Yoldaki Kolye

7 4 1
                                    

Pelin evin yoluna düşmüştü. Biraz yürüdü ama ev biraz da olsun uzaktı. Mola vermek istedi. Bir kaya gördü ve üstüne oturdu. Etrafına bakındığında bir de ne görsün. Büyükten küçüğe üst üste dizilmiş üç taş. Ve taşların üstünde kalp şeklinde bir kolye. Pelin önce belki biri düşurmüştür dedi ve almamaya karar verdi. Ama sonra merakına yenik düştü ve kolyeyi taktı. Anlaşılan bu kolye pelin'in hoşuna gitmişti. Ama sonra garip birşey oldu. O garip şey Pelin tam da kalp şeklindeki kolyenin içindeki pembe kalbe bastığında olmaya başladı. Pelin'in bulunduğu ordam değişiyordu adeta. Mavi çizgiler olan bir tünelin içinden istemeyerek geciyordu anlaşılan. Ne olduğunu o kadar merak etti ki telaşlanmayı unuttu. Bir iki dakika sonra mavi tünelin sonu görülmüştü. Ve Pelin kendini bambaşka bir diyarda bulmuştu. Korkuyordu şimdi. Tedirgindi. Tabii bu normaldi zaten. Etraf karanlıktı. Sanki on yıldır terkedilmişti bulunduğu yer. Örumcek ağlarıyla kaplıydı. Küçük bir odaydı zaten. Bir süre sonra buranın bir oda değil bir hurdacı dükkanı olduğunu anladı Pelin. Anlamak zor olmamış olsa gerek kapının önünde "Büyü Hurdalığı" yazıyordu. Hurdalık kısmını anlamıştı ama büyü niyeydi acaba. Dükkanın içinden açılan bir kapıdan boyu oldukça kısa burnu boyunun aksine çok uzun olan bir adam girdi odaya. Pelin'i görünce şaşıran adam konuşmaya başladı:
- Merhaba küçük bayan arka odada iken girdiğinizi duymamışım. Nasıl yardımcı olabilirim.
- Merhaba ben aslında buraya tesadüfen girdim. Ben buralarda yaşamıyorum. Yaşadığım kentte okuldan dönerken yerde bu kolyeyi buldum ve merak edip elime aldım. Ve birkaç dakika sonra kendimi burada buldum. Buraya izinsin girdiğim için özür dilerim.
- Ne yani gizemli kolyeyi mi aldın? Ama o kendine zaten bir sahip bulmuştu.
- Kusura bakmayın ama ne demek istediğiniz hakkında en ufak bir fikrim yok.
- Şu an takıyor olduğun kolye aslında ceren adında on altı yaşında bir kıza aitti. Ondan önce Belinay, Özlem ve Hayal isminde üç kızın daha kolyesi olmuştu o. Ama Ceren ölmeden o kolye sana nasıl geçti anlamadım.
- Belki de ölmüştür.
Bu lafın ardından kısa boylu adam yanında duran yeşil ışık yayan bir taşı göstererek şöyle dedi:
- Ölmüş olamaz çünkü bu taş yeşil ışık yayıyor. Eğer kırmızı yaysaydı ölmüş diyebilirdik. Ama ya Ceren kolyeci görevini bırakti ya da kolyeci kurallarından birine uymadığı için kolye başka bir sahip aradı. Ve anlaşılan seni bulmuş.
- Bu her ne demekse demek olsun ben evime dönmek istiyorum.
- Merak etme küçük kız eğer gerçekten kolyeci olacaksan. Evine dönebileceksin.
- Peki bay.. Sahi isminiz neydi?
- İsmim Conroy. Ya seninki?
- Benimki de Pelin. Tanıştığıma memnun oldum.
- Bende memnun oldum küçük kız.

Derken hurdalığa bir kız girdi.

Gizemli KolyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin