MEZAR METROSU

555 11 0
                                    

Ahmet,rüyada mı yoksa gerçek hayatta mı,olduğunu tam kestiremediği bir kalabalığın arasında mezarlığa doğru ilerliyordu. Kalabalık bazen el fatiha nidalarıyla duruyor, soluklanıyor,ellerini yüzlere sürüyor tekrar yürümeye devam ediyorlardı. Mezarlık lahuti sessizliğine cemaatin duaları,aminleri ve fatihalarıyla ara verse de bir müddet sonra tekrar mistik bir sessizliğe bürünüyordu.
Mezarlık sağlı sollu kol kola dizilmiş selvi ağaçlarının hazır kıta karşılama ekibi ve kuşların tatlı çığırışlarıyla oluşturduğu küçük bir koroyla gelen misafiri ağırlıyordu. Ahmet kalabalığın arasında sessizce ilerliyordu. Az ileriden kürek sesleri işitiliyordu. Cemaat omuzlarında taşıdıkları tabutu hızlı bir şekilde son uğurlama yerine doğru götürüyorlardı. Sanki bir an önce kurtulmak istiyormuşçasına...
Mezarın başına gelmişlerdi. Nice büyük salonları odaları beğenmeyen insanoğlu için hazırlanmış bir 80 uzunluğunda 50 santim genişliğinde ihtişamlı bir çukur gözleri alıyordu. Burada yatılır mı? Diyen nicelerinin üzerinden uzun süren mevsimler geçmişti. İşte yeni bir misafir daha ağırlamak için insanoğlunun gözünü dolduracak büyüklükte yeni bir misafirhane hazırlanmıştı.
Ahmet şaşkın gözlerle çukura inen iki kişiye baktı birisi düz sarı saçlı, geniş omuzlu bir genç, diğeri ise kumral, mavi gözlü yakışıklı bir delikanlıydı. Bu ikisini çok iyi tanıyordu. Çünkü ikiside kendisinin öz mü öz oğullarıydı. Ne işleri vardı, ne geziyorlardı çukurun içinde ? Seslenmek "çıkın oradan!demek istedi; ama Çocuklarının böyle centilmen bir tavır içinde olmaları kendisini duygulandırdı. Ama gözlerinden süzülen o derin anlamlı yağmur taneciklerine bir türlü mana veremedi.
Bir insan ancak ciğerinden birisi için dökebilirdi bu yaşları. Celal ve Furkan'ın duyarlı yüreklerinden gözlerine yansıyan Hüznün melodisi, Ahmet'in gözlerini doldurdu. Hüzün melodisiyle sarsılan gözleri biraz ileride kadınların arasında tanıdık yüzlerle daha da dalgalandı. Eşi Nesrin hanım ve üç kızı bir köşede kızarmış gözlerle metaneti kaybetmemeye çalışan yürekli dua ediyorlardı. Acaba bu ölen kişi kimdi ki bu kadar yakınıyla birlikte mezarlığa doluşmuşlardı? Aslında kendisi de nasıl buraya geldiğini tam hatırlamıyordu.
Tabut açıldı. Bembeyaz elbisesiyle dünyanın tüm kirlerinden kurtuluşun muştusunu veren boydan takımıyla yeni Dünya yolcusu mezar metrosuna bindirildi. Güneş yavaş yavaş apartmanların ardından evine doğru çekiliyordu. Nasıl ki her doğan güneşin batışı her ilkbaharın bir kışı varsa her doğan insanında ölümü vardı. Ebedi değildi fani insanlar için dünyanın omuzları. Rodeoya katılmış Bir kovboy gibi kimisi az kimisi çok kalıyordu dünya atının sırtında. Ama sonunda hepsi düşüyordu toprağın kara bağrına.
Topraklar kürek kürek atılmaya başlandı. Birkaç kürek atan çekiliyordu bir kenara. Herkes çorbada tuzu olsun hesabı bir parça toprak Serpiyordu beyaz takımlı yolcunun üzerine. Ahmet de atmak istedi ama o cesareti bulamadı kendinde. Diz çöktü mezarın yanı başına.
İmam telkine başladı. Herkeste ölümün hazin Sesizliği hâkimdi. Hazan mevsiminde ki ağaçlar gibi solgundu Sümeyye,Fatma ve Mevlüde. Kızlarının bu sararmış hali gözlerinden kaçmadı. Bir şeyler söylüyor ağlıyorlardı ama bir türlü anlamıyordu. Hele Celal ile Furkan. O gencecik çağlarında birden Sonbahar rüzgarının sert esintisiyle çarpılmışcasına sararmışlardı.
Telkin bitmişti. Topluluk yavaş yavaş dağılıyordu. Eşi Nesrin hanim siyah bir eşarp bağlamış kızları ile kadınların taziyelerini kabul ediyorlardı. Furkan ile Celal'de erkeklerin taziyelerini kabul ediyorlardı. Amcaları Halil,Bülent ve enişteleri Yahya Çocukları bağırlarına bastılar. Halaları Nurgül ile Nilüfer ise kızların yanındaydı. Babası Celal ile annesi Mevlüde ise Büyük evlatlarını kaybetmenin acısını yüreklerinde kaynayan gözyaşı volkanın lavlarıyla yüzlerine yansıtmışlardı. Kendi hüzün dolu dünyalarıyla mezarın yanıbaşına çökmüşlerdi. Ahmet'te onların yanına gitmek için çöktüğü yerden kalktı. Ama birden omuzlarında bir ağırlık hissetti. Geriye döndü birden irkildi....

Kabirde ilk geceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin