Bütün vücudumun titrediğini ve kaskatı kesildiğimi hissedebiliyordum. Bunu hiç hem de hiç beklemiyordum. Onu yakın arkadaşım olarak görürken nasıl böyle bir şeye kalkışabilirdi ? Hemen dudaklarımı geriye çektim. Onu hafifçe geriye doğru ittim ve elimle dudaklalarımı silerek yüksek bir sesle:
'' Sen ne yaptığını sanıyorsun ? Kafayı mı yedin ? ''
'' Hazal lütfen . Benden hoşlandığın çok belli. ''
'' Sen neyden bahsediyorsun ? Ney belliymiş ? ''
'' Hiç tanımadığın birinin evine geliyorsun , eğleniyorsun , birlikte geziyoruz ne yani bunların hepsini '' arkadaş '' sıfatıyla mı yapıyorduk ? ''
Bu söyledikleri karşısında beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Tamam henüz fazla tanımadığım birisi olabilirdi ama ben ona garip bir şekilde güveniyordum. Ama o benim güvenimi boşa çıkarmıştı. Bütün bunları ondan hoşlandığım için yaptığımı sanmıştı. Aslında hiç de öyle birşey değildi. Sadece arkadaşım olmadığı ve kendimi yalnız hissettiğim için onunla takılmak istemiştim. Bir cevap vermem gerektiğini düşünerek bir an düşünmeyi bırakıp sesimin titrememesi için dua ederek :
''Se- Sen kendini ne sanıyorsun ? Ben sadece yalnız olduğum için , bir arkadaşa ihtiyacım olduğu için seninle takılmak istemişken senin böyle hayallere kapılman ne utanç verici . '' dedim kızgın bir sesle. Ne kadar istemesemde sesim yine titremişti.
'' Ne yani benden etkilenmediğini mi söylemeye çalışıyorsun ? '' diye karşılık verirken yüzündeki pis sırıtışı beni rahatsız etmişti.
'' Hala utanmazca karşımda dikilip senden hoşlandığımı söylüyorsun . Ne kadar yüzsüz bir adamsın sen. Defol git birdaha da gözüme görünme '' derken sesimin bütün sahilde yankılandığını hissettim.
'' Bak bak. Barda kucağıma düşen kız , sabah evimde uyanan kız şimdi gelmiş beni kovuyor . Vayy be hayat sürprizlerle dolu gerçekten . Tamam gidiyorum. Senin istediğin olsun. ''
Bu söylediklerinden sonra onun karşısında utandığımı söylemeliyim.Tam karşılık verecektim ki ben karşılık veremeden o cebinden arabasının anahtarını çıkarıp gaza basarak yanımdan uzaklaştı. Bende hıçkırıklar içinde ağlamaya başladım. Kendimi toplayıp çantamdan çıkardığım aynaya baktığımda ağlamaktan makyajımın aktığını ve berbat göründüğümü fark ettim.Bir an aklımdan Tunç'u arayıp beni burdan almasını istemek geçti.Ama gece gece onu rahatsız etmek istemediğimden bu düşünceyi kafamdan sildim.Oradan geçen bir taksiye binerek evime gittim.Eve ulaştıktan sonra kendimi hemen odama atıp yatağıma uzandım. Bu gece yaşadıklarımı düşünürken gözlerim karardı. Sabah uyandığımda herzamanki gibi kendimi iğrenç hissediyordum ve başım inanılmaz ağrıyordu. Banyoya doğru yürürken aklıma yine dün gece yaşadıklarım geldi. Hala Akın'ın böyle birşey yapabildiğine inanamıyordum. Banyoda aynaya bakınca makyajımın hala yüzümde durduğunu fark ettim.Sıcak bir duş alıp yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indim. Amcam her sabahki gibi gazetesi elinde koltuğunda oturuyordu. Çoktan kahvaltısını etmişti. Kaçta uyanıyordu bu adam merak etmeye başlamıştım açıkçası.Her sabah benden önce uyanıyordu. Bu düşüncelerden uzaklaşarak kahvaltı sofrasına oturdum ve kahvaltımı etmeye başladım. Kahvaltımı ederken bugün ne yapacağımı da düşünüyordum. Artık uzun bir süre Akın'la görüşemezdim. Heralde yine Tunç' la takılacaktım. Birşeyler atıştırdıktan sonra odama çıkıp wattpad okumanın en doğru karar olacağını düşündüm. Ben wattpad okurken birden telefonum çaldı. Arayanın Tunç olduğunu görünce yüzüme bir tebessüm yayıldı. Tam da onun aramasını bekliyormuşum gibi:
"Merhaba. " dedim.Sesim dün gecenin etkisiyle biraz buruk ve solgun çıkmıştı.
" Merhaba Hazal. Nasılsın? Sesin kötü geliyor. "Sesimden halimi anlaması üzerine sesimin öyle çıktığına lanet ettim.
"Boşver, önemli birşey yok. " diyerek geçiştirmeye çalıştırdım.
" Neyse ben aslında seni partiye davet etmek için aramıştım. Arkadaşım bir havuz partisi veriyor gelmek ister misin hem bu partiye katılmak için bir eşe de ihtiyacım var ne dersin? "
" Bilmem ki. Orada benim çok tanımadığım kişi olur ben gelmesem daha iyi sanki. Sen git eğlen istersen. " diyerek naz yapsam da aslında bu partiye gitmeye çok ihtiyacım vardı ama Tunç'un ısrarcı davranacağını bildiğimden rahat rahat naz yapabilirdim. Böyle düşündüğüm için kendimi Tunç'u biraz kullanıyormuşum gibi hissettim.
" Hadi ama. Bikere de naz yapma da bana uy lütfen. Emin olabilirsin ki çok eğleneceğiz. "
" Tunç senin son eğleneceğiz dediğinde başıma neler geldiğini ikimizde biliyoruz. " derken aklım yine Akın ile geçirdiğim tatsız olaya gitti. Moralimi bozmak istemediğimden hemen bu düşünceyi kafamdan attım.
" Hazal bu kadar naz yetmez mi sencede? Alt tarafı bir parti ne olabilir ki? Hadi itiraz istemiyorum yarım saate kapının önündeyim. " deyip telefonu kapattı.Sanırım daha fazla naz yapma şansım yoktu bende pes edip hazırlanmaya başladım.Siyahın üstüne beyaz benekleri olan bikinimi giydim. Onun altına kısa bir şort ve sırtı açık beyaz bir tişört giydim.
Hazırlandıktan sonra aşağıdan gelen düdük sesiyle hemen merdivenlerden aşağı inip Tunç'un arabasına bindim. Hava cidden çok sıcaktı. Tunç mayosunun üstüne açık mavi kısa kollu bir tişört giymiş ayağına da parmak arası terliklerini geçirmişti. Buradan gayet sade ve yakışıklı görünüyordu. Ama bu sefer kendimi ondan daha çok beğendiğimi itiraf etmeliyim. Ben çok güzel olmuşsun lafını beklerken :
" Çok sexy görünüyorsun Hazal. " deyince şaşkınlığım yüz ifademe biraz utançla beraber yansıdı. Yanaklarımın kızardığına emindim ve boğuk bir sesle:
"Teşekkürler." diyerek yanıtladım.
