0.3

33 5 5
                                    

'Ağlamak sende iğrenç gözüküyor. '

Burun çekme sesleri.

'Ağlamayı kes artık Jimin. '

'Özür dilerim Jungkook. '

Gülümseyerek sevdiğinin gözlerinin içine bakıyordu, iyiymiş gibi. Ama gözyaşları sanki Jimin'in öldüğünü söylüyordu.

Jungkook kalktı, yerini iyi bildiği mutfağa ilerledi ve bir peçete kopardı rulodan Jimin'e.

'Gözyaşlarını sil. '

Jimin ürkek bir sima ile Jungkook'un elinden aldı peçeteyi, önce gözlerine götürdü. Ovuşturdu, sonra da burnunu sildi.

'Sadece bir çocuk olmak istemiştim. '

Elindeki peçeteyi katladı ve yumruğunun arasına aldı. Kırmızı burnu, çökmüş göz altları ve kanlı gözleri. Bitiyordu Jimin, ya da bitmişti.

'Çocuk falan değilsin, 16 yaşındasın. '

Ağzını açtı Jimin, bir şeyler söylemek istedi. Dudakları titredi.

'Özür dilerim.. -

Gülümsedi.

Jungkook. '

Jungkook, dudaklarını dişledi. Saçlarını karıştırdı, olduğundan daha masum ve umut kırıntılı yüz ifadesiyle.

Kıkırdadı.

'Sana yemek yapayım, üzerini de çıkar. Ev kıyafeti giy, dışarı kıyafetleriyle oturma. '

Kocaman gülümsedi, tavşan dişleri Jimin için cennete eş değerdi.

Jungkook böyleydi işte, garip biri. Jimin onu böyle de sevebiliyordu.

medicine.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin