OKUL

116 8 7
                                    

MULTIMEDIA DA ALYA VAR...

++++++DERİN'İN AÇISINDAN+++++

Odama girdiğimde Alyanın yatağımda uyuduğunu gördüm. Başta neden burada uyuduğunu çözemesemde sonrdan gece olan olay aklıma geldi. Bacağı boydan boya kesilmişti ve ben onu kucağımda buraya getirip burada kalması için ona emirler yağdırmıştım. Korku dolu gözleri şimdi kapanmış masumca uyuyordu. Onu incitmek istemiyordum ondan uzak durmalıydım. Çünkü bana aşık olmaması gerekiyordu. Başına kötü şeyler gelebilirdi. Ben tehlikeliydim. Peşimdeki avcılar ona zarar verebilirdi. Yavaşça onu uyandırmamaya dikkat ederek yanına gittim. Elimle anlında küçük daireler çizerek gözlerimi kızarmış yanaklarına diktim. Aklımdan onu öpme fikri geçtiği için kendime küfrettim. Ama bunu sadece aklım değil kalbim de istiyordu. Kokusunu içime çekmek istiyordum. Yavaşça yanına yatıp ona sarıldım. Papatya gibi kokuyordu. Mavi saçlı kızım benim. Ona inanılmaz güçlü bir iple bağlıydım sanki. Onu buraya gelmeden önce de tanıyodrum. Buraya gelmemeliydi. Buna engel olmalıydım. Başka bir aileye gitmeliydi. Buraya gelmesini belki de kendim için engellememiştim. Cebimde taşıdığım küçük zehir şişesini birçok defa onun için kafama dikmedim. Onunla bir gelecek istiyordum Olmayacağını bilsemde... Hiç gelmeyeceğini bildiğim bir gelecek istiyordum... Onu kendime çekerken kokusu tüm odaya yayıldı. Kendimi tutamayıp yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Ellerimi rengi solmuş mavi saçlarında gezdirdim. Gözlerini yavaşça araladı. Kalbimin çok hızlı attığını hissettim. Benim bir kalbim yoktu ki. Neden onun yanında bambaşka biri oluyordum. Beni temizliyordu sanki. Ve ben ailemin yaptığı pisliklerden dolayı ona dokunamıyordum. Ona, ona aşık olduğumu söyleyemiyordum. Neden normal bir ailenin çocuğu değilim ki. Neden yıldız benim annem ve babam!

Gözleri kızarmıştı.

"ne yapıyorsun?" dedi. Cevap vermedim. Sadece ona sarılıp uyumak istiyordum.

"Seni seviyorum." dedim fısıldayarak. Yarın uyandığında bunun bir rüya olduğunu sanacaktı. Bunu biliyordum.

"Seni seviyorum." dedi tekrar gözlerini kapatırken.

♡♡♡

Sabah saat 6 da uyandım ve Alya'ya çaktırmadan odadan çıktım.  Onu sevdiğimi ona sarılarak uyuduğumu bilmesini istemiyordum. Aşağı inip koltuklardan birinde uyumaya çalıştım ama olmuyordu. Bir kere kokusunu içime çekerek uyumuştum. Onsuz uyuyamıyordum.

-----2 saat sonra-----

++++++Alya'nin ağzından+++++++

Derinin yatağında oturdum. Dizime baktım.  Yara hala aynı şekilde duruyordu. Sadece üzerindeki pislikler gitmişti. Aklıma dün gördüğüm rüya geldi. Çok gerçekçiydi. Derin bana sarılmış uyuyordu ve bana 'seni seviyorum' demişti. Gerçek olmasını ona sarılıp uyumayı o kadar çok isterdim ki.

Bin bir zorlukla yatakta oturdum. Gözüm yastığın yanındaki tişörte takıldı. Dün gece orada değildi. Derin gece odaya girmiş olacaktı. Tişörtü elime aldım. Griydi ve üzerinde hangi dilden olduğunu anlamadığım yazılar vardı. Bir anlık kararla tişörtü kokladım. Çok güzel kokuyordu. Deniz gibi. Derin gibi. Bu koku tanıdıktı sanki... Tişörtü katladım ve yerine koydum.Tekrar ayağa kalktım. Bacağım acısa da duvarlardan destek alarak aşağı indim. Derin koltukta uyuyordu. O kadar masum görünüyordu ki uyurken. Yüzündeki öfke yoktu. Ama uyanmasini istiyorum. Normalde 'Kıyamam' der insanlar. Ama ben kıyarım. Aklımda dolaşan saçma sapan fikirleri susturup televizyonun yanına gittim.  Televizyonu açmadan önce cihazdan sesini tamamen açtım ve şarkı kanalına getirdim. İçimden üçe kadar sayıp televizyonu açtım. Derin yerinden fırlayıp bağırmaya başladı.

"Noluyo!  Durun! Alya nerdesin? !"

Beni gördü.

"Sen yaptın! "

Sırıttım. Kolumu tuttu ve kendine çekti. Kolumu sıkması canımı acıtıyordu.

"Özür dilerim. " dedim "ben sadece uyanmanı istemiştim. "

Sarıldı.  Kalbinin atışını hissedebiliyordum. Garipti. Sıcaklığı beni sararken kokusunu içime çektim. Huzur vericiydi.

"Oyle yüksek ses olunca sana bir şey oldu zannettim. "

"Özür dilerim. "

"Bi daha böyle şeyler yapma!" dedi sinirli bir şekilde. Gözlerinden ateş fışkırıyordu sanki. Öylesine korktum ki...

Onu anlayamıyordum. Ne yapmaya çalışıyordu.

"Nesin sen? Psikopat falan mı?  Ne yapmaya çalışıyorsun?  Bi beni merak ettiğini söylüyorsun sonra bi bakıyorum beni itip kakıyorsun! Amacın ne Derin? Ne yapıyorsun?  Kafan mı güzel,  bir şey mi içiyorsun, ne oluyor sana! ?"

Derin şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Benim böyle bir çıkış yapacağımı düşünmemişti sanırım. Aslında ben de düşünmüyordum. Bir an her şey ağzımdan çıktı işte. Derinin bir şey söylemesine fırsat vermeden koşarak odama çıktım.

→→→yarım saat sonra←←←

Annem odama girdi. Artık ona annem diyorum çünkü onu sevmeye başladım. Biraz sinirli görünüyordu.
"5 dakika içinde aşağıda ol!" Dedi ve odadan çıktı. Güç bela aşağı indim. Babam annem ve Derin koltuklara oturmuşlardı.
"Ne oldu?  Neden çağırdın anne."
"Kapa çeneni de otur şuraya. " dedi koltuğun birini göstererek. Derin'e baktım. Yüzüme bakmıyordu bile.
"Neden kızgınsın anne? Birşey mi var? " dedim. Henüz yerime oturmamıştım.
"Sana kapa çeneni dedim.!" dedi . Kolumdam tutup koltuğa doğru itti. Dizim açımıştı. Ama kalbim de acıyordu. Ne olmuştu şimdi. Derin hâlâ bakmıyordu. Beni korumasını mı istiyorum. Ah, çok aptalım.
Kadın söze başladı:
"Okula gidiyorsunuz."
Bu kadar mıydı? Bunun için mi kırdı kalbimi.
Derin'in gözleri fal taşı gibi açıldı.
"Ne saçmalıyorsun sen. "
"Okul diyorum oğluşum. "
"Ne okulu be?"
"Anaokulu.  Tabiki de normal okul işte. "
"Ben okula falan gitmiyorum. "
"Neden oğlum. "
"Ne oğlumu be! Ne oğlu! "
"Ama üzüyorsun beni."
"Biz okula gitmiyoruz. Konu kapandı! "
"O zaman Alya tek başına gider." Dedi kadın. Beni gösterdi ve sırıttı.
Derin'in siniri daha da arttı.  Elini sıkıyordu ve yüzü kızarmıştı.
"Eğer böyle bir şey olursa seni öldürürüm."
"Yani kararını verdin mi? Gidecek misin okula?  Ha gitmeyeceğim diyorsan da sen bilirsin.  Ama oradaki köpekbalıkları onu yerse ben karışmam. "
"Seni ÖLDÜRÜRÜM! " dedi Derin tekrar üstüne basarak. 
"Ben kendi başımın çaresine bakarım. Derin istemiyorsa gelmesin."
Derin hışımla bana döndü. Hiçbir yere tek başına gitmeyeceksin! Ben de geliyorum okula!"
Tekrar kadına döndü:
"Ben o köpekbalıklarını yaşadıkları suda boğarım!"
"Tamam o zaman.  Yarın okulunuzun ilk günü. "
Derin Kolumda tutup üst kata koşmaya başladı. Dizimin acısıyla bağırdım.
"Derin!  Yavaşla! Dizim acıyor! "
Derin beni kucağına aldı ve odama bıraktı.
"Ben olmadan dışarıya bir adım bile atmayacaksın! Anladın mı! ?" Dedi ve odadan çıktı. Neden böyle davranıyor. Ben 16 yaşında bir kızım. Kendi başımın çaresine bakabilirim. Egosu beyninden büyük olan Derin kendini korusun. Aklıma annem ve babam geldi. Onlar da beni korurlar mıydı?  Ya da severler miydi?  Babamı hiç görmedim.  Annemi gördüm. Hâlâ görüyorum.  Rüyalarıma geliyor. Her gece aynı şeyi söylüyor:
"Onlardan kaç. Kendini koru.  Onun yanında kal, Derin'in."  diyor.
Ne yapayım?  Kimlerden kaçayım? Neden kendimi korumalıyım, Kimlerden?  Ya da neden Derin'in yanında kalmalıyım? Annem Derin'i nerden biliyor? Sonuçta o ben doğarken öldü.  Ah, saçma sapan şeyler düşünüyorum. Düşüncelerimi dağıtmak için başımı salladım. Dizime baktım. Eşofmanım kan olmuş. Dizimi fazla zorlamış olmalıyım. Eşofmanı sıyırıp yarayı temizledim.

~~~~~~~ERTESI SABAH~~~~~~~~~
Sabah 8'de okula gitmek için kalktım.

MAVİ SİYAH-ÇOBAN YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin