20/Final

376 34 2
                                    

Jungkook/

Taehyung'a sevişelim dememin üzerinden yaklaşık bir hafta geçmişti ve anlamadığım bir şekilde sevgilim benden kaçıyordu. aynı evde yaşıyor, aynı yatakta uyuyorduk ama en ufak bir temas anında bir bahane bulup gidiyordu yanımdan. bunun ona "sevişelim." demem yüzünden olduğunu hissetmek canımı sıkıyordu çünkü bunu söylerken Taehyung'un birlikte olmak istediğini sanıyordum ama her zaman olduğu gibi bunda da yanılmıştım.

aklımdaki düşüncelerden kurtulmak adına başımı iki yana sallayarak elimdeki kupaları daha sıkı kavradım. Taehyung benden kaçtığı için yanına gitmek için bahane arıyordum, şaka gibi. sevgilimin yanına gidemiyordum resmen.

oturma odasına geçtiğimde koltukta oturan sevgilime bakarak derin bir nefes aldım. elindeki kitabı sıkıca tutuyor, parmakları arasındaki kalemi birkaç saniye aralıklarla çeviriyordu. bu alışkanlığı uzun zamandır vardı, ne zaman bir kitap okusa elindeki kurşun kalemi döndürüp dururdu. oysa Taehyung, bir kitapta en fazla beş cümle çizerdi, fazlasına denk gelmemiştim.

Taehyung, biraz garipti. kitaplarını vermek istemez ama o kitapları bana okumak için can atardı. seviyordum sesini, dünyanın en güzel sesi demiyordum ama en azından benim dünyamın en güzel sesine sahip kişiydi ve bu gerçek, benim için yeterliydi.

elimdekileri önündeki masaya koyarak karşısındaki koltuğa oturdum. bakışları birkaç saniye masadaki kupaya değmiş ardından tekrardan elindeki kitaba odaklanmıştı. daha fazla dayanamayacağımı hissederken, "beni yok sayarak ne kadar kırdığının farkında mısın?" deyiverdim. söylemek istediğim bu değildi ama bir haftadır diken üstünde gibiydim ve bir hata yapıp yapmadığım ikilemi arasında sıkışmaktan oldukça yorulmuştum.

elindeki kitabı biraz daha sıktıktan sonra sakince masaya koyarak bakışlarını bana çevirdi. gözlerinin altındaki morluklar keyfimi kaçırıyordu ama aynaya bakarsam aynılarını göreceğimden de emindim.

"seni yok saymıyorum." dediğinde tek kaşımı kaldırmış suratına bakmaya devam ediyordum ama Taehyung'un tek yaptığı sıcak çikolatayı dudaklarına götürerek birkaç yudum almaktan başka bir şey olmamıştı. aptaldı, yüzündeki gülümseme yalnızca sıcak çikolata içindi ve bu aptala aşıktım.

"Taehyung." ismini seslenmemle gülüşü dudaklarından silindiğinde gerçekten bir şey yapıp yapmadığımı düşündüm. onu mutsuz ediyordum. "bir şey mi yaptım? aslında bir şey yapmadığımı düşünüyorum ve beni bu şekilde suçlu hissettirmen kalbimi kırıyor." gözlerimi yüzünden çekerek masaya bakarak devam etmeye başladım. "sen istemediğin sürece sana dokunmam ama bunu yapabilirmişim gibi kaçıyorsun benden... bu biraz kötü. böyle hissettirdiysem özür dilerim." sesim sonlara doğru kısılırken gözlerimi kapatıp açarak tekrardan sevgilime baktım. oldukça düşünceli görünüyordu. dudakları büzülmüş, gözleri kucağındaki ellerindeydi.

yaklaşık beş dakikalık bir sessizliğin ardından, "özür dilerim." diyerek gözlerimi kapatmamı sağlamıştı. sevgilim, kesinlikle benden ayrılacaktı. "özür dilerim, sana böyle hissettirdiğim için. bana istemeden bir şey yapmayacağını biliyorum Jungkook, yalnızca korkuyorum. ilk defa bir erkekle ilişki içerisindeyim ve bu garip. kötü anlamda değil of. sadece cinsel konuları konuşurken kolaydı ama ciddiye binince ne yapacağımı bilemedim." kurduğu cümlelerle gözlerim hızlıca açılırken bir haftadır çektiğim işkencenin sebebine gülümsedim, benden ayrılmıyordu!

tereddüt etmesine şaşırmıyordum ama bunu benden kaçarak gizleme çabası...

"keşke bunu bana söyleseydin, kafayı yedim Taehyung." bir haftanın açıklaması kesinlikle "kafayı yedim." olmalıydı. Taehyung, bıkkınca bir nefes verirken yerimden kalkarak yanına oturdum. sonunda kaçmıyordu.

"sevgilim, bir şeyleri yapmak zorunda değiliz. seninle birlikte olmak bile yetiyor bana, tamam mı?" sakince dizini okşarken diğer elimi de saçlarına daldırarak şampuanının güzel kokusunu aldım. duş almaya bayılıyordu resmen.

dizindeki elimi tuttuğunda bakışlarımı ona çevirdim, dudaklarını ısırıp duruyor ama tek bir kelime etmiyordu. birkaç saniye sonra dudaklarını serbest bırakarak, "seninle sevişmek istiyorum, pezevenk." dediğinde sesli bir kahkaha atarak karşımdaki aptalın gözlerine baktım. o ise bunu anlamış gibi yalnızca başını sallamakla yetindi. pişman olmasını istemiyordum bu yüzden derin bir nefes alarak "buna emin misin?" dediğimde gözlerini devirip bedenimi bir anda kucağına çekerek dudaklarımı kendi dudaklarıyla örttü.

İlk öpüşmemiz olmamasına rağmen bu seferki farklı hissettiriyordu.. Taehyung'un dilini aralık hâlde duran dudaklarımdan içeri sızdırması öpüşmeyi iyice ıslak bir hâle getirdiğinde, ağzımın içimdeki dilini emerek Taehyung'un inleyerek geriye çekilmesini sağladım.

Taehyung'un kızarmış suratı gülümsememi sağlarken oturduğum yerde hafifçe hareket ederek omuzlarına tutundum. "sadece... nazik ol." nefes nefese kurduğum cümleyle beraber afallarken gözleri şaşkınlıkla açılmış, elleri sıkıca belime tutunurken gülmüştü. "nazik olacağım, sevgilim."

kucağındaki bedenimle beraber ayağa kalkarak direkt olarak benim odama yöneldiğinde kalbimin sesini duyabiliyordum resmen. bedenimi yatağın üzerine bırakıp, ilk olarak üzerimde tişörtten ardından pantolon ve iç çamaşırımdan kurtulmamı sağlayarak gülümsedi. yüzündeki alaylı gülümseme yüzümü kapatma isteği doğursa bile umursamadan gözlerine bakmaya devam ettim. gözlerimin içine bakmaya devam ederken kendi üzerindekilerden kurtulduğunda birkaç kez yutkunmak zorunda kalmıştım. şimdi, ikimiz de çıplaktık. ve çıplaklıktan ilk kez utanmıyordum.

yatakta gerilememi sağlayarak önümde durmuş, hemen ardından dudakları boynumu bulurken, parmakları iki tepeciği de sıkıştırdı. bu hamlesiyle sırtımı bir yay gibi gererek Taehyung ile göğüslerimizin çarpışmasını sağladığımda onun gülüşünü işitmiştim. bu sırada sağ tepeciği rahat bırakıp eli tüm vücudumda dolanmaya başlamıştı ve ben onun buna son vermesini beklerken, dudaklarımı dişlemekten bir hâl olmuştum.

dudaklarını boynumdan çekerek gülümsediğinde, "seninle birazdan.. daha fazla ilgileneceğim." diyerek kenardaki çekmeceden çıkardığı kayganlaştırıcıyı elime verip penisine sürmemi bekledi. bu durum tükürüğümün boğazıma kaçmasını sağlamaktan başka bir işe yaramamıştı.

elime döktüğüm kayganlaştırıcıyı ereksiyon olmuş penisine sürerken Taehyung'un artan inlemeleriyle kasıklarımın sızladığını hissediyordum. Taehyung, sanki dayanamıyormuş gibi elimden kurtulduğunda yatağın üzerinden inerek bedenimi kendine doğru çekti. bacaklarımın arasına girmiş, elindeki prezervatifi penisine geçirmeye çalışıyordu. onu izlerken sakin olmam gerektiğini kendime fısıldıyordum ama o an bir bacağımı omzuna atan Taehyung, bu çabamı tamamen yok saydı. sonra aklına bir şey gelmiş gibi bacağımı indirerek dizlerinin üzerine çöktü. ne yapacağını düşünürken deliğimde hissettiğim sıcak nefesle beraber ondan kaçmaya çalışmış ama o, buna izin vermeden dilini deliğime itmişti. yemin ederim çıldıracaktım.

birkaç dakika süren bu güzel eziyetin ardından tekrardan bacağımı omzuna alarak güven verici bir şekilde gülümsedi. "canını acıtmayacağım." bunu söylemesinin ne kadar gereksiz olduğunu ikimiz de farkındaydık ama o an bunu umursamadım, tabii ileride dalga geçecektim.

bir anda yarısını sokmasıyla acıyla inlerken sevgilim dudaklarıma eğilip, acımı hafifletmek ister gibi onu sertçe öpmeme izin verdi. zaten birkaç dakika sonra alıştığımı hissederken hareket etmesi adına başımı salladım, sonunda acı geçecekti.

içimde sertçe hareket etmeye başlayan bedenle derince inlerken nefes nefese söylediği sözleri anlamaya çalıştım ama hiçbir şeyi anlayamıyordum. içimdeki hareketleri hızlanırken boşalmıştım ve benden hemen sonra boşalan Taehyung, dudaklarıma küçük bir öpücük bırakıp soluklanırken yine aptallığını konuşturdu.

"alta geçtin... oha, sen bana aşık olmuşsun!"





SON


Bitti~

Diğer hikayelerime de destek olun lütfen.

Seviliyorsunuz...
Hoşçakalın...
Kendinize iyi bakın. ^^
Öpüldünüz. ❤️💜❤️

𝕿𝖗𝖔𝖚𝖛𝖆𝖎𝖑𝖑𝖊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin