Gizemli Kolye

Yine Bir Okul Günü

Pelin sabah erkenden uyandı ama acelesi vardı ve oyalanmaya vakti yoktu. Bugün hafta içiydi ve okula gitmeliydi. Mavi gömleğini giydi. Altına gıcık mı gıcık bulduğu eteğini de giymeliydi. Zorla da olsa o giymesi zor olan ve zevkiz eteğini de giydi. Kafasına da siyah şapkasını taktı mı artık okul kıyafetleri hazirdı. Kahvaltısını yapmak istemiyordu. Ama okulda midesinin kazınması da hoşna gitmiyordu tabii. İki lokma olsun bişeyler attı ağzına. Saçını tarayıp bağladı ve ardından bir esneyiş kondurdu. Uykusu vardı ama yatağina yatıp uyursa hocasının ceza ödevi vereceğini biliyordu ve eğer bu cezayı alırsa bir sonraki uykusunu da uyuyamayacaktı. O yüzden okula gitmek daha mantıklı geldi Pelin için. Pelin 7. Sınıfa gidiyordu. Arkadaşlarıyla vakit geçirmek hoşuna gitse de okulda ders görmek için aynı şeyleri söyleyemezdi. Pelin kahvaltısını yapana kadar okul servisi gelmişti bile pelin yine yanlarına gelmekte geç kalmasin diye kornaya basıyordu habire. Ama Pelinin umrunda değildi ki. Pelin yavaş yavaş merdivenlerden indi. Ve okul servisinin önüne geldi. Oradakiler onun acele atmasi için bağırırken o resmen yavaş çekimde geliyordu. Bu Pelin'in servisin yanına gelirken ki normal haliydi tabii. Serviste koltuğuna oturduğunda okul servisi hareket etmeye başlamıştı bile. Haklılardı ama onun keyfini mi bekliyeceklerdi. Okula geldiklerinde Pelin servisten yine ağır ağır iniyordu bunu bilmeyerek yapmıyordu inadınaydı bunlar. Ama yavaş da inse sonunda bu inat bitecek servisten inmiş olacaktı. Tabii oldu da. Zaten her gün Pelin okul taşıtından indiğinde servis görevlisi Fatma abla bir oh çekiyordu. Kadıncağaz yorulmuştu her gün; yapma Pelin, camdan sarkma Pelin, emniyet kemerini tak pelin demekten. Ama Fatma abla ne kadar söylese de yapıyordu işte. Şurası kesindi Pelin gerçekten yaramaz bir kızdı. Okulda derslerini gördü. Teneffüste arkadaşları selin ve sena ile resim çizdiler. Ve artık okuldan eve dönmeliydi okul taşıtı şimdi yoktu. Arabayı yıkamaya götürmüşlerdi. Malum pelin üstüne dün boya dökmüştü. Bu Pelin'i üzdü çünkü bu eve yürüyerek gelmesi gerektiği anlamına geliyordu.