Louis duyduklarını sindirmeye çalışıyordu. Daha önce hiçbir hastası ona aşık olmamıştı. Şuan düşünemiyor gibiydi sanki beyni onu bir an için terk etmişti. Konuşmayı duyduğunu Harry'ye söylemeyecek ve hastası ile arasında bir şey olması durumundan kurtulacaktı. Evet plan tam olarak buydu. Ama ''Neden bunları düşünmekte bu kadar zorlandım?'' sorusunu sormaktan kendini alamadı. Harry'ye karşı bir şey hissetmesi kesinlikle aptallık olurdu. Doktor ve hastası. Olacak şey değildi sonuçta. Louis yatağına yattı ve uyumaya çalıştı. Artık kaç kere sağa ve sola döndüğünü hesaplayamaz olmuştu. Yataktan doğruldu ve kendi kendine ''Düşüncelerinin tek nedeni duydukların ve eğer gerçekten o da ondan hoşlansa ne olurdu diye düşünmen. Sen Harry'den hoşlanmıyorsun. Saçmalamayı bırak Louis.'' deyip duruyordu ve bu durum Louis artık pes edip kendini uykunun kucağına bırakana dek sürdü.
Louis sabah uyandığında çözümü bulmuştu Harry'yi başka bir psikiyatriste yönlendirecekti ve böylece birbirlerini hiç görmeyeceklerdi. Bu kararını söylemek için Harry'nin odasına gitti. Ama nedense elleri o kapıyı çalmaya gitmiyordu. Sanki Harry'nin yanında kalmasını istiyor gibiydiler. Sonunda kapıyı tıklattı ve gel komutunu alınca içeri girdi.''Bu gelişinizi neye borçluyum Bay Tomlinson? Seansımıza daha 1 saat var.''
Louis konuşmadan önce Harry'ye baktı. O kadar güzel bir yüzü vardı ki resmen hayran olmuştu. Bir de ona tebessüm ederek bakması yok mu nasıl da seviyordu o bakışı. Gitmesini hiç istemiyordu özellikle kendini topladığını gördükçe bunu ona yapması adilik olur diye düşündü. Louis bu konuyu biraz ertelemeye karar vermişti. Harry'ye bu bencilliği yapmak istemiyordu. Ayrıca o da Harry'nin gitmesine hiç hazır değildi.
''Nasıl olduğuna bakmaya geldim sadece. Dün arkadaşınla iyi vakit geçirmişe benziyorsun.''
''Gelmesi beni çok mutlu etti gerçekten. Çok uzun ve güzel konuşmalar yaptık.''
''Ayıcığın gerçekten çok sevimli görünüyor.'' (Yüzünde mink bir tebessüm oluşturdu.)
''Ah aptal ayıcık! Resmen dalga geçiyorsunuz. Ama ne yapabilirim onsuz bu yabancı yerde uyumak zor geliyor.''
''Sadece seninle şakalaşıyorum Harry. Hem evde benim de bir ayıcığım var. Geceleri bende korkuyorum maalesef.''
''Bunu beni mutlu etmek için söylediğinizi düşünüyorum ama umarım gerçekten bir ayıcığınız vardır haha.''
1 saat sonra
''Evet Harry, bugün bana ne anlatacaksın bakalım.''
''Bay Tomlinson siz hiç olmayacak birine aşık oldunuz mu?''
Louis soruyla afallamıştı. Çünkü onun meyden bahsettiğini çok iyi biliyordu. İşte ne kadar kaçmak istese de bu hep onu kovalıyordu.
''Sanmıyorum Harry. Aslında bilmiyorum.''
''Ben öyle birine aşık olmaya başladım ki Louis. O bana hem çok yakın hem çok uzak. Bazen ona sıkıca sarılmak geliyor içimden ama o zaman çok uzak oluyor. Ona bunu asla söyleyemem gibi geliyor ama söylemek için de can atıyorum. Ne yapmam gerektiğini hiç bilmiyorum.''
Louis onun kendisinden bahsettiğini biliyor olması onun bu durumdan soyutlanmaya çalışmasını gittikçe zor hale geliyordu. Bu bir saçmalıktan başka bir şey olamazdı. Ayrıca mesleği de büyük tehlikeye girerdi. Aptal bir sevgi için bunu riske atamazdı. Harry'yi başka bir psikiyatri bölümüne göndermek tek çareydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurt\\Larry Stylinson ✔️
FanfictionLouis Tomlinson işinde oldukça iyi bir psikiyatrist, Harry ise en ufak bir şeyde panik atak geçirdiği için dört duvar arasına hapsolmuş bir adam. Harry'nin son çare olarak gittiği Louis onu iyileştirebilecek mi?