17.Bölüm

29 2 0
                                    

Bağırarak uyandım. Yanımda beliren James bana sarılmaya kalktı ama buna izin vermedim. Hiç bişey olmamış gibi ellimi yüzümü yıkamaya gittim. " iyi misin ? "  diyerek peşimden gelen James'e dönüp bağırmaya başladım " beni buraya getiren sendin , senin yüzünden burdayım vücudum da ki morarıklıklar senin yüzünden şimdi bide iyi olup olmadığımı mı soruyosun ? Eğer çok merak ediyorsan değilim hiç iyi değilim neden burda olduğumu bilmiyorum " diyip banyoya girdim ve kapıyı kitledim. 

Sıcak su bedenimi ele geçirmişti. Vücudumu ele geçiren sıcak su bütün düşüncelerimle birlikte akıp gittiğini hissediyordum. Ne kadardır banyodayım bilmiyorum ama çıkmaya da pek niyetim yoktu. 

Kapının tıklatılma sesiyle rahatlık sona ermişti. James'in sesiydi bu. " iyi misin ? " bu sorudan bunaldığım düşüncesiyle " yaşıyorum " terslemeyi tercih etmiştim. " temiz kıyafetler bırakıyorum yatağın üzerine sorun olursa kapının önündeyim seslenmen yeter "  diyerek yavaş ve sakin adımlarını duyordum. " sorun sensin " bundan sonra dzgün cevap vermeyecektim. 

Parmaklarımın buruştuğunu görünce çıkmam gerektiğini anlamıştım. Havluyu vücuduma sararak kapıyı araladım . Etrafta James'e dair bir iz yoktu. Yatağa yaklaşıp yatağın üzendeki kutuyu açtığımda. O kadar şık bir kıyafet yoktu ama pahalı oldukları belliydi. Victoria Secret iç çamaşırları bir de siyah askılı belinden büzmeli bir elbise vardı . Oyalanmadan giydim ama ayakkabılar yoktu. Zaten geldiğimde de ayakkabılarım yoktu. " ayakkabılar ? " diyerek kapının önünde durar James'e seslendim. "giyindiysen ayakkabılar sorun değil " . Saçlarımı kurttuktan sonra kapıyı açtığımda tam karşımdaydı. Elimde siyah bir topuklu ayakkabı vardı yukarı kaldırarak ayakkabıları işaret etti. Eğildi ve ayakkabıları giydirmeye başladı. Bu adam sert mi yoksa içine kedi mi kaçmış çözebilmiş değilim açıkçası açaba gönlümü mü almaya çalışıyor ? 

"Teşekkür ederim şimdi nereye " diyerek iifadesiz bi şekilde yüzüne baktım. Gel dercesine yürümeye başladı. Büyük kapının yanına gelince durdum. Arkasını dönüp bakarak " gel " . Kafamı iki salladım. İstemediğimi anlayınca kolumdan tutup çekmeye başladı. Kolumu o kadar sıkıyordu ki kemiklerimin sızladığını hissediyordum. 

Yine o adamın karşısına geldim. Baştan aşşağı süzüldüğümü hissediyordum. Utancım korkumu bastırarak kafamı istemsizce eğmeme sebeb oldu. " neden burada olduğunu düşünüyosun ? " sesinde inanılmaz derecede bir sakinlik vardı. Kafamı kaldırdığımda çaprazındaki koltuğu gösterip oturmamı işaret etti. Sorusunu cevabını ister gibi yüzüme bakıyordu. Bir el işaretiyle James odadan çıktı ve kocaman kapıları kapattı. 

"Bir soru sordum" diyerek eğilerek dirseklerini bacaklarna dayayıp ellerini kavuşturdu. Sinirlendiği her halinden belliydi. " Düşünemiyorum" duraksadım " Ben sedece neden burada olduğumu bilmek istiyorum ?" ayağa kalkarak bana doğru iki adım attı. " kendi hatan yüzünden " bağırmaya başlamıştı. Halbu ki siirlenicek bişey dememiştim . Gözlerim dolmaya başlamıştı. Ağalamaklı bir tonla "ben ne yaptım "  diyerek ayağa kalktım. Bir adım daha attı ve artık vücutlarımızın değmesine çok az kalmıştı. Dik dik birbirime bakıyorduk istemsizce akan göz yaşlarım dinmek bilmiyordu.  Ama dik durmam gerkiyordu direnmeliydim .

Aşk'a kaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin