0.7

24 1 1
                                    

'Jungkook biliyor musun?'

Kahkaha attı.

'Seni çok seviyorum. '

Jungkook kollarının arasındaki sarhoş 'bebeğe' bakıyordu. Tabii Jimin bakmıyordu, o şimdi ne düşünüyordur kim bilir?

'Mesela seni sevmek ve ölüm arasında seçim yapmak zorunda olsam.. '

'Ee?' diye yanıtladı Jungkook. Belli ki ayak uyduracaktı.

'Ölümü seçerdim, yanii, son nefesimde de seni severdim. '

Jungkook gülümsedi, Jimin ise kıkırdadı(?).

'Romantik mi oldun sen şimdi?'

'Mm oldum değil mi? '

Jungkook Jimin'in terden alnına yapışmış sarı saç tutamlarını kulağının arkasına attı.

'Sadece 3 kadeh içtin, böyle olacağını bilseydim fikir sunmazdım bile. '

Flashback :)

'Lütfen, bir kerecik denesem ne olur?'

'Reşit değilsin Jimin. '

'Sen de benim yaşımdayken ilk içkini içtin, hem en iyi zaman şu an? Ya bir gün bara gidersem orada sızıp kalırsam? Ne yapacağız? '

Jimin Jungkook'u ikna etmek için bütün ikna becerilerini kullanıyordu.

'İyi. Sonra şikayet edersen tadı çok kötü bilmem ne, o zaman ben sorumlu değilim. '

'YAŞASIN!'

Zafer.

Flashback and 😰

'Sence boğalar uçabilir mi? '

'Jimin bu yaratıcı soruların temeli nedir acaba? '

'Bence uçuyorlardır, sonuçta Redbull kanatlandırıyorsa.. '

Jungkook göz devirdi.

'Boğalar da uçuyordur! '

Çok coşkulu bir kahkahanın ardından Jimin yine duvarlara bir yerlere daldı, Jungkook onu ve yüzündeki her mimiği okurcasına izliyordu şu an, anladı. Jimin sızmak üzereydi, göz kapakları çöküyor ve ağırlaşıyordu.

Jungkook onu kendi yatağına taşıdı, Jimin'in duymayacağını düşünüp konuştu.

'Korkuyorum Jimin. '

'Korkağın tekiyim. '

Yorganın altına girdi ve Jimin'e sarıldı bu sefer Jungkook, yarın cumartesi olduğu için paniğe gerek yoktu.

medicine.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin