-6-

111 15 10
                                    

İki hafta sonra.

Hiçbir zaman mutlu bir çocukluğum olmamıştı. Annem dördüncü yaş günümden sonra birden ortadan kayboluvermişti. Küçük bir çocuk için annesiz kalmanın ne demek olduğunu bilir misiniz? Aylarca, hatta haftalarca geri dönmesini beklemiştim. Öldüğüne veya kaçırıldığına dair hiçbir kanıt yoktu. Sanki öylece buhar olup havaya karışmıştı. Babam da ben de uzun süre annemin yokluğunu kabul edememiştik.

Bir gün babam yanında başka bir kadınla çıkageldi. "Bu senin yeni annen." diyordu. O kadını ilk gördüğüm andan beri sevmemiştim. Babamla ilk defa büyük bir kavga ettiğimizi hatırlıyorum.

Üvey annem benden hoşlanmıyordu ve babamın yanımızda olmadığı her an bunu açıkça belli ediyordu. Beni kuklası gibi kullanmaya çalışmıştı ama hiçbir zaman boyun eğmemiştim. Ona katlanmamın tek nedeni babam ve üvey kardeşimdi. Ne olursa olsun onları çok seviyordum. Kampa geldiğimden beri bir an olsun aklımdan çıkmamışlardı. Ailem hakkında sorduğum sorularsa her seferinde cevapsız kalıyordu.

"Nefesini tut ve karnını sık." karnımda hissettiğim parmaklar ve enseme vuran sıcak nefesle düşüncelerimden sıyrılıp gerçek hayata döndüm. Siyeon arkamda durmuş bana nasıl yumruk atacağımı öğretmeye çalışıyordu. Bana bu kadar yakınken düzgün bir şekilde nefes almam zaten mümkün değildi. Karnımda dokunduğu yerler karıncalanıyordu. Varlığıyla beni bu kadar çok etkilemesi korkutucuydu.

Elini karnımdan çekti. "Sağ ayağını biraz geride tut ve dizlerini kır. Yumruk atarken ayaklarını yere sağlam basmazsan dengeni sağlayamazsın."

Dediğini yaptım. Daha önce gösterdiği şeyleri hatırlayarak yumruk yaptığım ellerimi çenemin hizasında tuttum ve tam karşımda duran boks torbasına baktım. "Hedef al ve sağ elinle yumruğunu savur."

Derin bir nefes alıp tüm gücümle yumruğumu boks torbasına savurdum fakat beklediğim performans kesinlikle bu değildi. Sağ bileğime saplanan keskin sancıyla yüzümü buruşturdum. Resmen yerinden milim hareket etmemişti!

Siyeon'un yüzünde mimik oynamıyordu. "Tekrar dene."

Dediklerini tekrar yaptım. Sağ ayağımı geriye attım, dizlerimi hafifçe kırdım. Kendime birkaç saniye odaklanmak için zaman tanıdıktan sonra sağ yumruğumu boks torbasına savurdum.

Elim yine geri teptiğinde acıyla inleyip bileğimi tuttum. Olmuyordu. Hala yeterince güçlü değildim ve daha fazla çalışmalıydım.

Siyeon derin bir nefes alıp kafasını iki yana salladı. "Antrenmanlarını aksatmadığından eminsin değil mi Bora?"

Bileğim acıdığı için dolan gözlerimi Siyeon'unkilere çevirdim. "Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun?"

"Hayır sadece... Güçsüz olduğunu söylüyorum."

Tamam, artık buna katlanamayacaktım.

Sinirle giydiğim boks eldivenlerini çıkardım. "Senin gibi doğduğumdan beri dövüşmek için eğitilmediğim için özür dilerim Siyeon." burnumdan solurken kendime düşünmek için zaman tanımadım. Aklıma ne geliyorsa söyleyecektim.

"İki haftadır burada yeni hayatıma alışabilmek için çabalıyorum ve ağzından çıkan tek şey beceriksizin teki olduğum. Üstelik sorularıma cevap bile vermiyorsun!" duraksayıp dağılan birkaç tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. "Bak ne diyeceğim, sen aileme ne olduğunu anlatana kadar söylediğin hiçbir şeyi yapmayacağım. Benden bu kadar."

Cevap vermesini beklemeden boks eldivenlerini eline tutuşturup Siyeon'u spor salonun ortasında bırakarak hızlı adımlarla oradan uzaklaştım. Kamptaki göl kenarına doğru yürürken beynimdeki sesler bir an olsun susmamıştı. Göle vardığımda çimenlerin üstüne oturup soluklandım. İki haftadır ne zaman kötü hissetsem kendimi buraya atıyordum. Yorgundum. Alışık olmadığım bir temponun içine girmiştim ve bedenim hiç olmadığı kadar güçlenmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 10, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

can't get you out of my mind || suayeonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin