Hyunjin'in bakış açısı
Hayatım hakkında düşüncelere dalmıştım. Son zamanlarda kendimi çok garip hissediyordum. Sürekli Seungmin ve Jeongin arasında gidip geldim. Jeongin'e aşıktım fakat son zamanlarda Seungmin kafamı karıştırıyordu.
"Jinnie!" Diye bağırdı annem aşağıdan. Sesini duyduğum an aşağı mutfağa indim.
"Efendim anne." Onu bir şeyler yaparken gördüm. Elinde ki küçük sepete yiyecekler koyuyordu.
"Ahh piknik randevusu için Minnie'yi ara." Dedi gülümseyerek.
"Ne?! Neden?!"
"Bugün tatil olduğu için birlikte bir şeyler yapmalısınız oğlum. Mesela piknik için Han Nehri'ne gidebilirsiniz. Sonra şehri dolaşın. Pek çok romantik yerler var oralara da gitmelisiniz. Akşama kadar gelmeyin. Ön kapıyı kilitleyeceğim. Birlikte güzel vakit geçirmenizi istiyorum." Dedi beni dış kapıya doğru sürükleyerek. Bir yandan da elime sepeti tutuşturmaya çalışıyordu.
"Anne!" Beni resmen dışarı atmıştı. Kapıyı zorladım fakat gerçekten de kilitliydi.
Kapı bir anda açıldı umutla beni içeri almasını bekliyordum. Fakat yaptığı tek şey telefonumu ve cüzdanımı bana fırlatmak olmuştu. Sonra kapıyı tekrar kapattı. Ahh lanet olsun!
Acaba Seungmin uyanmış mıdır?
Saat daha sabahın 8'i.
Ama mecbur onun evine gitmeliydim. Ve evet şimdi kapısının önündeydim.
Neden kalbim bu kadar hızlı atıyor?
Peki lanet olasıca ellerim neden terliyor?
Düşüncelerimden kurtulup zili çaldım. Fakat açan olmamıştı. Belki hâlâ uyuyordur.
Tam arkamı dönüp gidecektim ki, kapı açıldı. Ve karşımda yarı uykulu,saçları dağınık ve üst bölgesi açık bir Seungmin duruyordu. Yutkunmuştum. Seungmin'in vücudu bu kadar güzel miydi? Şuan Kim Seungmin aşırı çekiciydi.
"H-hyunjin?" Beni görünce şaşırmıştı.
"Ahh selam Seungmin. Um- içeri girebilir miyim?" Diye sordum ve başını sallayarak girmem için kapıyı daha çok açtı.
Beni elimden tutarak odasına götürdü ve yatağa otutturdu. Yatağı dağınıktı. Demek ki hâlâ uyuyordu. Fakat annem yüzünden onu uyandırmıştım.
"Benim yüzümden mi uyandın? Uykunu böldüğüm için özür dilerim."
"Ahh sorun değil. Zaten uyanıktım fakat yataktan kalkmamıştım." Sahte bir şekilde güldü ve banyoya gitti.
Odasını inceledim ve ilk defa odasını doğru dürüst görme fırsatım oldu. Çünkü buraya sadece sarhoşken gelirdim.
Gözüme bir fotoğraf albümü takıldı ve elimi uzatarak onu aldım. İçini açtığımda ise çok şaşırmıştım. İçinde bizim fotoğraflarımız vardı. Hâlâ saklıyordu.
Onunla en sevdiğim fotoğrafı gördüm. O günü hatırlatıyordu bana. Onu ilk öptüğüm gün. Yüzü domates gibi kızarmıştı. Hâlâ hatırlıyorum.
O zamanlar çok tatlıydık değil mi?
Sayfalarca fotoğraflara baktım. Ve fotoğraf değil de bir yazı yazan sayfaya denk geldim.
'Bugün Hyunjin bana ailemin beni terk ettiğini söyledi. Ve bunu söyledikten sonra o da beni terk etti. Benden her şey den çok nefret ettiğini bilmek üzüyor. Yapacağım şey için üzgünüm ama dayanacak kimsem yok. Arkadaşım yok,ailem yok. Oysa ki Hyunjin hep arkadaşım olacağını söylemişti. Bileğime zarar vermeme izin vermeyeceğini söylemişti. Ama şimdi neredesin Hyunjin? Hani yoksun. Sen yalancının tekisin. Bu yüzden bana kızma beni rahatlatan tek şey bileklerimi kesmek.'
Ne yaptı?!
Bu mümkün değil.
Bunu yapmış olamaz.
Notu okuduğum da çok endişelenmiştim. Gözümden yaş düştüğünü bile fark etmedim.
'Keşke hatamı söylesen Hyunjin. Belki hatamı düzeltebilirim.'
Bir not daha. Ama maalesef Seungmin hatanı düzeltemezsin.
Bu sayfa notlarla doluydu. Hepsini ağlayarak okumuştum. Ve sonra tekrardan fotoğraf dolu bir sayfaya denk geldim. Tam fotoğrafları inceleyecektim ki Seungmin gelmişti.
"Hyunjin,ne yapıyorsun?" Dedi elimde ki albümü görünce.
"Hiç bir şey. Sadece merak ettim." Dedim albümü yatağın üstüne koyarak.
"Peki seni buraya getiren ne?"
"Annem beni seninle dışarı çıkmaya zorladı."
"Ahh istemiyorsan sorun değil. Ben Bayan Hwang'a gittiğimizi söylerim."
"Hayır sorun değil. Seninle randevuya çıkmak istiyorum."
"Emin misin? Eğer bu seni rahatsız ediyorsa-" Sözünü kesmek için hızlıca ayağa kalktım.
"Gideceğim dedim. Son sözüm bu. Üzerini değiştir ve salona gel. Seni bekliyor olacağım." Dedim ve odasından çıktım.
İnanamıyorum. Resmen Seungmin ile randevuya çıkacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Second Option -Hyunmin
Teen Fiction[translation] "Ben sadece,beni ikinci seçenek olarak gördüğünü unutuyorum." Cr: @mayfrommmtok