44. Bölüm

1.3K 187 29
                                    

EFE
Gözlerimi araladığımda elimi yavaşça yatağa koymuştum. Bir şeyler eksik gibiydi. Elimle yatağın çarşafını yokladım. Eylül yoktu. Gözlerimi hızla açtığımda onun aynanın karşısında saçlarını taradığını görmüştüm. O kadar güzle uyumuştum ki ondan önce kalkamamıştım. Onunla uyumak ilaç gibiydi. Her gün bu hissi yaşamak istiyordum.

Altına siyah bir dar pantolon giymiş. Üstünde beyaz bir tişört vardı. Elindeki tarağı bırakıp dudaklarına hoş kırmızı tonlarında bir ruj sürerken aynanın yansımasından onu izlemeye devam ettim. Onun izlemek keyif veriyordu.Sanırım işi için hazırlanıyordu. Değişmişti Eylül. Eskisi gibi değildi. Daha saf değil daha mantıklı hareketlerde bulunmaya başlamıştı. Ama bazen saf kişiliği gün yüzüne çıkıyordu. Uyanıp çoktan üstünü giyinmesi beni şaşırtmıştı. Dudaklarını birbirine bastırıp rujunu yayarken yavaşça yatakta doğruldum. Gözüm yerdeki tişörtüme kaydı.

Onunla uyumak gerçekten keyifliydi. Yüzüme bir gülümse yayıldı. Seviyordum bu kızı. Cesareti bazen hoşuma gidiyordu. Onunla ne zaman birlikte uyusam derin bir uyku çekiyordum. Sanırım tüm vücudum huzuru bulmuş gibi rahatlıyor ve onunla olunca hiçbir sorunu düşünmüyordum. Bu yüzden uykum güzelleşiyordu. Yerdeki tişörtü alıp üstüme geçirdikten sonra ellerimle saçlarımı düzeltmeye çalıştım.

" Uyandın mı?" Eylül eline parfüm şişesini alıp boynuna sıkarken gözüm tekrar ona kaymıştı. Kıpırtımı duymuş olmalıydı.

" Erkencisin?" onunla uğraşırken kendime gelmeye çalışıyordum.

" Dükkanla ilgilenmem gerekiyor. Umut yok." dediğinde parfümü aynanın önüne bırakıp bana doğru dönmüştü. Onun uzun saçlı halini bir an düşünmüştüm. Şimdi saçları kısacaktı. Sanırım uzun saçlı halini daha çok seviyordum. Ama yine de fark etmezdi. Ne tarz yaparsa yapsın güzelliğinden ödün vermiyordu.Hareketleri beni daha çok etkiliyordu. Sadece canımı sıkan şey Umut'un ismi olmuştu sabah sabah.

" Umut'la ayrıldınız mı?" Yataktan kalkıp yavaşça ona doğru yürümeye başlamıştım. Bu kırmızı ruju çok sürmüş gibiydi. Gözlerim onun aynasının önündeki makyaj malzemelerine kaydı. Bir peçete gördüğümde ona doğru uzanmıştım.

" Aslında ben istemediğimi söyledim ama Umut hala kafasında bitiremedi bazı şeyleri. Sadece düşün taşın geri geleceğim dedi. Onu seviyorum. Çünkü o benim çocukluk arkadaşım. Onunla yıllarımız geçti. Bu küçük şeyden aramızın bozulmasını istemiyorum. " Eylül böyle söylediğinde elimdeki peçeteyi öfkeme hakim olamadan onun dudaklarıma bastırmıştım. Bastırarak onun rujunu silerken beni birden durdurmuştu.

" Dur acıttın. Ne yapıyorsun!" o böyle bağırınca elimi geri çekmiştim. Bam telime basıp duruyordu.

" Onunla yakın olmanı istemiyorum." Sonuçta Umut bir erkekti ve Eylül'e hiçbir zaman arkadaş gözüyle bakmayacaktı. Ondan hoşlanıyordu. Eylül için her şey hava hoştu.

" Efe o benim çocukluk arkadaşım saçmalama. En zor günlerimde yanımda oldu. Ben onunla uzun bir dönem geçirdim sence koparıp atabilir miyim öyle hemen." Eylül belki haklıydı ama ben kesinlikle buna karşıydım. Aklımda hep bir şüpheyle yaşamak istemiyordum.

" Eylül o çocuğu gerçekten senin yanında görmeye tahammül edemiyorum anlıyor musun?" ellerimi onun yanaklarına koyduğumda alnımı Eylül'e doğru yaslamıştım.

" Efe biliyorum kıskanıyorsun. Bu normal ama ben onunla görüşmeye devam edeceğim. Ben zaten her şeyin farkındayım. Ona nasıl davranmam gerektiğini biliyorum." Eylül beni dinlemiyor ve kendi düşüncelerini sürekli savunuyordu. Elimdeki peçeteyi aynanın önüne bıraktığımda geri geri yürümeye başladım.

Onu Bana AnlatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin