MULTIMEDIA'DA DERİN VAR. İYI OKUMALAR:) :)
Sabah okula gitmek için 8'de kalktım. Annemin yatağımın yanına koyduğu kahverengi sarı renklerindeki okul formasını giydim ve odamdan çıktım. Ben odadan çıktığım sırada Derin de banyodan çıkıyordu. Parlayan kahverengi saçları hırkayla aynı renkti. Okul formasının yakıştığı tek insan sanırım o. Gözleri siyahtı. Simsiyah... Gözlerini hiç bu kadar siyah görmemiştim. Yanına gidip "Günaydın." dedim.
"Tamam."
Günaydın sözüne verilebilecek en güzel cevabı verdin, tebrikler.
"Sen iyi misin? Neyin var? Şey- sanki gözlerin-"
"Ne varmış gözlerimde?"
"Sanki biraz siyahlar gibi. Fazla siyahlar. Çok fazla!"
"Bir şeyleri yok. Sadece biraz yanıyorlar. Bu saatlerin ışığına alışık değiller."
"E tabi. İlk defa bu kadar erken kalktın . Ben de 12' uyansam benim de gözlerim acır."
"Benim gözlerim ışık sevmez."
Sırıttım.
"Neden? Vampir ya da yıllarca yer altında yaşayıp hiç ışığa çıkmamış bir yaratık falan mısın?"
O da sırıttı.
"Hayır. Yıldızım."
"Yıldız mı? O da ne? Pop star falan mı? Ne saçmalıyorsun sen be!"
"Ben pop star falan demedim. Onu sen uydurdun. Şimdi gir şu banyoya ve saçlarını yap. Göz zevkimi bozuyorsun."
"Ama hala cevap vermedin. Merak ediyorum."
"Merak etme. sadece gir ve saçını düzelt." dedi banyoyu göstererek.
Banyoya girdim. Aklıma gelen bir soruyu Derin'e sormak için başımı tekrar kapıdan çıkardım.
"Peki ya-"
Derin tek eliyle başımı içeri itti ve kapıyı kapattı.
"Saçın ıyapmadan çıkma oradan. Çapulcu gibi görünüyorsun. Sana bakıınca gözlerim acıyor." diye bağırdı kapının arkasından.
Saçımı bir tarakla tarayıp dışarı çıktımDerin alt katta beni bekliyordu. Odamdan içinde sadece bir tane defter olan çantamı da alıp aşağı indim.
"Hele şükür indin" saçıma baktı "O saç olmamış. Topla şu saçlarını."
Kravatı dikkatimi çekti. Bağlamamıştı. Sadece boynuna atmıştı ve kravat geniş omuzlarından sallanıyordu.
"Sen benim saçıma değil de kendi kravatına bak. Olmamış o. Gel de yapayım."
Yaklaşıp kravatın iki ucunu tuttum. Elimi itti.
"Git topla şu saçını. Orada seninle uğraşamam."
"He sen annemin dediğine mi takıldın? Merak etme okul o kadar da kötü bir yer değildir."
"Anne mi? Sen o kadına anne mi diyorsun. Ayrıca okul bu. Her tür insan var orada. Şimdi git saçını topla."
"Sen kravatını yapmama izin vermezsen ben de saçımı toplamam."
Derin, derin bir iç çekti.
"Servis bizi bekliyor. Acele et de çıkalım artık."
Hahaha o kaybetti. Ve kazanan ALYA.
Ben önde Derin arkada bindik servise. Yerlerimize oturduk. Bütün kızlar ağızları açık Derin'e bakıyorlardı. Salaklar. Neye bakıyorsunuz. Nihayet okula vardık ve servisin o boğucu havasından kurtulduk. Derin, servisten iner inmez söylenmeye başladı.
"1 hafta sonra okullar kapanacak ve biz okula başladık. Neden? Çünkü b*k vardı."
Bana döndü
"Tenefüslerde asla sınıftan çıkmayacaksın. Kimseyle arkadaş olmayacaksın. Herkese saçlarının boya olduğunu söyleyeceksin ve ben gelmeden yerinden bile kalkmayacaksın. Anladın mı?"
"Neden?"
"Çünkü ben öyle istiyorum."
"Her istediğin olmayabilir."
"Yanılıyorsun. Ben bir şey istersem olur."
"Sen neden bu kadar kendini beğenmişsin?"
"Sana ne dediysem o olacak. Sınıftan çıktığını görürsem kötü olur."
------DERİN'İN AÇISINDAN------
Ona bir zarar gelmesini istemiyorum. Ona bir tek ben zarar verebilirim. Kendini koruması gerekiyor. Dışarı çıkma diyorum. Ama anlamıyor, kalın kafalı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ SİYAH-ÇOBAN YILDIZI
Random...O Siyahtı. Ben Mavi. Onun Siyahında Boğuluyordum. ..