0.2

10 8 0
                                    

Sabah uyandığımda başım çatlayacak gibi ağrıyordu. Hemen kalkıp banyoya gitmem gerekiyordu aynadaki Esini görünce bi an korktum ne olmuştu bana öcü gibiydim aynı, gözlerimdeki siyah boyalar sadist gibi gösteriyordu beni makyajını silmeden yatarsan böyle olur tabi Esin, avuçlarıma döktüğüm soğuk suyu yüzüme çarptım çok iyi gelmişti. Tüm işlerimi halledip çıktım. Aşağıya inmeden önce Mısranın odasına daldım baya bildiğiniz daldım.

Yerde yatan bir adet Mısrayla karşılaşmayı beklemiyordum demiycem çünkü bekliyordum sonuçta kimin kardeşiydi, kolunu dürttüm ama uyanmadı ayı, kış uykusuna mı yattın anacım sen, böyle uyanmayacağını anlayınca telefonumu alıp alarm kurmaya başladım müzik mi onu da ajdar yapmıştım, 5 dakika sonra kendine gelirdi. Alarmı kurup telefonu başının uçuna koydum ve kapıyı açıp dışarı çıktım. Birazdan çalardı alarm bende bu sırada üstümü giyinmeye gittim.

Üstüme beyaz salaş sıfır kollu tişörtümü giydim altına da herzamanki gibi siyah yırtık kot şortumu giydim ve tişörtün eteklerini içine soktum( fesat anlamayın skdndndn) ayakkabı olarak siyah vanslarımı giydim başım ağrıyordu  bende bu yüzden saçlarımı açtım, makyaj masama ilerlerken orayı es geçtim ihtiyacım yoktu sadece bir maskara sürsem yeterdi bu sırada alarm çalmıştı bile Mısra yerden öyle bir kalkmış ki gülmekten karnıma ağrı girmişti.

Sanırım alarm çaldığı an kalkmaya çalışıyım derken kafasını komodine vurup yere düşmüş, düşerken de üstündeki örtü bacaklarına sarılınca ayrı bir şekil olmuş o halde benim odama hıncını almaya gelmişti.

Ben Mısraya bakarken o bana gözlerini kısmış bir şekilde ne yapsam diye düşünüyordu ani bir haraketle ayağındaki terliği üstüme attı ve tam isabet burnumdan vurdu hayvan acıdı ama hakettim hihi biliyorum çok kötüyüm neyse,

"Lan kuru göt ne bok yemeğe ajdarı alarm sesi yaparsın rüyamda ajdarı gördüm bana "gel beraber göbek atak" dedi lan resmen korktum ne güzel francesco'yu görüyordum ben onla evleniyorduk."

"Mısram canımın içi o nasıl bir terlik atmaktır lan annem gibi olmuşun tam 12 den vuruyon burnum kırıldı hayvan iyi yapmışım sana ne yapıyım uyanmadın bende sudan daha etkili olarak bunu gördüm hem bak daha hazırlanacan kalk hadi git giyin yürü 1 saat hazırlanamıyorsun zaten hadi uç"bunu der demez Mısra bana soran gözlerle baktı sanki " nereye gidiyoruz amk" der gibiydi bu,

"Nereye gidiyoruz amk ne bu telaş sabah sabah lan ben uyuycam dicemde uykuda kalmadı anasını satıyım" anasını satma beni sat diye bir şaka yapmıycam tabikide

"Lan yarın okula gidicez bugün eksikleri tamamlayacağız unuttun mu salak kardeşim benim okula neyle gitmeyi planlıyon forma alınacak. Hiç dırdır etme okul da forma giyiliyor her ne kadar özel kolej olsada dua et etekleri kısa olmasın yoksa orda bizi ayakta götürürler demedi deme"

"Tamam ben giyinip geliyorum hemen bekle"

"Tamam" o üstünü giyinmeye giderken bende çanta hazırlıyordum telefon cüzdan kart falan ve bazı gerekenler ben çantayı hazırladığımda mısrada gelmişti. Üstüne beyaz yırtık kot paltalon ve siyah salaş sıfır kollu tişört giymiş eteklerini paltalonun içine sokmuştu, ayakkabı olarak da benim gibi siyah vans tercih etmiş bugün ikiz gibiyiz nerdeyse çantamı sırtıma taktım beraber aşağı indik o sıra Canberk'i arıyordum.

Çalıyor
Çalıyor
Çalıyor
Dıt dıt dıt aradığınız kişiye şu anda ulaşılamamaktadır lütfen tekrar deneyiniz.

"Hay o telefon götüne girsin Canberk " Tekrar aradım aradım yine açmadı, boşverdim sonra uğraşırdım onunla taksi çağırdım hemen binip gideceğimiz yeri söyledim şoföre, giderken Mısrayla ne yapacağıma dair konuşuyorduk.

"Kanka ne alınacak biliyon mu peki forma olarak"

"Bilmiyorum kanka gidince görücez"

O anda araba ani bir fren yaptı telaşla aşağı indim birine çarpmış olabilirdik, dışarı çıktığımda bir tane kedi yavrusu görmeyi beklemiyordum çok tatlıydı beyaz tüyleri, renkli gözleri vardı. Hemen kucağıma aldım titriyordu korkudan yavrucağız onu alıp taksiye bindim. Şoföre bizi veterinere götürmesini istedim veterinere geldiğimizde hemen içeri girdim taksi dışarda bekliyordu. Kediyi doktora gösterdiğimiz de bize korktuğunu ve birşeyi olmadığını söylemişti içim rahatlamıştı.

"Evlatlık edinmek istermisiniz"diye bir soru yöneltti bende ilk Mısraya sonra ise kediye baktım.

"Kanka çok güzel olur hem evde 2 kişi sıkılırsak bu küçük yumakla oynarız şuna bak sevilmezmi bu ya" dedi kediyi severken bende doktora tamam dedim bana şampuan tarak vb. Kedi eşyalarını verdi onları alıp taksiye bindik. Tüy yumağımız kucağımda uykuya dalmıştı bile bizde bu sırada formaları alabileceğimiz yere gelmiştik, kediyi Kucağıma alıp aşağıya indim Mısra da benimle beraber inmişti hadi bakalım nasılmış bu formalar.

Formaları almak için geldigimizde etekleri görünce gözlerim fal taşı gibi açıldı

"o ne lan öyle hiç birşey giymeyelim biz resmen bu ne, bu etekle bizi orda ayakta götürler Mısra " Mısra da benimle aynı fikirdeydi, Kadın sıkılmış gözlerle bana döndü

" Başka etek boyumuz yok hanımefendi sadece bunlar var" dedi bizde söylene söylene aldık formaları. Geriye kalan diyer eksikleri de aldığımızda saat 20.35'e geliyordu ne çabuk geçti zaman lan resmen pipetle sömürür gibi, taksiye bindik ev adresini taksici amcaya verdim. Ben camdan dışarı bakarken Mısra kedicikle oynuyordu artık kediye isim taksak iyi olur bunu Mısraya da söylediğimde o da onayladı beni, isim düşünmeye başladık.

"Bence Dolunay koyalım ne dersin kanka"

"Hımm olabilir kanka şimdilik Dolunay olsun sonra daha güzel bir isim bulursak değiştiririz" Mısrada benim sunduğum fikri mantıklı buldu bu sırada eve gelmiştik. kendimizi eve attık ben direk odama geçtim aldıklarımızı dolaba yerleştirirken ne kadar çok eşya almış olmamıza sövüyordum, etekler aklıma geldikçe kalkıp parçalayasım geliyordu o nasıl etek boyu anasını satayım ya,

kendimi banyoya attım sıcak su iyi gelmişti çikolatalı duş jelimi de sürdükten sonra durulanıp çıktım.
Hemen üstümü giyinmem lazımdı neden bende bilmiyorum sorgulamayın a dostlar.
Pijama olarak en çok sevdiğim bordo takımlarımı giydim bordoyu ayrı bi seviyordum telefonumu son anda can çekişirken sarja takıp aşağı indim Mısra Dolunayla oynuyordu.

"Mısra hadi gel Dolunayı temizliyelim hem rahatlamış olur belki" Mısra başını sallayınca beraber yukarı çıkıp Dolunayın şampuanını aldım. Kediler suyu sevmez diyorlar ama Dolunay maşallah sudan çıkmak bilmedi son olarak duruladıktan sonra onu bir havluya sarıp kuruladık. Ben kurutma makinesini fişe takarken Mısra Dolunayı taramak için tarağını arıyordu gözünün önündeki şeyi görmüyor ah be salak kardeşim,

"Mısra, güzelim gözün mü kör yoksa rol mu yapıyorsun"

"hı"

"Önünde be anacım tarak önünde" ona gülnemek için kendimi tutarken o da tarağı yeni fark ediyordu bana baktığı an ikimizde kahkahayı patlattık. Bu ani sesten korkan Dolunay hemen bacağımın arkasına dolandı. Dolunayı kuruttuktan sonra tüyleri kar gibi bembeyaz olmuştu onu ona aldığımız kedi sepetine koyduk uyumuştu bile neler yaşadı kim bilir yavrum, bizde Mısrayla odalara dağılıp yatmaya karar verdik.

Kendimi yatağa attığımda yarın neler yaşayacağımız düşünürken gözlerim uyumak için kapanıyordu bile bende daha çok direnmedim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım..

Baş Belası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin