9: Şeker mi şaka mı?

257 27 32
                                    

                             |9|

İyi okumalar...

- - -

"Jungkooook!? Jungkoook? Jungkook orda mısııııın?"

Geçen iki dakika boyunca atılan çığlık ve haykırışlar hâlâ  ses vermemiş, sanki biraz pes etmiş havası veren merak ve umut içindeki seslenişler başlamıştı. Genç oğlan hâlâ az önce neye uğradığının şokundaydı. Bir şekilde ya önceden takip edilmiş ya da çıkardıkları patırtıdan dolayı yakalanmıştılar.

Taehyung demir depo kapısına yaslanmış şekilde dışarıya seslenmeye devam ediyordu. Bir yandan Jungkook'un adını sesleniyor ve orda olup olmadığını soruyordu, bir yandan da kulağını kapıya dayayıp dışardan doğru düzgün bir şey duymaya çalışıyordu. Titriyor ve endişe ediyordu. O buraya kapatıldığına göre onu kapatanlar her kimse şu an onunla uğraşıyordu, ya da çoktan işini bitirmiştiler.

Taehyung düşününce daha çok geriliyordu. Dayandığı yerden bir süre geri çekilip arkasını döndü. Sonra tekrar önünü dönüp kırmızı butona doğru ilerledi. Çalışmayacağını bildiği halde birkaç defa daha sertçe vurdu. Sinirlenmişti ve onu en çokta sinirlendiren o an kapana kısılmış ve elinden bir şey gelmemesi gerçeğiydi. Jungkook'a bir şey olup olmadığına dair endişe içindeydi. Onun ne ara oradan ayrıldığını farketmemişti bile. İyi olmasını umuyordu.

Yaptığı hiçbir şeyin faydası yoktu, buradan kendi gücü ile çıkamazdı. Sırtına temas edip duran aleti her ne kadar kullanmak istemese de son çare olduğunu biliyordu ve o gereksiz korkaklığını bir kenara atıp o aleti kullanmakta kararlıydı. Silahı çıkarıp mermiyi burnuna getirmişti. Küçük demir kapının kilit kısmına geçip oraya denk gelecek şekilde sıkacaktı. Kurşunu kilide tutturmuştu fakat kapı o kadar dayanıklıydı ki mermi bir hızda sekip gitmişti. Esmer oğlan kendini aniden eğmiş ve neye uğradığını şaşırmıştı. Son çare butona da sıkmaya karar vermişti. Bu defa onun karşısına geçip sıkmıştı fakat butonun delinmesine rağmen garaj kapısı kıpırdamamıştı.

Genç oğlan elindeki son şansı da yitirdiğini düşünmüştü o an. Dayanamayıp demir kapıya tekrar yaklaşıp elleriyle vurarak bağımaya başlamıştı. Bu defa çaresizliğin verdiği sinir ile daha da hırçınlaşmıştı.

"Jungkooook! Burdayım beeeen! Burdayıııııım, içerdeyiiiim! Çıkar benii!"

Faydası yoktu. Başına bir şey gelmemiş olsa şimdiye çoktan sesini duyardı. Ya da...
Taehyung bunu düşünmeyi bırak ihtimal bile vermeye çekiniyordu. Bu saçma düşünceyi ne kadar kendinden uzaklaştırmaya çalışsa da durduğu her saniye tekrar aklına gelip duruyordu.

Onu orada bırakmış olamazlardı değil mi? Hayır, ne de olsa fotoğraflar ondaydı henüz.

Taehyung bunun mutlaka mantıklı bir açıklaması olduğunu ve şu an dışarda olan genç oğlanında en az onun kadar başının belada olduğunu düşünüyordu. Fakat bir taraftan da içinde hayatı boyunca sürekli herkese karşı hissetmiş güvensizliğini bastıramıyordu. Bu bir takım işiydi, evet. Fakat onlar gerçekten tam olarak bir takım mıydı?

Daha fazla kafasını bulandırmak istemeyen oğlan düşüncelerine bir süre ara verip çıkış yolu için uğraşmaya odaklanmaya dönmüştü. Soğukkanlılığını koruyup kendi başını bu beladan kurtarmalıydı. Yoksa böyle anlamsız düşünceler ile içini çürütecekti.

• • •

Kafasına aldığı darbe yüzünden bir süre baygın olan genç çocuk gözlerini hızlıca kırpıştırarak yeni yeni açmaya başlamıştı. Aldığı sert darbe yüzünden ilkin gözlerini sıkıp yüzünü kırıştırsa da tekrar gözlerini açıp bir an evvel uyanmaya çalışmıştı. Başı ağrıyordu ve tekrar uykuya dalmak istiyordu. Fakat hafızası yerindeydi ki bu da yaklaşık 10 dakika içerisinde yaşadıkları bütün olayların endişesine girmesine sebep olmuştu. Olanları kısaca hatırlamaya çalışmıştı.

the dark academy | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin