❄️
Kar, onu izleyenlerin eşliğinde yağmaya devam etti. Yaptığı bu eylemi farkında gibiydi hızını kesmedi ve yeryüzüne indi.
Bana geliyordu ki başımın içine karlar yağıyordu. Sonra sonra bir ağırlık tüm bedenimi yavaş yavaş ele geçirmeye başladı. Belki dayanılabilirdi buna, ama şu an dayanılmazdı.
İnanılmaz hislerle savaşıyor, allak bullak oluyordum. Bu savaşta bana bir sürü silah sunulsada , ben bu karmaşada silahımı seçemiyordum bile. Anlayamıyordum. İnsanın anlayamadığı her şey, en çokta bu tuhaf hisleri havada asılı kalıp, sallanıp duruyordu.
Adamın gidişi neydi?
Benim kalışım?Öksürdüm. Gözlerimi sıkıca kapatıp açtığımda, bana fal bakan o kadın yanaştı yanıma.
Lanet sürtük!
"Kalk hadi."dedi yumuşak bir sesle. Kahrolası kadın. Sanki bu bokun suçlusu o değilmiş gibiydi.
Bana doğru uzandığında, içimdeki öfke büyümeye devam etti. Burnumdan sesli nefesler alıp verdim. Toparlanamıyordum. O adam? Bu dünya? Bu kış öldürüyordu sanırım beni.
Bana dokunursa ona saldıracaktım ama birisi önce davrandı ve tuttu kolumu.
"Sana çok eziyet etmiş olmalı. Bununla ünlüdür."
Adamın sesine kaldırdım başımı. Gözlerimiz birleşti. Burada duran o adamlardan biri değildi. Sakalsız parlak yüzü, çekik gözleri, anlına dökülen bakımlı saçları vardı. Koreli miydi? Güney? Kuzey?
Kimdi? Herkes kimdi?
Çıldıracaktım.
"Korkma delirmeyeceksin."
Gülümsedi.
Bir sandalye çekti hemen önüme. O beyaz desensiz sade sandalye bu dünyada, ya da her neyse olduğumdan beri yerde sürünüyor olmamı yüzüme vurdu. Yavaşça doğrulup bu kibar daveti kabul ettim. Benim buna çok ihtiyacım vardı. Aslında herkesten kaçıp saatlerce bir deniz kenarında oturup düşünerek eve nasıl döneceğimi bulmayıda amaçlıyordum. Tıpkı bir şiirde ki gibi.
Önüme bir bardak su koydular.
Aptallar!
Ben istesemde istemesemde; bunlar rüya olsada, olmasada her şey yaşanmaya devam ediyordu. İçimdeki o büyük, hem belirsiz hem de her şeyi kapsayan korku artık inanılmaz bir boyuta ulaşmıştı. Gece, o gidince huzursuz olmuştum. Hemde hiç ummadığım kadar büyük bir huzursuzluktu bu.
Adam, "Gece seni sevmiş gibi. Hırpalamasından belli."dedi dalga geçerek.
Ona kaşlarım çatık baktım. Herkes deliydi burada, herkes.
"Kız o değil."dedi o falcı bozuntusu.
Sesi cinlerimi tepeme çıkartmıştı. Onu parçalayacaktım. Hiç beklemedikleri bir anda kadına saldırdım.
"Bana ne yaptın!"diye bağırdım saçını elime dolarken.
Hızla ittirdi beni. Güçlüydü ve benim kadar da hızlı davranmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANS ETMEYİ SEVEN KARDAN ADAM.
FantasyBelki, bilinmeyen bir zamanının bilinen bir diliminde. Bir varmış bir yokmuş, Masalın içinden; Şatodayım. Ben şatodan çıkamam. Ejderham var içimde. Saçımda kısa. Bir prens yok. Beyaz atlı prensim, at siyah. Biri var olmuş, biri yok.