SAVAŞA HAZIR OLUN

0 0 0
                                    

Bu gecenin geleceğine hiç bir zaman inanmamıştım kehanetler sürekli bunu dese de ben içten içe her zaman saçma olduğunu düşünmüştüm. Ben insanlar içindeki özel olanlardandım daha çocuk yaşımda yeteneklerimi fark ettiğimde kendimi ZEUS zannettiğim için tam bir gerizekalı olmalıydım.

(FLASH BACK)
Henüz daha 12 yaşındaydım o zamanlar okulda hep dışlanan hep eziklenen birisiydim. Okuldaki çocuklar hep bana zorbalık yapar ayak işlerini yaptırırdı. Bende korkudan hiç bir zaman karşılık veremez kabul ederdim. Gene böyle bir zamanda bana iş yaptıracaklar iken ilk defa hayır demiştim. Tanrım ben ne demiştim demin nasıl olurdu hayır demiştim. 4 kişi üstüme yürürken korkudan ne yapacağımı şaşırmış geriye adım atar olmuştum ta ki düşene kadar. Üstüme geldiklerinde kendimde çok büyük bir güç hissetmiştim. Benim hissettiğim bu güçte neydi böyle nereden geliyordu bu güç. Sadece çığlık atmıştım ve gökyüzünde şimşekler çakmıştı aniden. Öğretmenler geldiği zaman çocuklar kaçmıştı benim ise aklım çakan şimşeklerdeydi. O şimşekleri kesinlikle çıkaran bendim. İzlediğim bir filmde böyle yetenekleri olan kişi olarak zeusu biliyordum. Ve zeus olduğuma inanmama yetmişti bu. Tüm bu düşünceler içerisindeyken Derse girmiştim ve takım elbise içinde iki kişi girmişti içeri ve ağzından çıkan kelimeler şaşırmama yetmişti. "kyle ile görüşecektik müdürün bilgisi var" bu adamlar kimdi ve neden benimle görüşmek istiyordu. Neler oluyordu burada.

Adamların arkasından müdürün odasına gidiyordum. İçeri girdiğimizde müdür kafa selamı verip dışarı çıkmıştı içeride ben ve iki adam kalmıştık. "merhaba Kyle nasılsın" nasıl olduğumu mu soruyursun bloktan Bi durumun içerisindeyim demekten başka bir şey gelmiyordu içimden. Ama ağzımdan dökülen kelimeler aksini söylüyordu "teşekkür ederim siz nasılsınız." verdiğim cevabın sakinliğine ben bile şaşırmıştım. "konuyu uzatmayacağım Kyle. Bugün olanların farkında olduğunu düşünüyorum. Sen yetenekli bir çocuksun, bugün gökyüzünden düşen şimşekleri sen yaptın. Bu bizim seni bulmamızı sağladı. Senin gibi yetenekli insanlar var ve biz onları topluyoruz" neden diye sormak istiyordum ama benden önce cevabı o vermişti. "neden diye soracağını biliyorum. Dünyaya bir gün dünyadan olmayan kişiler tarafından istila olacak ve sen ve diğer tüm özel yetenekli insanlar ile onlarla savaşacağız dünyayı korumak için. Senin bizimle gelmeni istiyoruz. Senin yeteneklerini kullanmanı öğreticez" bu kadar kısa sürede ne kadar çok şey söylemişti bu adam. Aklım karışmıştı ben neler yaşıyordum şu anda "ben zeus muyum" tam bir salaktım bu nasıl Bi soru adamlar kahkaha atmışlardı soruma "sen kesinlikle zeus değilsin sadece yetenekli bir insansın" konuşma bitmişti ve ben onlarla gidiyordum. Ben neden gidiyordum? Kendime bu soruyu soruyordum ama ayaklarım kendi kendine gidiyordu yoksa onların özel yeteneği miydi? Hayır kesinlikle yürüyen bendim.

Birmingham da bir şatoya gelmiştik etrafı sık ağaçlarla kaplı kesinlikle özenle seçilmiş Bi yerdi burası. İçeri girdiğimizde pek çok insan vardı onlar da benim gibi özel yeteneği olan insanlar mıydı? Ne kadar çok insan var burada?

(FLASH BACK SONU )

Ah ne çok vakit geçmişti bu kapıdan girdiğim ilk günden beri. Pek çok güçlü insanı gördüğüm günden beri artık benim için basitleşmişti özel güçler pek çok ülkeden gelen onlarca güçlü insan ve daha bulanmayı bekleyen onlarcası. Hepimiz bu gün için eğitim almıştık. Kehanete göre bir gün melekler cennetten düşecek ve dünyayı insanoğlundan alacak. Sadece bir kehanet olduğuna inanmak istiyordum yıllardır. Gökyüzüne baktığım vakit o günün geldiğini anlamıştım. Melekler düşüyordu gökyüzünden hemde binlercesi. Onları yenebilir miydik. Sonuçta onlar melekti tanrının kutsal melekleri çok güçlü olmalılardı. Geçen bunca yıl da özgüven ve güç olarak kendimi çok geliştirmiştim artık korkusuz bir savaşçıydım ben. Ama düşen melekleri görünce eskiden olduğu gibi korkak bir hale bürünmüştüm bana eziyet eden çocuklar gibi hissettiriyordu düşen melekler.

Özel yeteneklileri toplayan bu örgütün ismi HAYALLİSTLER di ve 5 er ekipten oluşan ekipler halinde görevlere gönderiliyorduk ve en büyük görev için ekipler toplanmıştı. Ve benim ekipte yanıma doğru gelince vakit gelmişti bizim için. Arnold, Silva, Helena ve Luna dan oluşuyordu ekip. Hepimiz artık bir aradaydık. Balkona müdür geçince bekleyen herkes oraya yöneldi. Müdür etrafına ve ardından gökyüzüne bakıp bizim için süpriz olmayan o sözleri söyledi"Savaş başladı, savaşa hazır olun. "


Karakter tanıtımı
Kyle: gökyüzü için oluşabilecek durumları kullanabilmek yağmur, kar, şimşek. Savaş silahı kılıçtır.

Arnold: hayvanlarla iletişim yeteneği bulunan arnold hayvanlar ile konuşabilir onları istediği gibi kullanabilir. Savaş silahı mızraktır.

Silva: insanların beynine hükmetme yeteneği var. İnsanlara istediğini yaptırıp hareket ettirebiliyor. Ama yeteneklilerin beynine hükmedemiyor meleklere edip edemeyeceği hakkında bilgi yok. Savaş silahı ok

Helena: çizdiği şeylere can verebiliyor. Herhangi bir şeyi çizip onu somut hale getirip kullanabiliyor. Savaş silahı ok

Luna: gözleri ile insanlara halüsinasyon uygulayıp onlara farklı boyutlarda istediğini yapabiliyor. Savaş silahı hançer

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 28, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DÜŞEN MELEKLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin