HIRSIZ

45 6 1
                                    

------ALYA'NIN AÇISINDAN----

Derin beni sınıfıma bırakıp kendi sınıfına gitti. Onunla aynı sınıfta olmayı isterdim ama ondan bir yaş küçüğüm ne yazık ki. Ondan ayrılmak istemiyorum. Bir saniye bile. Onun yanında bambaşka hissediyorum. Güvende hissediyorum kendimi. Boş bir yere otrdum. Kısa kıvırcık saçlı bir kız yanındaki 6 kızla konuşuyordu. Erkekler sınıfta futbol oynuyorlardı. Açık kahverengi saçlı bir çocuk yanıma geldi. Elini uzattı.

"Merhaba ben Atakan. Sınıfımıza hoş geldin."

Elini sıktım.

"Hoş buldum. Alya ben."

"Saçların güzelmiş ama okulda boyalı saça izin vermiyorlar."

"Hayır. Yani benim saçım doğal mavi."

Derini takmıyorum.

Şaşırdı. Ben olsam ben de şaşırırdım zaten.

"Vav. İlginçmiş."

Gülümsedi. İyi birisiiydi. Bu her halinden belliydi. Yani en azından Derin'den daha kibardı.

"Sana okulu gezdirmemi ister misin? Son hafta olduğu için hocalar derse irmezler."

"Yok. Sınıfta durmayı tercih ederim."

Evet itiraf ediyorum Derin'den korkuyorum.

"Yanındaki gri gözlü çocuk sevgilin miydi?"

"Kim? Derin mi? Hayır o benim sevgilim değil. Abim."

AH HAYIR O BENİM ABİM DEĞİL, SEVDİĞİM.

"Seni korkutuyor sanırım."

"Yo hayır. Neden böyle bir kanıya vardın?"

"Kapının önünde seni azarlıyor gibi bir hali vardı da."

"Evet biraz sinirlidir."

"17 yıldır onunla yaşamak zor olmalı."

"Sdace 1 aydır onunla yaşıyorum."

"Nasıl?"

"Neyse ya biz neden ondan konuşuyoruz ki! Ben bi lavaboya gideyim."

dedim ve sınıftan çıktım. Tuvaletin yerini bilmiyordum. Kahverengi, uzun saçları mavi gözleri olan bir kıza sordum

"Şey, kızlar tuvaleti nerede?"

"İşte orası." dedi kız bir kapıyı göstererek.

"Ama orada 'ERKEKLER TUVALETİ' yazıyor." dedim.

"Tuvaletlerin yerlerini değiştirdiler ama hala tabelaları değiştirmediler. Orası kızlar için yani. Sen bana güvenmiyor musun?"

Daha seni tanımıyorum, ama neden güvenmeyeyim ki, diye geçirdim içimden.

"Tamam teşekkür ederim." dedim ve yavaş adımlarla tuvalete girdim.

Kimse yoktu içeride. Bunun verdiği huzurla aynada saçımı düzeltmeye başladım. Dışarıdan sesler gelmeye başladı. Erkek sesiydi bunlar. Gittikçe yaklaştı sesler ve en sonunda içeri 3 erkek girdi. Hayır, olamaz. Burası erkekler tuvaleti mi. Anlamalıydım. Korkuyla kapıya yöneldim. Sarışın bir çocuk hızla kapıyı çarptı. Bağırmaya başladım. Aklıma yetimhane geldi. Orada da bizi böyle bir odaya kapatıyorlardı ve dövüyorlardı.

Allah'ım burası nasıl bir okul ya. Kapıyı çarpan sarışın çocuk beni duvara itti.

"Derin!" diye bağırdım.

Onu istiyordum. Derin'i istiyorum ben, Derin'imi istiyorum. LÜTFEN...

"Bak burada kim varmış." deyip gülmeye başladı siyah saçlı iri bir çocuk.

Dışarıdan biri kapının koluna bastırdı. Kahretsin kapıyı kilitlemişler. Birden kapı kırıldı. İçeri biri girdi. Derin. DERİN'İM. Çocuklardan biri hızla dışarı çıktı. Kapıyı kapatan sarışın çocuk ve uzun saçlı bir çocuk kaldı. Derin uzun saçlının kafasını aynaya çarptı. Çocuğun kafasından kanlar akmaya başladı. O da koşarak çıktı dışarı. Bir tek sarışın kalmıştı. Çocuk Derin'in suratına sert bir yumruk attı. Derin'in dudağı kanamaya başladı. Bense gözyaşları içinde, şokm olmuş bir şekilde onları izliyordum. Derin çocuğun karnına tekme attı. Ardından çocuğu bir tuvaletin içine itti. Artık onları göremiyordum, sadece çocuğun bağırışlarını ve darbe seslerini duyuyordum.

"Derin." diye seslendim "Yeter."

Az sonra Derin çıktı. Gözleri siyahtı yine. Normal göz rengi bu değil ki. Neden siyahlaşıyor böyle. Beni kolumdan tutup peşinden sürüklemeye başladı. Az sonra okulun dışındaydık.

"Derin ne yapıyorsun. Şu an okuldan kaçmış gibi görünüyoruz." diye bağırdım.

"Şu an tam da görünen şeyi yapıyoruz." dedi "okuldan kaçıyoruz."

Eve geldik. Kimse yoktu. Koşarak yukarı çıktım. Öyle utanıyordum ki onun sözünü dinlemeyip şımarık bir kız gibi davrandığım için. Ben yukarı çıkarken Cesur da odasından çıktı.

"Şe-şey Derin bana bana yard-d-ım yardım eder misin?"

Derin ve Ces odaya girdiler. Aşağıdan gelen seslere bakmak için başımı merdivenlerden aşağı uzattım. İki adam vardı. Hırsız! Kesin hırsız! Ama sabah sabah neden girsinler ki! Cesurun odasına girdim. Korkudan titriyordum.

"Derin evde hırsız var."

"Hırsız mı?"

Derin de şaşırdı.

"E-evet."

"Kıyafetleri, saçları nasıl. Sesleri nasıl?"

"Beyaz- beyaz saçları var. Siyah ceket gibi bir şey var üstlerinde. Sesleri de ince. İnsanı rahatsız edici derecede ince."

Derin Ces'e döndü.

"Şimdi biz çıkacağız ve kapıyı kilitleyeceğim. Tamam mı?"

Ces çok korkmuştu. Bu her halinden belliydi.

"Ol-ol-olma-olmaz. De-derin bırakm-a beni burada."

"Korkma Cesur. Tamam mı? Sakin ol." dedi ve odadan çıktık.

Derin eliyle ses çıkarmamamı işaret etti. Sessizce Derin'in odasına girdik. Derin'in yatağının birleştiği duvardaki pencerenin önünde duran çatıya Derin'in yardımıyla ben de çıktım. Çatının en ucuna gidip beklemeye başladık. Kapının açıldığına dair sesler geldi. Bir adam başını pencereden uzattı ancak bizi göremedi.

Sağır edici ince sesiyle " Yoklar, gitmişler. Hadi gidelim." dedi.

Bir dakika kadar daha durduk.

"Gittiler." dedi Derin.

"Bence gitmediler. Biraz daha dursak." dedim ancak Derin bana umursamadan içeri girdi. Gerçekten de gitmişler.

"Nasıl bildin gittiklerini?"

Derin yine cevap vermedi bana. Gidip Cesurun odasına girdi. Ces çok korkmuş olacak ki duvarla masanın arasındaki küçük bir boşluğa oturdu. Kapıyı açınca avazı çıktığı kadar bağırdı anca Derin'i görünce rahatladı ve koşarak Derin'e asrıldı. Derin odadan çıkmamı söyledi.



MAVİ SİYAH-ÇOBAN YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin