Birkaç gün öncesi
Taehyung sınıfa girmeden önce koridoru kontrol etmişti, yakalanırsa pek hoş şeyler olmayacağını az çok tahmin ediyordu bu yüzden kimsenin olmadığından emin olduktan sonra içeri girip kapıyı arkasından kapatmıştı.
Öğretmen olmasına rağmen yaşı büyük değildi ve okulu biteli sadece 1 yıl olmuştu, şu anda tamı tamına 24 yaşında kocaman biriydi. Ve yaptığı şey ise okula geldiğinde gördüğü çocuğa dürtüleri sonucu sırasına not bırakıyordu.
İçindeki heyecanını göz ardı etmeye çabalarken hep oturduğu sırada olduğunu düşündüğü kişinin sırasının üstüne notu bırakıp sınıftan koşarak çıkıvermişti ama gerçek oldukça uzaktaydı. Sınıfa yeni gelen kız telefonuyla birlikte öğretmenler masasının altına girdiğinde oldukça şaşkındı.
Zil çalıp bütün öğrenciler içeri doluştuğu zaman yeni gelen öğrenci sırasında bulduğu notu okuduktan sonra bıyık altı gülmüştü ve asıl sahibi fark etmeden sırasına koyup bunu yeni edindiği arkadaşlarına anlatmanın en iyisi olacağını düşünmüştü.
Bilirsiniz bir şey önce bir kişiden yayılır, sonra bir başkasına, sonra da bütün bir yere kadar ulaşır; eh, Kim Namjoon da pek şanslı biri sayılmazdı ve bu olay tamamen bunun bir göstergesiydi. Genç adam uzun ince koridordan elinde kitapla yürüyerek geçiyordu, elindeki kitap oldukça yaygın olan bir romandı ve sorular da bu kitaptan çıkacaktı.
"Onun çalışmasına gerek yok ki, sevgilisi ona zaten soruları verir."
Koluna çarpan ve sinirli bir şekilde geçip giden kişinin ağzından çıkan cümleler kafasını karıştırırken sadece arkalarından bakakalmıştı. İnsanlar oldukça tuhaf varlıklardı, bir şeye sinirlendiklerinde kimden çıkaracakları belli olmuyordu.
Yolunda gitmeye devam ederken yine elindeki kitapla ilerliyordu, hala az önceki olayı anlayamamışken bir de sınava çalışıyordu. Her ikisini birden beyni pek almasa bile inatçı bir yapısı olduğu için kendini anlamaya zorluyordu ve kendisine bakıp konuşan bir sürü fısıltı dikkatini dağıtıyordu.
Son birkaç saat içerisinde ne yapmış olabileceğini gözden geçirse de aklına hiçbir şey gelmiyordu, neden herkes onu inceliyormuş gibi hissediyordu? Ya da hissetmek yerine gerçekten öyle miydi?
Normalde çoğu kızın seçeneği arasında değildi ve görülmezdi ama şimdi hepsi gözünü üstüne dikmiş ölümcül bakış atıyordu. Pek güzel bir his olduğu söylenemezdi. Kaşları çatılmış ilerlemeye devam ederken kitabını okumayı bırakmıştı çünkü artık sınıfına gelmiş sayılırdı.
Sınıfa girmek üzereyken karşısına çıkan en küçük sınıflardan çocukla durmuştu, ağladığı belli olan çocuk sürekli burnunu çekiyor ve göz yaşlarını silmek için uğraşıyordu. Kaşları çatılırken artık birinin neler olduğunu anlatmasını ya da yüzüne vurmasını bekledi.
"Oppamdan uzak dur! O seni neden sevsin ki?"
Titreyen sesiyle konuştuğunda şaşkınlık bütün suratına yayılmaya başlamıştı, hafiften iliklerinde hissettiği sinir ile hafif çömelerek çocuğun omuzlarına ellerini koydu ve sakin bir ses tonuyla ne olduğunu sordu
"Okulda herkes senin Taehyung öğretmen ile sevgili olduğunu söylüyor, inanmak istemiyorum."
"Demek bu yüzden tüm gün ölümcül bakış yedim?"
Sıradaki dersin ona olduğunu bildiğinde artık gerçekten epeyce sinirlendiğini hissetmişti, nickinden de tahmin etmiş ama imkan vermemişti. Artık kendisiyle oyun oynayıp oynamadığı hakkında en ufak bir fikri yoktu, yine de bu halle dersine girmek istemediği için kitabı alıp koşarak kütüphaneye gitti.
Bu ders o sınıfa girer ve dersi dinlemeye çalışırsa ağzını tutamayacağını biliyordu.
⋆~
Evet, uzun bölüm yazmaya çabalıyorum ama olmuyoğğ
neyse ben denemeye devamke
ŞİMDİ OKUDUĞUN
notice me, taejoon ✓️
Fanficsen beni hiç fark etmedin; ben de hiç zorlanmadan sadece seni izledim. @xnamsoft ©taejoontexting