8: Rüzgârın tersine doğru koşuyoruz

345 32 33
                                    

|8|

İyi okumalar...

Esmer oğlan basamaklardan teker teker yavaşça inerken aynı zamanda büyük salona yukardan göz gezdiriyordu. Öğrenciler her zamanki gibi gruplara ayrılmış şekilde aralarında konuşuyor, bazıları ise sadece garip bakışlarla etrafı inceliyordu. Aralarında hal ve hareketlerinden bir şey yüzünden stresli ya da öfkeli olanlar da vardı. Taehyung'un gözleri her birine teker teker çarpıyor, hepsini baştan aşağıya inceliyordu. Gün geçtikçe bu insanlar hakkında aklında daha çok soru birikiyor ve merakı artıyordu.

Görünüşe göre sadece Taehyung değil, başkalarıda aynı inceleme eylemindeydi. Salonun sol duvarında kalan büyük, ahşap ve aynalı şifonyerin önünde duran birkaç genç hiçte iyi olmayan bakışlarla genç oğlanın merdivenden inişini izliyordu. Taehyung bakışlarını farketmişti fakat fazla gözlerine çarpmadan ara ara bakıyor, tanıyıp tanımadığını anlamaya çalışıyordu. İsimlerini bilmiyordu fakat birkaç defa Jay'ın etrafında gördüğüne emindi. Şimdilik önemsemeyip uzak durmakta fayda olduğunu düşünmüş ve umursamadan adımlarını hızlandırarak aşağı inmişti.

Öğrencilerin sadece küçük bir kısmı salonadaydı. Geri kalanı yemekhanede olmalıydı diye düşünen genç oğlan büyük salonda fazla oyalanmamış, adımlarını sol taraftaki yemekhane kapısına yöneltmişti. Gece çıkacakları görev yüzünden endişeli hissediyordu ve sabah sabah gerilmişti yine. Elleri cebinde bakışlarını yerde tutarak yemekhaneye ilerlerken duyduğu konuşmalar istemeden dikkatini çekmişti.

"Bu defa ciddiyim Seobin. O çocuk zaten fazla kaşınıyordu. Jay bu defa ne yapıp edip çeker fişini."

"Öyle kolay değil Jaeyun. Joong'un gözü Jay'ın üstünde özellikle sürtüştüğü kişileri yanına verip onu test ediyor. Eskisi gibi hata yapmasına göz yumacağını sanmıyorum. Bir yerde artık Jay'ın da kendini törpülemesi lazım."

Kapının yanında ikili arasında geçen konuşmaya kulak misafiri olan Taehyung, konunun yine Jay olması üzerine kaşlarını çatmıştı. Belliydi ki o çocuğun istemeselerde burada bir baskınlığı vardı. Etrafındakilerin de bu baskıdan sıkıldığı belliydi. Sürekli yanında olanlar bile bu durumdan şikayet ediyorsa, tahmin ediyordu ki o burada olmadan çok önce de Jay burada birçok sıkıntıya sebep olmuştu. Adımlarını hızlandırmış ve yemekhanenin girişinde ilerlemeye başlamıştı.

Yemekhaneye girdiğinde her zaman ki gibi masalarda gruplar halinde oturan öğrenciler ve yemek sırası beklenlerden başka görülecek bir şey yoktu. Taehyung'un gözleri Jimin'i veya genellikle takıldığı arkadaşları Namjoon ve Yoongi'yi aradı. Bir kaç yere göz gezdirdikten sonra Jimin ve Yoongi'nin sağ arkadaki masada oturduğunu farketti ve adımlarını oraya yöneltti. İkili sanki çok önemli bir şey konuşuyormuş gibi masada birbirine doğru yaklaşmış ve ciddi bir ifade takınmışlardı.

Jimin Taehyung'un geldiğini farketmesiyle oturduğu yerde dikleşmiş ve ona el sallamıştı. Taehyung yanlarına varınca sandalyelerden birini çekmiş ve oturmuştu. Kısa süre birbirine bakan üçlü arasından sessizliği bozan Jimin olmuştu.

"Bugün biraz streslisin sanki ha?"

Taehyung Jimin'in sorduğu soruyla masada birbirine kenetlemiş olduğu ellerini çözmüş eliyle saçalarını düzeltirken konuşmuştu. "Gece için biraz gerginim aslında. Ve bunu düzenli yapacak olamamız...Ah gerçekten bilmiyorum." Taehyung'un huzursuzca kurduğu cümlelerden sonra Jimin onun bu telaşına hak vermişti fakat elinden sadece ona biraz olsun destek olmak geliyordu.

"Endişelenme eminim birlikte halledersiniz. Sürekli tetikte ve dikkatli ol. Gardını hiç düşürmemelisin. Her ne kadar grup çalışması olursa da bazen grup içine bile gruplaşmalar olur." Sanki bunları bizzat yaşamış gibi kafasını önüne eğip hatırlarmış gibi huzursuzca konuşmuştu. "Eğer tek bir hata yaparsan görevin başarısızlığı üstüne yıkılır hatta bazen tıpkı bir kurban gibi öne atılır ve kullanılırsın. Bu yüzden güçlü olmalısın. Güçlü ve acımasız. Yoksa sadece bir günah keçisi olursun."

the dark academy | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin