36

9K 821 465
                                    

Şey ben sınır koymayı deneyeceğim bir(1) seferlik sadece merakımdan acaba işe yarıyor mu (yuh ing klavye kullanmadım)

~
110 oy , 250 yorum (bu size vırıs gelir tırıs gider be heheyt)
~

Hafif esen rüzgar, Jungkook'un evden çıkmadan önce düzelttiği yumuşak saçlarını iyice karıştırmıştı. Beyaz sweatshirtlü oğlan dudağını büzerek bileğindeki siyah tokayla saçlarını topladı. Tarif edemediği hisler içerisindeydi, midesi çalkalanıyordu çünkü nedenini anlayamadığı bir şekilde stres yapmıştı.

Ayakta durmanın saçma olduğunu anlayınca turuncu salıncağa oturup Taehyung'u beklemeye devam etti. Aklında tonlarca düşünce dönüyordu Jungkook'un. Okula yeni geldiği zamanlar şu anki durumlarının hayalini çok kurmuştu. Ama Taehyung'la samimiyeti ilerletemeden iki yabancıya dönüşmüşlerdi, şu an ise tatlı tatlı flörtleşmeleri evrenin hangi oyunuydu hiçbir fikri yoktu ama bundan rahatsız olduğunu söyleyemezdi. Taehyung, Jungkook'a iyi geliyordu.

Ayaklarını beton zeminde yavaşça hareket ettirip salıncakta ileri geri sallanmaya başladı. Büzdüğü dudakları ve iri gözleriyle gökyüzüne bakıyor, esmer oğlanın nerede kaldığını düşünüyordu. Tam o sırada arkasında bir hareketlilik sezmiş, ne olduğuna bakmak için kafasını çevirmişti ki hareketliliğin sahibi "Sıkı tutun." diye bağırmıştı.

Neye uğradığını şaşıran Jungkook, salıncağın zincirlerini sıkıca kavrayıp ayaklarını havalandırdı.

Taehyung, Jungkook'u sallıyordu.

Jungkook'un çok kısa bir anlığına duyduğu endişe yerini heyecana ve gülüşmelere bırakmıştı. Tavşan dişlerini göstererek kıkır kıkır gülüyordu. Jungkook salıncağı çok severdi ama onu sallayacak kimsesi olmamıştı bugüne kadar. Taehyung sanki bunu hissetmiş gibi onu sallamaya başlamıştı, şu an Jungkook'u nasıl mutlu ettiğini bilseydi salıncağı asla durdurmazdı.

"Tamam, yeter." Jungkook istemeyerek de olsa seslendi çünkü konuşmaları gerekiyordu. Dudaklarındaki gülümsemeyi silmeden Taehyung'a döndü. Saçlarındaki mavi boya akmaya başlamıştı. Taehyung, Jungkook mavi rengi seçtiğinden beri kaç kere saçını maviye boyamıştı? İki? Üç? Dörtte olabilir. Jungkook bu davranışını çok sevimli bulmuştu.

"Bu arada, salladığın için teşekkür ederim." diye mırıldandı. Taehyung uzun parmaklarını boyası akmış saçlarına daldırdı. Kare gülüşünü dudaklarına yerleştirdi. "Önemli değil."

Kısa bir sessizlik sardı etrafı. İkisi de ne konuşulacağını kestiremiyordu. Onu parka çağıran Jungkook'tu, konuşmayı onun mu başlatması gerekiyordu? Beyaz sweatshirtlü oğlan ne yapacağını bilemeyip parmaklarıyla oynamaya başladı.

Esmer olanın da Jungkook'tan pek bir farkı yoktu. O da neyi nasıl konuşacaklarını merak ediyor, hislerini itiraf edip etmeme konusunda büyük bir tereddüt yaşıyordu. Jungkook onunla flörtleşiyordu hatta geçen gün onu Jennie'den kıskanmıştı. Bunlar Taehyung'u heyecanlandıran şeylerdi.

Jungkook parmaklarıyla oynarken beklemediği bir şey oldu, Taehyung onun sağ elini kavrayıp ayaklandırdı ve çimlerin yanındaki banka yürüdüler. El ele tutuşmak gibi basit bir hareket bile Jungkook'un kalbini hızlandırmaya yetmişti. Beyaz ellerini kavramış, uzun parmaklar dışarıdan bakıldığında o kadar güzel duruyordu ki...

cast someone away ! taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin