Louis bütün gün işte olacağı için Harry kitabını yazmaya devam edecekti. Araları düzelmiş olsa da bu kitabı yazıp bitirmek hatta belki de yayınlamak istiyordu.
Harry'nin kitabının 3. bölümüdür.
Harry ve Louis'nin maç gecesi öpüşmesinden sonra neredeyse bir hafta geçmişti. İkisi bir ilişki istiyordu ama Louis'nin her şeyin fazla hızlı geliştiğine dair çekinceleri vardı. İstemiyor değildi ama her şey fazla hızlıydı işte. Kendini bu rüzgara bırakmaya hazır olup olmadığını düşünüyordu. Sonuçta Harry ile daha yeni tanışmıştı. Tatlı ve umursamaz bir yanı vardı. Gerçek bir ilişki mi istiyor yoksa Louis onun için küçük bir kaçamak mı oluyordu bundan emi olmak istiyordu. Onunla konuşmayı çok kez denemiş olsa da eli telefondaki numarasına gidememişti. Şuan içindeki heyecanı ve Harry'nin ne düşündüğünü merak ediyordu. Sonunda cesaretini toplayıp kafeye gitmeye karar verdi. Hızlı bir şekilde hazırlanıp evden çıktı.
Kafeye vardığında biraz duraksadıktan sonra içeri girdi. Harry o sırada kasada müşteriyle ilgileniyordu. Louis'yi görünce hem şaşkınlık hem de heyecan hissetmişti. Louis, müşteri gidince kasaya geldi.
''Selam. En son görüşmemizdeki olayı konuşmamız gerektiğini düşündüm.''
''Bence de konuşmalıyız ama senden ses çıkmayınca pişman olduğunu düşünmeye başlamıştım.''
''Aslına bakarsan nasıl hissettiğimden emin değilim. Pişman olmadığımdan eminim ama senin bir ciddi bir ilişki isteyip istemediğinden emin değilim.''
''Her şeyin çok hızlı geliştiğinin farkındayım ama ben bunu istiyorum Louis. Her günü seninle geçirmek istiyorum.''
''Bu biraz evlilik teklifi gibi oldu ama neyse. (yüzünde tatlı bir tebessümle) Ne zaman randevuya çıkıyoruz?''
''Bu akşam sadece ikimizin olduğu açık hava sinemasına ne dersin?''
''Bence güzel fikir. Gidip hazırlanayım. Sende randevuyu organize et.''
''Emredersiniz Bay Tomlinson.'' (alaycı bir tavırla)
Louis, Harry'ye kısa bir öpücük verdikten sonra hazırlanmak için kafeden çıkıp hızlıca eve gitti.
Louis eve gelir gelmez kendini duşa attı. Duş alıp kendine geldikten ve bir saat ne giyeceğini seçmeye çalıştıktan sonra nihayet hazırdı.
Harry her şeyi ayarlayıp Louis'yi almaya geldiğinde onun çoktan dışarda onu beklediğini gördü. Arabayı Louis'nin hemen yanında durdurdu. Louis arabaya binip ona gülümsedi.
''Yine nefesimi kesiyorsun Louis. Mükemmel olmuşsun.''
Louis, Harry'yi öpüp ''Sen de harika görünüyorsun bebeğim.'' diye ekledi.
Kısa bir yolculuğun ardından filmi izleyecekleri yere gelmişlerdi. İkisinin de gözleri parıl parıldı. Louis hemen koşup yerini aldı.
''İtiraf etmeliyim çok güzel olmuş Harry.''
''Senin için yaptığım her şeyin en iyi şekilde olmasını isterim sevgilim. Beğenmene sevindim.''
Harry filmi başlatıp yerine oturdu. Louis'yi kolları arasına alıp filmi izlemeye başladı. İkisi de birbiri için en güvenli limanların birbiri olduğunu o gece anlamıştı. İkisi de kayıp tuh eşini bulmuştu.
yazardan not:
İki hikayenin beraber gitmesi kafa karışıklığı veya olaylarda kopukluk yaratmıyor değil mi? Cevaplarınız önemli! Şimdiden iyi okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurt\\Larry Stylinson ✔️
FanficLouis Tomlinson işinde oldukça iyi bir psikiyatrist, Harry ise en ufak bir şeyde panik atak geçirdiği için dört duvar arasına hapsolmuş bir adam. Harry'nin son çare olarak gittiği Louis onu iyileştirebilecek mi?