dont worry

554 74 29
                                    

"Bu şarkının tutacağından o kadar emindim ki." Hoseok'un dedikleriyle burnumdan güldüm. "Yanlış şarkıyı mı seçtik acaba ya?" Hoseok'un taklidini yaptığımı anlayan Jungkook devamını getirmek için öne atladı.

"Acaba farklı bir dilde mi söyleseydik ya?"

"Bu şarkı yüzünden umutsuz hissediyorum ya." dudaklarımı büzdüm ve suratımı Hoseok'un suratıyla aynı şekile soktum.

"Böyle bir şey mi yaşandı? Çok garip, hatırlayamıyorum."

"Algı yaratmak bunların işleri güçleri. Takma sen."

"Yok artık. Bak, görüyor musun? Bunların ikisi bir oldu bizi deli durumuna sokuyorlar." Jungkook, Taehyung ve Hoseok'u işaret edip beni uyardı.

"Çekemiyorlar bizi hayatım." Jungkook'un kollarına doğru yaslandım ve başımı kaldırıp gözlerinin içine baktım. Elleri anında yanaklarımı bulurken söylendi. "Kaçsak mı biz buralardan?"

"Nereye?"

"Uzaklara." Omuzlarımı silktim ve başımı olumlu anlamda salladım. "Oldu, başka?" Taehyung'un yüksek çıkan sesiyle hepimiz ona döndük. Kaşları çatılmış odak noktası ikimizdik. "Ne var be?" cırladığımda öldürücü bakışlarını Jungkook'un üzerinden alıp, bana dikti.

Pekala, ürkütücüydü ve bir daha bağırmamam gerekiyordu.

"Tamam bir şey demedik." Ellerimi teslim olurcasına kaldırdım ve ağzıma fermuar çektim.

"Bu gece bizimkilerle kutlama yapıyoruz o zaman?" Hoseok'un sorduğu soruyla gözlerimi devirmek istedim.

"Bizimkiler kim oluyor tam olarak?" agresif tavrımla bir anlığına duraksadı ama aldırmadan devam etti.

"Chaeyoung, Lalisa, Nayeon, Jisoo... bunlar işte biliyorsun. Neden her seferinde soruyorsun?" Gözlerimi devirdim ve sesmi yükselttim. "Sizinkiler oluyor onlar, bizimkiler değil."

Jungkook bana doğru eğildi ve yanaklarımı çekiştirmeye başladı. "Bizi mi kıskanıyorsun sen? Yerim seni." Acıyla inleyip kendimi kırtarmaya çalışsam da gücüne karşı koymak imkansızdı. Jungkook tüm gücüyle yanaklarımı sıkmaya devam ederken inlememle Taehyung kollarının arasına girmiş ve onu benden uzaklaştırmıştı.

"Salak mısın, oğlum? Acıyor diyor kız." Taehyung beni savunurken acıyla yanaklarımı tutuyor ve söyleniyordum. "Acıdı mı?" Bir anda bana dönüp endişeyle gözlerime baktı. Yutkundum ve başımı sallamakla yetindim. Anında elleri yanaklarımı gidip, parmaklarıyla yavaşça okşamaya başladı. Vücudumdaki bütün kan akışı yönünü değiştirmişti. En ufak temasımızda bile vücudum kafayı yiyor, kontrol edilemez hale geliyordu. O parmaklarını yanağıma sürtüp, acımı almaya çalışırken aşk salgılayan hormonlarım rahat durmuyordu. İçimdeki sevgi kontrol edilemez şekilde büyüyordu ve bu yanlıştı.

Kendimi geri çektiğimde eli boşluğa, gözleri hayal kırıklığına düştü.

Halbuki o su bize yabancı değildi. Neden her seferinde böylesine afallıyorduk?

Yutkunup, bakışlarının odağını değiştirdiğinde Hoseok ve Jungkook'un yanına gittim. O da hiçbir şey olmamış gibi yanımıza geldiğinde garipsemedim. Bu senaryoyum her gün tekrarlıyorduk.

Diğer kadınlara dokunan ellerinin bana değmesini istemiyordum. Tek taraflı da olsa bu beni iğrendiriyordu.

Hoseok tekrardan bu akşamki planın üzerinden geçtiğinde dikkatle onu dinledik. En sonunda hepimiz partiye hazırlanmak ve kişisel işlerimizi halletmek için dağılmaya karar verdik.

zitti e buoni, taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin