zitti e buoni, taennie

carry him

Gelen acil durum telefonuyla üzerime bir çırpıda deri ceketimi ve kot pantolonumu geçirmiştim. İçimde sütyenimden başka hiçbir şey yoktu.

Arabayı park ettikten sonra mekana doğru yürümeye başladım. İlk defa geldiğim bu ucuz yerde Taehyung'un ne yaptığını çok merak ediyordum. Beni aramış ve acilen gelmem gerektiğini söylemişti. Bir saniye bile düşünmeden kendimi dışarı atmıştım.

Girdiğim mekandaki duman oranı, alkol ve ter kokusunun yoğunluğu çok fazlaydı. Nefes almamaya özen göstererek istemedende olsa birkaç bedene çarparak ilerliyordum ve Taehyung'u  en kısa zamanda görmeyi umut ediyordum.

En sonunda gözüme kıvırcık saçları çarptığında ona doğru hızla ilerledim. Önündeki sarı saçlı kıza omuz atıp, karşısındaki yerimi aldığımda gözleri kocaman açıldı. Karşılık olarak kaşlarımı çattım ve sorarcasına baktım.

"Umarım geçerli bir sebebin vardır." dişlerimin arasından tıslarken omzumdan tutulup, çekildim. Şaşkınlıkla bir beni tutan sarı saçlı kadına bir de Taehyung'a bakıyordum.

Bu kadın kim olurdu da beni tutuyordu?

"Taehyung, bu kız kim?" Kulağımın dibinde cırlayan bedenin kollarının arasından kurtuldum ve Taehyung'un yanına geçtim.

"Asıl bu yelloz kim, Taehyung?" Tek kaşımı kaldırdım ve bakışlarımı sarışına diktim.

"Jennie, güzelim açıklayabilirim bak." Taehyung ellerini bana doğru uzatmış, ve sadece benim anlayabileceğim bir şekilde bana bakıyordu.

Tekrardan bu oyuna ayak uydurmam gerekiyordu.

"Güzelim mi? Bu kız mı güzelin?" sinirle nefesimi dışarı verdim ve sarışına döndüm. "Eğer bir daha bana 'bu kız' dersen.." cümlememi bitirmeden araya girmişti. "Eee, ne yaparsın?"

"Senin o boyanmaktan yıpranmış saçlarının geri kalanını da ben yolarım. Anladın mı?"

Kız şaşkınlıkla geriye doğru adımlamış, bir süre sonra gülmeye başlamıştı. "Bu dağ ayısı mı güzelin gerçekten?"

Bedenimi kontrol edemeyip öne doğru atıldım. "Bana baksana sen!" Kızın üstüne atılmak için hareket ettiğimde belimden tutularak geri sürüklendim. "Jennie, bir dur ya. Taşıyacak durumda değilim."

"Bırak işte yolayım şunu."

"Vahşi hayvan mısın kızım sen?" bu sefer Taehyung'a atılmak için hazırlanırken sarışın aramıza girdi. "Taehyung sana bu kız kim diyorum?"

İnanamayarak kıza döndüm ve Taehyung'u işaret ettim. "Onun sevgilisiyim. Asıl sen kimsin?"

Kızın suratı anında düşerken Taehyung belimdeki ellerini sıkılaştırmış ve kafasını omzuma yaslamıştı. "Soru sordum sarışın. Cevap vermeyi düşünüyor musun acaba? Merak ediyorum."

"Bir şeyi değilim. İşine bak."

Kız arkasını dönüp giderken elimle bacağıma vurdum ve söylendim. "Bak ya, hiçkimseymiş. Salak paçoz." Duraksadım ve Taehyung'un bu kızla ne işi olduğunu düşündüm.

Yatak arkadaşı?

Bakışlarımı çekip giden kızın arkasından çekip sinirle Taehyung'a baktım. Gözlerini kapatmış, derin derin nefesler alıyordu. Kesinlikle huzur dolu suratını patlatmak istiyordum. Omuzlarımı silktim ve irkilmesini sağladım. O korkarak bana bakarken bağırdım. "Çek şu kafanı ya. Omzum ağrıdı."