Sevgilim,
Yine gittin.
10 gün geçti, bu süre zarfında az da olsa kendimi kandırdım. Burada kalacağına inandım, gitmeyeceğine inandım.
Beni sevidiğine inandım.
Yanılmışım.
Normalde hep sen uyurken yazdığım bu notları şu an sabahın 5'inde yazıyorum. Yazılar okunmyorsa özür dilerim zira buğulu gözlerle yazmak oldukça zormuş.
Sevgilim, ağlamamı istemezdin, ne zaman ağlasam gözyaşlarımı silerdin. Şimdi neredesin? Gözyaşlarımı silmene ihtiyacım var.
Jean, mutlu musun?
Gerçekten, o adan seni benim sevdiğim kadar seviyor mu sevgilim? Sen her üşüdüğünde sana arkadan sarılıyor mu? Ne zaman ki yağmur yağdığında dışarı çıksan anında hasta olduğunu ve sana iyi gelen tek şeyin tavuk çorbası olduğunu biliyor mu? Ailenle olan geçmişini, okulunda ne kadar zorlandığını ya da eşcinsel olduğun için kaç kere dövüldüğünü ve her seferinde seni Eren ve benim kurtardığımı biliyor mu sevgilim?
Gece yarıları dışarı çıkıp ayı izliyor musunuz? Bunu yapmayı çok seviyordun.
Bugün iğrenç bir günmüş sevgilim. Kendimi iğrenç hissediyorum ama bunun için kendini suçlama, seni çok seviyorum ben hala.
Tabii bu hoşuna gidiyor mu bilmiyorum...Gitmiyor ise özür dilerim.
Bana hep basit olma derdin sevgilim. Yüzünde güller açsın, yaprakların hiç solmasın derdin. Lakin bilmiyordun ki ben güllerimi gözyaşlarıma sakladım da sen gittiğinde kaybettim hepsini tek tek.
Soldular sevgilim, sensizlikten soldular. Bir daha da açmazlar, güllerim sana düştü.
Sevgilim, özür dilerim. Hala aptal gibi güllerimin senin sayende büyümesini beklediğim için.