim korumaya çalıştığım bir çocuğum daha var.7 yaşındaki kızımı sır gibi yaşatıyorum. O şerefsiz amcanın baban gibi bana aynı şeyleri yaşatmasından korkuyorum."

SallantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin