5. BÖLÜM : OKUL

141 11 1
                                    

Hemen kendimi geri çektim ve hızlı hızlı nefes alıp vermemi engellemeye çalıştım. O sırada ışıkların bir anda yanmasıyla elektriklerin gerçekten kesildiğini ve bu işin Akın'ın başının altından çıkmadığını anlamam uzun sürmedi. Rüzgar onun üstüne düşmemin etkisiyle uyanmıştı. Zaten uyanmaması garip olurdu. Uykusundan uyandırdığım için beni kızgın gözlerinin içine hapsetmişti. Şu an hem korkutucu hem de tehlikeli göründüğünü kendime itiraf ettim.

'' Sen kimsin lan ? Benim odamda ne halt yiyorsun ?''

Sesimin titrememesi için dua ederek:

'' Be- ben çok özür dilerim . Gerçekten istemeyerek oldu . '' ne kadar istemesem de sesim titremişti.

'' Elimden bir kaza çıkmadan defol odamdan . ''deyip gözlerini tekrar yumdu.

''Bak b- ben gerçekten seni uyandırmak istemedim. Elektrikler gidin--'' cümlemin bitmesine izin vermeden tehlikeli bir sesle:

'' Sen hala burada mısın ? '' derken sesi daha ürkütücü ve korkunç çıkmıştı.

Bu ne kabalıktı böyle. Alt tarafı üstüne düşmüştüm. Bu kadarı da fazlaydı gerçekten . Ama şuan korktuğum için kızgınlığımı belli etmeden odadan çıkıp merdivenlerden indim. Akın :

'' Noldu bulabildin mi lavaboyu? ''

'' Hayır bulamadım. Elektrikler kesildi fark etmedin mi ? Yanlışlıkla kardeşinin odasına girmişim lavaboyu ararken tam o sırada da elektrikler gidince birşeye takılıp Rüzgar'ın üstüne düştüm.O da kızdı tabii haliyle . Neyse ne ben artık gitsem iyi olur . '' diyerek içimdekileri döktüm.

'' Nereye gidiyorsun daha eğlenecektik . ''

'' İstemiyorum. '' diye trip atarak evden çıkıp oradan uzaklaştım. Akın'ın kardeşine gerçekten sinir olmaya başlamıştım . Kendini ne sanıyordu böyle ? Yakışıklı olabilirdi ama beni o şekilde azarlaması gerçekten sinirimi bozmuştu. Birdaha mümkünse o olmadığı zaman Akın'ın evine gidecektim. Eve gelip üstümü değiştikten sonra yatağıma uzandım ve wattpad okumaya başladım. Bu sırada hizmetliler odaya girip beni yemeğe çağırdılar . Akşam yemeğini yiyip odama çekildim ve hikaye okumaya devam ettim.Sabah uyandığımda başım ağırıyordu. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkarak şöyle bir kendimi süzdüm. Çok solgun görünüyordum. Bunu gidermek için odama gidip üstüme güzel birşeyler giydim ve makyaj yaptım. Aşağı inip amcamı selamlayarak kahvaltımı yaptım. O sırada telefonuma bir mesaj geldi. Mesajda Akın küçük kardeşi için benden özür diliyordu.Ayrıca onun özrünü kabul etmem için bir yemeğe davet ediyordu. Ah ne kadar tatlı bir davranış. Ama yine de Rüzgar'ın kendisinin özür dilemesini bekliyordum.İçimden şansımı zorlamamam gerektiğini geçirerek ona önemsiz olduğunu ve yemeği kabul ettiğimi belirten bir mesaj gönderdim.Akın'da Tunç gibi hemen kendini bana affettirmişti. Aslında Akın'ın bir suçu yoktu ama yinede küçük kardeşi yüzünden ona trip attığımdan benden özür dileyerek bu işi hallettmişti.Daha sonra gelen 8'de kapının önünde ol mesajıyla yüzüme bir tebessüm yayıldı. Bu eğlenceli olabilirdi. O sırada telefonum çaldı. Arayan Tunç'tu.

'' Günaydın güzellik . Dün için affet beni . Bugün işin yoksa birşeyler yapalım olur mu ? ''

'' Olur ama sadece akşam 8 e kadar takılabiliriz ,bir randevum varda . ''

'' Kimleymiş bu randevu ? ''diye sorarken moralinin düştüğünü hissetmiştim. Bende şaşırıp :

'' Ne zamandan beri sana hesap veriyorum ? ''

'' Hesap vermek zorunda değilsin. Sadece sormuştum. Herneyse biraz sonra kapının önünde olurum. '' deyince kendime biraz kızdım. Ama o da aniden böyle birşey söyleyince bende şaşırmıştım.Dışarıdan gelen korna sesiyle dışarı çıkıp Tunç'un arabasına bindim. Kısa kollu düz beyaz bir tişörtü yırtık bir kotla kombinleyip altınada spor bir ayakkabı giymişti. Gayet yakışıklı görünüyordu. Ben bunları düşünürken o benden önce davranıp:

KIŞ RÜZGARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin