7[+]

422 46 41
                                    


Taehyung, bütün öğrenciler dersteyken müdürün odasına doğru ilerliyordu, bu adamdan gram hoşlanmasa bile evren sürekli onu odasına gitmesi için yol gösteriyordu ve bu gerçekten hiç hoş değildi.

Müdürün kapısının önüne geldiğinde uzun kahküllerini düzeltti, gevşemiş kravatını sıktıktan sonra üstünün başının düzgün olduğundan emin olmuştu bu yüzden yumruk yaptığı elini kaldırmış kapıyı çalmak üzereyken dışarı çıkan adım sesleri onu durdurmuştu.

Kapı açıldı ve iki çift ejder gözle karşılaştı, anormal olan bir şey vardı.

Kim Namjoon zekiyse, Kim Taehyung da en az onun kadar zekiydi ve buraya neden gelebildiğini az buz tahmin edebiliyordu. Bütün kan yanaklarına gitmek için yol almak istese de kendini sıkmış sıfır bir mimikle yüzüne bakmıştı.

Gözlerindeki yoğun duyguları ona gösterirse eğer kesin anlardı ve şu anda bunu istemiyordu. Kalp atışları kulaklarında yankılanıyor, elleri hafif bir şekilde terlemeye başlıyorken karşısındaki yüz gülümsedi ve hep dokunmak istediği gamzeler ortaya çıktı.

Gülümsemek, yumuşamak istedi ama bunu yapamazdı. Tahmin ettiği gibi kendisi olup olmadığını ölçmeye çalıştığı için resmen test ediyordu. "Buyrun Bay Kim, müdür sanırım sizi bekliyor."

Kibar sesiyle konuştuktan sonra yolundan çekildiğinde gözleri yavaşça arkasını dönüp giden bedene değiyordu ve nefesini ister istemez dışa verdiğinde ağzından içinde yanan çiçeklerin dumanlarıyla küllerin çıktığını düşündü bir an.

Önüne dönüp müdürün odasına girdiğinde gerçekten kendini değişik hissetmişti, normalde duygusuz biri gibi hiç davranamazdı. Edebiyatla ilgilenen biri olarak asla ve asla duygularını terk edememişti zaten ama böyle bir durumdan nasıl kurtulduğunu anlamlandıramıyordu.

Hayat sanırım ona bir süre sonra acımış, kalbi soğuk kanlılığını koruması için izin vermiş olmalıydı. Yoksa kalbi kulaklarında yankılanırken imkanı yoktu ki o gülümsediğinde mimiksiz yüzüne bakabilsin.

⋆~

Kim Namjoon, hayatında bu kadar düşünen biri değildi. Her zaman için yüksek zekası ile her matematik problemini çözmüş, beyninin elde edemediği hiç bir sonuç olmamıştı ama şimdi yemekhanede oturduğu büyük camın kenarında öğlen güneşi kahve saçlarını okşarken kendini her zamankinden daha düşünceli hissetti.

Bir sürü olasılık olması, kendisini Sherlock Holmes gibi hissettirmişti.

Kendisine yazan kişinin dalga geçmediğinden emin olmuştu ama bir sorun vardı ki, o bambaşka birini hep aklından geçiriyor, yüzündeki güllerini başka biri sayesinde açtırıyordu. Önündeki lapa pilavı ile oynarken yine aklından onu geçiriyordu ve bu düşündüğü belki de pek sağlıklı değildi.

Hayatı boyunca öğretmenlerini beğenen kızları kınamış, onlar gibi asla olmayacağını söyleyip durmuştu ama şimdi burada bu okulda kendi kalbini bir hocasına teslim ettiğini hissediyordu. 

Bunu ne zaman yapmıştı, ne ara kalbini onun parmakları arasında hapsetmişti, kim bilebilirdi?

Belki derslerine ilk girdiği zaman o sözel dersi kendisine sevdireceğini düşündüğü zamandı belki.. Belki de güzel sesiyle söylediği güzel cümleleri, yakışıklı yüzünü izlerken kaptırmıştı. Ya da kendisi gibi mükemmel olan kalbini fark ettiğindedir.

Merak ediyordu Namjoon, acaba beni hiç fark etti mi?, diye.

Sonra kendi kendine bu düşünceyle gülüyor, kendisini fark etmesinin imkansız olduğunu içinden geçiriyordu. Şimdi bu sene bu okuldan defolup gidecek ve kendi mesleğini okurken, ona bir daha rastlamayacaktı bile.

Belki kalbi onu görmediği için rahatlayacak, aklı bulanıklaşmaktan kurtulacaktı. Sonuç olarak kendisini camı buğulanmış araba şoförü gibi hissediyordu, bu iğrenç bir histi. Derin bir nefes aldığında bakışlarını öğrenci ve öğretmen dolu yemekhanede gezdirdi, belki onu görürüm umudu vücuduna yayılırken bu kadar çok bağlandığının farkında değildi.

Lens takmış gözler kendi gözleriyle buluştuğunda bir iki saniye anca dayanabilmişti yoğun bakışlara karşılık vermeye, daha sonra bakışlarını kaçırmıştı. Kendisini hiç ama hiç güçlü hissetmiyordu, sonuç olarak düşünsenize ruhunuzun derinliklerine bakıp sizi tanımaya çalışıyor biri.

Ve Kim Namjoon ne zaman bu bakışlarla karşılaşsa kendini çıplak hissediyordu ve kendisi çığlık atmak istese de, ruhu farkında olmadan çiçek açıyordu her yeni seferde.

⋆~

evet, texting hariç bir bölüm oldu

hayırlı uğurlu olsun fsşogsdojg 

ve dediğim gibi çok uzatamayacağım maalesef konusu buna müsait değil ama bir iki tane daha texting dışı yazmaya çalışacağım.

ve dediğim gibi çok uzatamayacağım maalesef konusu buna müsait değil ama bir iki tane daha texting dışı yazmaya çalışacağım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

öhm.

notice me, taejoon ✓️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin