Kapıdakinin tanıdığım bir yüz olduğuna emindim. Gözlerim bir yerden ısırıyordu ama bir türlü kim olduğunu hatırlayamıyordum.
'Merhaba, içeri geçebilir miyim? ''
deyişiyle sesini duyduktan sonra kim olduğunu anlamam pek sürmedi. Bu yazlığa geldiğimizde beraber sahile gittiğimiz komşumuzun oğlu Tunç'tu. Onun bu değişmiş halini görünce 3 yıldır yazlığa gelmediğimizi fark ettim. Kaç yıldır aynı yere gelmenin verdiği bıkkınlıkla farklı sahillere gitmek ve denizlere girmek için son 3 yıldır yazlığa gelmek yerine başka yerlerdeki otellere gidiyorduk. 3 yılda ne kadarda değişmişti. Yüz hatları belirginleşmiş, sakalları çıkmaya başlamış ve çok yakışıklı bir çocuk haline dönüşmüştü. Ben bunları düşünürken boynumda hissettiğim iki kolla irkildim. Tunç gelip bana sarılmıştı.
'' Çok üzgünüm, yaşadıklarını daha yeni öğrendim ''
dediğinde bende ona sarıldım.
'' Teşekkür ederim ''
diyerek ona salonu işaret ettim. Salona geçtiğimizde amcam Tunç'a kahvesini nasıl içeceğini sorup hizmetlilere kahve yapmalarını söyledi. Tunç'la biz yakın arkadaştık. Buraya her geldiğimizde onunla sahilde kumdan kale yapar, birbirimize çamurdan toplar yapıp atardık. O yüzden onu gerçekten özlemiştim ve bu yeni hali eski halinden çok daha güzeldi. Benim de değiştiğim aşikardı ama kendimde olan değişimi çok fark edemesem de onda ki değişim beni şaşırtmıştı.
'' Yaşadıklarından dolayı gerçekten üzüldüm Hazal, çok büyük talihsizlik. Ama olsun, ben ve sevdiklerin hep senin yanındayız, bu yüzden ne kadar mümkün olmayacağını bilsem de üzülmemeye çalış. Zaten yarından itibaren bu bunalımdan kurtuluyorsun. Seninle beraber eski günlerdeki gibi çok eğleneceğiz.''
Dedikten sonra kahveler geldi ve Tunç kahvesinden bir yudum aldı. Bende
'' Eski günlerdeki gibi.''
Diyerek iç çektim. Kahvelerimizi içtikten sonra amcama iyi geceler diyerek Tunç'la ben odama çıktık. 3 yıl görüşmemenin verdiği özlemle konuşulacak çok şeyin olduğunu düşündüm. Odaya geldiğimizde kapıyı açıp içeriye girmesini söyledim ama o centilmenlik yapıp bayanlar önden prensibine uyarak ilk benim girmemi sağladı. Böyle şeyler bana her ne kadar saçma gelse de onunla yeni buluştuğumuz için dalga geçmek istemedim.
'' Ee anlat bakalım 3 yıldır nerelerdesin?
''Hep aynı yere gelmek bizi sıkmıştı. Farklı yerler görmek için 3 yıldır tatillerimizi otellerde geçiyoruz o yüzden konuşamıyoruz uzun zamandır. Sende görmeyeli çok değişmişsin, saç stili falan baya yakışıklı olmuşsun ''
'' Teşekkür ederim ama 3 yıldır gelmemen aslında beni kızdırmıştı yine de şuan kötü bir durumda olduğun için bu kızgınlığı unutup sana destek olmaya karar verdim. Ama yine de bunun intikamını almayacağım sanma. Değişime gelirsek ufak çaplı bir stil değişikliği yaptım o kadar. Sen de baya değişmişsin, güzelliğin daha da artmış. ''
. Ah ne kadar da tatlı!
'' Ben artık kalkayım, sen de iyice dinlen. Yarın yorucu bir gün olacak.''
'' Burada kalsana aşağıdaki kanepede yatabilirsin. ''
Desemde kafasını iki yana sallayıp iyi geceler diyerek odamdan ayrıldı. Umarım bu çocuğa aşık falan olmazdım. Çünkü böyle bir durumda bir de aşk gibi bir hastalıkla uğraşamazdım. Ama zaten biz sadece arkadaştık. Aramızda böyle bir şeyin olması mümkün değildi. Bunun verdiği rahatlıkla bu düşünceleri kafamdan sildim ve uykuya daldım.Sabah lanet olasıca kapının ziliyle gözlerimi açtım. Saate baktığımda 13.20 olduğunu görünce yataktan fırladım. Üstüme bir şeyler giyerken aşağıdan Tunç’un sesini duyunca telaşım daha da arttı. Kapımdan gelen tıklama sesinin ardından: