'Ve kovalamaca heyecanı gizemli yollarla hareket ediyor.
...
Jeongguk koridorda ilerlerken bir el bileğini tutarak onu odaya çekerken dudaklarının arasından küçük bir çığlık çıktı, bakışlarını kendini çeken bedeni çevirdiğinde Taehyung'un ona sırıtarak bakıyor olduğunu gördü. "Ne yapıyorsun?" diye sorarken sesinin kızgın çıkmasına engel olamadı, Taehyung bileğini bıraktı onun, odanın içindeki koltuğa ilerledi ve siyah derinin üzerine bıraktı kendini. "Ne yapacağız burada?" diye sordu Jeongguk, Alfa bir şeyler söylemek yerine telefonunu cebinden çıkararak onunla ilgilenmeye başladığında omuzlarını düşürdü.
Taehyung onu ses kaydını yayan kişiyi bulmak için çağırmıştı fakat koltuğa yayılıp telefonda oynamaktan başka bir şey yapmıyordu. Ellerini elektronik klavyenin üzerinde gezdirirken Taehyung'a bakmamaya çabalıyordu, onun Alfa feromonları Taehyung bilerek yaymıyor olsa bile etrafraydı ve kokusu güzeldi, bunu kabul ediyordu Jeongguk. "Gidelim." Taehyung telefonu cebine koyarak birden kalktığında irkildi, onun peşinden odadan çıkarken ellerini deri ceketinin cebine koydu.
Koridorda yan yana ilerlerken insanların bakışlarını üzerinde hissediyordu, koridor yerine yangın merdivenlerine ilerlediklerinde kaşlarını çattı. Bakışları boş koridorda gezindikten sonra "Nereye gidiyoruz?" diye sordu fakat yine sorusu yanıtsız kaldı, bu çocuk ile ne yapacağını bilmiyordu. Yangın merdiveninin üç kat aşağısında kalan kör noktada durdu Taehyung, onun yanında durdu ve Jeongguk da onun yanında durdu, cevap alamayacağını bilse de yeniden bir şeyler sormak için dudaklarını araladı ama Taehyung onu bileğinden tutarak duvara çekti.
Gözleri açılarak ona bakarken sırtı soğuk duvarla buluştu, Taehyung üzerine eğilerek ona yaklaştığında "Taehyung..." diye mırıldandı, Alfa'nın kokusu tüm ciğerine dolarken nefes almamaya çabalıyordu. Onun koyu renk gözleri ile bakışırken "Bekle." diye fısıldadı Taehyung, burnunu Jeongguk'un boynuna değdirdi, kokusunu içine çektiğini hissettiğinde sırtını tamamen duvarla buluşturdu. Parmakları içeri kıvrılarak yumruk oluştururken nefesini içine çekti, onun kokusunu içine çektiğini hissetmek başını döndürdü Jeongguk'un.
Bir elini kaldırarak Taehyung'un göğsüne bıraktı ve gözlerini Taehyung'un gözlerine çıkardı, Alfa dudaklarını onun boynuna değdirdiğinde "Ne yapıyorsun?" diye fisıldadı, "Biri bizi izliyor, Kook." Taehyung mırıldanarak konuştuğunda başını geriye atarak duvara yasladı başını, o kişiyi bulmak istediğini söylerken ve buraya gelirken Taehyung ile bu kadar yakınlaşacağı aklının ucundan bile geçmemişti.
Taehyung'un elleri beline dolanarak onu duvara biraz daha yaklaştırdığında ve dudaklarının yeni yeri kulağının arkası olurken feromonlarını kontrol altında tutabilmek onun için oldukça zordu. Parmakları Taehyung'un gömleğine tutunurken "Kıpırdama." dedi ona, Jeongguk yutkunurken başını hafif bir şekilde salladı, tüm vücuduna ateş basıyordu ve midesine giren kramp ile dizlerini kırmak istiyordu fakat Taehyung bir dizinu bacaklarının arasına koyarak ona engel oldu. "Bu fotoğraflar yayılırsa..." diye mırıldandı Jeongguk, Alfa kıkırdadı ve dudaklarını bu kez Taehyung'un kulak memesine değdirdi ve dudaklarının arasına hapsederek çekiştirdi. Jeongguk'un ağzından minik bir inleme döküldü, Taehyung gülerek onun yanağına değdirdi burnunu.
Jeongguk onların kolları arasında beklerken ona bu kadar yakın olmanın güzel hissettirmesinden nefret ediyordu, kavgalarının aksine dokunuşlarının tatlı bir sızıntısı vardı. Dilini dudakları arasında gezdirerek derin bir nefes alıp verdi, nemli gözlerini kırpıştırdı. "Jeongguk..." Taehyung'un fısıltısı içinin gıdıklanmasına sebep olurken iç geçirdi, "Bu kadar güzel kokuyor olmandan nefret ediyorum." Sesindeki hafif kızgın ton Jeongguk'un kıkırdamasına sebep oldu, onun hissettiklerinin neler olduğunu biliyordu, kendisi de tam olarak bunu hissediyordu.
Taehyung birden kendini çekerek ondan uzaklaştı, kalçasını demir tırabzanlara dayadı ve kollarını göğsünde birleştirerek Jeongguk'u süzmeye başladı. İçi titreyerek ona bakarken omuz silkti Jeongguk, dilini dudaklarının arasında gezdirmekten alıkoyamıyordu. "Kimdi?" diye sordu Jeongguk, omuzlarını düşürdü ve başını yana çevirdi Taehyung. "Kim Haesul." Stilist yardımcısının adını duymak Jeongguk'un gözlerinin büyümesine sebep oldu, Taehyung onun bu halini sevimli bularak gülerken "Ne yapacağız?" diye sordu, Taehyung ona yaklaştı, "Eh, en azından kim olduğunu bulduk ve kokunu duydum." dedi, bir kez daha yaklaşarak yanağına dudaklarını değdirdikten sonra merdivenleri çıkarken ellerini kot pantolonunun cebine koydu.
Jeongguk orada durmuş halde Taehyung'un gidişini izlerken ellerini ceketinin ellerine koydu, onun arkasından merdivenleri çıkarken ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. Alt dudağını dişlerinin arasına alarak sıkıştırırken binaya girdi onun arkasından, Taehyung kayıt odasına ilerlerken peşine takıldı. "Daha ne kadar peşimden geleceksin?" diye sordu Taehyung, bir şey demeden peşinden ilerlerken önündeki Alfa birden durduğunda Jeongguk da ona çarpmamak için durmak zorunda kaldı.
Taehyung arkasını dönerek ona baktığında "Ne yapıyorsun, Kook?" diye sordu Taehyung, ona bir daha bu şekilde seslenmemesi için uyarmak istedi fakat koyu renk bakışlar yutkunmasını zorlaştırdı. "Bir şey yapmıyorum, Taehyung. Seni anlamaya çabalıyorum." dedi ona bakmaya devam ederken, Taehyung bir adım ona atarak yaklaştı, "Bir şey yapmaya çabalamıyorum, kimin ses kaydı yaydığını bulmasını istiyordun ve bulduk." Omuz silkerek ona bakarken "Bunu bana yaklaşarak mı yapmaya çabalıyorsun?" diye sordu Jeongguk, bir elini uzatarak onun alnına düşen saçları geriye atarken bir adım geri çekildi Jeongguk, onun ufak bir dokunuşunun bile kalbini hızlandırmış olmasından hoşlanmamıştı.
"Onu yakalamak istiyorsak bunu yapmak zorundaydık."
Taehyung'un söyledikleri aklına yatıyor ama bir yandan da neden dokunmak konusunda bu kadar istekli olduğunu anlamıyordu Jeongguk. Koyu renk gözlerini onun üzerine dikmiş haldeydi, "Anlamıyorum Taehyung, benden uzak dur." dedi, bir adım daha atarak ona yaklaştı Taehyung, geri adım atacağı sırada bir elini uzatarak Jeongguk'un beline koydu ve onun geri kaçmasına izin vermedi. "Gitme." diye fısıldadı, yutkunmaya çabalayarak dilini yeniden dudakları üzerinde gezdirdi. "Yakınlaşmak için bir sebebin yok, uzak dur." dedi ama bunu istemiyordu, Taehyung'un parmakları belini hafif bir şekilde okşuyordu ve nefesinin kesilmesine engel olamıyordu.
Parmaklarını daha sıkı hale getirerek dudaklarını onun çenesine değdirdi, "Taehyung..." diye mırıldandı, "Haesul buralarda." diye fısıldadı Taehyung, Jeongguk ellerini yumruk yaparak ondan geri çekilmeye çabaladı lakin Taehyung diğer elini de onun beline koydu ve bedenlerini birleştirdi. Jeongguk'un elleri Taehyung'un omzunu bulurken onu ittirdi fakat Alfa geri çekilmedi, koridorun ortasında öylece duruyorlardı, onları gören biri yanlış anlayabilirdi.
"Benden nefret ettiğin halde bu kadar yakın duruyor olman tuhaf."
Jeongguk'un söylediği onun gülmesine sebep olurken başını geriye çekti, gözlerini birbirine değdirdi ve gülümsedi. "Kook." Ona bu şekilde seslenmesi sinirini bozuyor olsa da bir şey demedi, omzundaki ellerini bastırdı onun tenine, "Haesul gitti." Taehyung birden ellerini onun belinden çekti, birkaç adım geri gitti ve onu koridorun ortasında yalnız bıraktı. Arkasını dönerek çekip giderken keyifli görünüyordu Taehyung onun aksine, Haesul'un Taehyung'tan önce koridoru döndüğünü gördü. Çekilen fotoğrafları nasıl halledeceğini bilmiyordu.
~
ay, selam..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hellbound' taekook
Fanfictiontexting + düzyazı • omegaverse jeonk; prova sırasında feromonlarına sahip çıkmaya ne dersin, kim taehyung?