Fahişe ha ?! Bana ciddi ciddi fahişe demişti değil mi o ? Lanet herif. Odamda sinirle volta atarken bir yandan da etrafa küfürler saçıyordum. Bu herife görev boyu katlanmak zorunda olmam da cabasıydı. Gerçekten takıldığım tek şey bana fahişe demiş olması mıydı ? Adam açık açık bana göz dağı vermişti.
" Göreve artık başlamalıyız Asel. Biz oyalandıkça onlar daha da ilerliyorlar . Salı günü Asaf Emir ******* ****** barda bir adamla görüşecek. Adı Atahan Karahanlı. Bu adam da uyuşturucu işleri ile uğraşıyor. Ama asıl sıkıntı şu ki bu adam küçük yaşta çocukları uyuşturucu bataklığına çekmekten de geri durmuyor. Yani daha çok çocukları hedef alıyor ve bu hepimiz için büyük bir sorun. Senin o adamla tanışmanı istiyorum. Adamın güvenini kazanmalısın . Acele et ama dikkatli ol ." diyen Hamza müdür elime adamın ismini ve numarasını verdi. Görevi detaylıca öğrendikten sonra ofisten çıktım.
Eve geldiğimde dolabımda dikkat çekici ama çok da abartılı olmayan bir kıyafet arıyordum. Gözüme çarpan kırmızı elbiseyi elime aldım . Sandy kumaş göğüs dekolteli askılı bir kıyafetti. Galiba bu gayet yeterliydi. Giyindikten sonra göz kapaklarıma siyah hafif bir far ve dudaklarıma parlatıcı sürdüm. Aşırı makyajdansa doğallık daha ilgi çekiciydi bana göre . Aynada kendime son bir bakış atıp evden ayrıldım . Adam genelde sahil tarafındaki bir lokantada takılıyordu.En azında benim elimdeki bilgi buydu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Buyurun efendim masanız şu tarafta" Garsonu takip edip masaya oturdum . Menüyü elime alıp etrafı süzmeye başladım. Tam adamın burada olmadığını düşünmüştüm ki ön masamdan gelen sandalye sesi bana engel oldu . Bakışlarım şaşkınlıkla üzerinde dolaşıyordu . Yaşlı , kilolu, sapkın birini bekliyordum . Bir kez daha yanılmıştım . Süzdüğüm adam öyle asildi , öyle karizmatikti ki adeta duruşuyla beni büyülemişti . Atahan Karahanlı . Umarım görevime taş koymazdı . Asaf Emir gelmeden bu adamla bir muhabbete girmem gerekiyordu ama bunu nasıl yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu . Masasına meyve tabağı falan mı göndersem ? Saçmala kızım oldu olacak adama bir de çıkma teklifi et . Hatta geç karşısına serenat yap .
Öncelikle Atahan'a varlığımı belli etmeliydim. Acele etmem gerekiyordu . Çantamı alıp lavaboya doğru ilerledim . Özellikle yavaş adımlarla yanından geçtim . Bakışlarını üzerimde hissediyordum . Daha doğrusu kalçamda ! Aynada kaygıyla vücudumu süzerken görevimin çok da zor olmadığını fark ettim . Erkekler için güzel bir kadın ve güzel bir vücut yeterliydi . Hiçbir çabaya gerek yoktu . Ama işimi incelikle yapmam lazımdı . Dudağıma kırmızı ruju bol bol sürüp saçlarımı dağıttım . Böyle daha çekici görünüyordum . En azından benim açımdan öyleydi . Derin bir nefes verip lavabodan çıktım . Çıkmam ile karşımda Asaf Emir'i görmem bir oldu . Kapının önünde birini bekler gibi bir hali vardı . Sorun şu ki lavabo boştu . HAH! Saçmalama Asel ! Seni bekleyecek değil ya . Gülünç olma .
"Seni uyardığımı sanıyordum " dediğinde cüretkar bir gülümseme yayıldı dudaklarına . Ya da tehditkar mı demeliyim ?
" Uyarını dikkate aldığımı söylediğimi hatırlamıyorum" deyip ben de gülümsedim .
" Bana bak kızım . Seni olduğum ortamlara kim gönderiyor bilmiyorum ama eğer ki buna devam edecek olursan işler senin için hiç iyi olmayacak." diyerek bana bir adım daha yaklaştı .
Ona daha çok yaklaşarak dibine girdim . Bu çok tehlikeli bir yakınlıktı . "Beni korkuttuğunu falan mı sanıyorsun ? İnsanları özel hayatları ile tehdit etmekten hoşlanmam ama eğer zorunda kalırsam her şeyi medyaya yaymaktan çekinmem . Ayrıca bu tavırlarından dolayı babanla aranın bozulmasını istemem . Umarım beni anlamışsındır Asaf Emir Özeren . Sen ateşsen ben de barutum . " Ona göz kırparak yanından uzaklaştım . Kalbimin atışı kulaklarımda çınlıyordu. Böylesine tehlikeli bir adama posta koyacak cesareti nerden bulduğum konusu tartışılırdı .
Bir süre sonra Atahan yanındaki kadın ile kapıya ilerledi . Gidiyordu galiba . Bunu fırsat bilerek aniden ayağa kalktım . Bakışlarının bende olduğunu biliyordum . Bir iki adım attıktan sonra bir elimi başıma koyup diğer elimle masasından tutundum. Ayaklanıp yaklaştığını hissettiğimde içten içe güldüm. "İyi misiniz ? Hanımefendiye hemen bir su getirin " diye seslenip belimden tutup destek oldu . Tam cevap vereceğim anda gelen sesle aynı anda o tarafa döndük .
