0.1

288 30 72
                                    

- boys in the band. |pt1|

çantasını son kez kontrol edip gitarı eline aldı.
ona ait olmayan gitarı.

"hoşçakal kedama."

köpeğinin kafasını okşadı. küçük hayvan sahibinin her temasında kuyruğunu daha da hızlı sallıyordu. bağcıklarını bağlayıp önüne düşen turuncu saçlarını düzeltti.

yavaşca metroya doğru yürümeye başladı. bugün hava daha bir güzeldi sanki, güneş yüzüne vuruyor yanaklarındaki yıldızlarını parlatıyordu.

her zaman beklediği yere geçip duvara yaslandı. birkaç saniye gözlerini kapatıp rüzgarı hissetti.

"yah! eunha-shi bu oppa kim?"

gelen seslerle yan tarafına döndü.

"erkek arkadaşım. nasıl? üst sınıflardaymış benden hoşlandığını söyledi dün, çıkmaya başladık!"

iki kız heyecanla telefona bakarak konuşuyordu. durduklari yere baktı. önceden her günü o köşede geçerdi. sadece beklerdi.

raylardan gelen sesle kafasını toparlamak adına iki yana sallayıp önüne döndü.

yavaş adımlarla çokta kalabalık olmayan tramvaya bindi. beklerken gözü az önceki kızların olduğu yere kaydı. burukça güldü, acı dolu bir gülüştü bu. arkasından sarılan bedeni sanki gerçekmişçesine tekrar hissetti.

elindeki gitara daha da sıkı sarılırken, ağzından fısıltıyla karışık, hatta belki kendisinin bile duyamayacağı kelimeler döküldü:

"yalnız değilim."

...

"hyunjin-ah kantine inelim acıktım!"

yerinde rahatsızca kıpırdandı siyah saçlı çocuk. uyandırılmaktan nefret ediyordu.

biraz doğrulup gözlerini açmadan cevap verdi.

"hayır beom çok yorgunum."

"off tamam o zaman basketbol oynamaya gitsek?"

ayaklanıp cevap vermeden uykulu bir şekilde uzaklaştı.

spor salonuna doğru ilerledi.

"hey, hyun ölü gibi görünüyorsun."

yeonjun'un seslenmesiyle omzunu silkti.

"hah bana diyene bak. lama sürüsüyle tepişmiş gibi görünüyorsun."

terine ithafen konuştuğunda yeonjun'un söylenmelerini duymazlıktan geldi. fazla konuşurdu.

siyah saçlı genç bir an önce uyumak için gittiği merdivenlere ulaşmayı amaçlıyordu.

kapıyı açtığı gibi yüzüne vuran güneşe karşı ellerini gözüne siper ederek yürümeye devam etti.

ellerini gözünden indirdi ve kafasını kaldırdı. küçük bir beden...yerini ele geçirmiş uyuyordu.

yerini ele geçirmiş uyuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
given Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin