-"Beş dakikalığına içecek bi şeyler almaya gitmiştim ve arkamı dönünce yok oldun??"
Mark, sanki bu onun önemli bir başarısıymışçasına güldü.
-"Yaparım öyle şeyler."
Jackson Mark'ın yanına oturup çantasını yanına koydu. Elindeki kolalardan birini Mark'a uzattı ve öylece denizi izlemeye başladılar.
-"Garip değil mi?"
-"Garip olan ne Mark?"
Mark sessizce önüne döndü. İyiydi, güzeldi her şey. Jackson'la hiç olmayı beklemedikleri kadar yakınlardı. İşler bu hale nasıl gelmişti anlayamamıştı bile ama mutluydu.
-"Mark?"
-"Hm?"
-"Garip olan ne?"
-"Sadece öylece bu noktaya gelmemiz komik geldi bi an. İkimiz de çok farklı davrandık birbirimize. Çok değişmiş gibiyiz."
Jackson biraz daha yaklaştırdı bedenini Mark'a. Elini onun omzuna koyarak kendine çekti.
-"Ben okuldayken olduğum kişi değilim Mark. Farklı biriyim. Kendi sorunlarını ve hayallerini içine gömmüş, okuldaki insanlarla anlaşabilmek için farklı bir karakter oluşturmuş, rol yapan biriyim. Seninle konuşurken düşünmüyorum ne yapmam, ne demem gerektiğini; sadece hissediyorum işte."
Mark bir hazinenin en iyi kısmına ulaşmış gibi hissediyordu. Asla ulaşamayacağını sandığı çocuk, sadece onun yanında durarak ona ulaşıyordu.
Mark elini Jackson'ın yanağına götürecek gibi oldu. Vazgeçti. Jackson bunu anlayınca elini tuttu ve yanağına koydu.
-"Bi şey yapmak istiyorsan bu kadar çekinme Mark. Ben senin dokunuşunla kutsanmaktan memnun olurum."
-"Mitolojik bir şair gibi davranmayı bırak."
-"Neden, bana yakışmıyor mu?"
Mark gülümsedi. Karnının kasıldığını ve kalbinin patlayacak gibi olduğunu hissetti.
-"Çok yakışıyor. Eve sağ salim gideceksek yaşıyor olmam gerek."
Jackson sarılmak için Mark'a doğru hamle yaptı. Mark kollarını açarak ona karşılık verdi.
Bir süreliğine, ikisi de her şeyi unuttular.
-"Artık seni öpmem gerekiyor."
-"Öp o zaman."
Jackson, Mark'ın çenesinden tutarak dudaklarını birleştirdi.
Bir an,
Sadece bir an,
Her şey çok güzeldi.
Fakat,
Jackson'ın kolasına aniden atlayan kedi,,
İşte o biraz sürpriz olmuştu.
Jackson ve Mark kediyi boşvererek öpüşmeye devam edebilirlerdi,
Tabii eğer Jackson'ın sırt çantası küçük beton duvardan aşağı yuvarlanıp suya düşmeseydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i'm good boy | got7 texting + markson, jjp, yugbam
FanficTW: küfür markiemarkt: Beni tuvalette sıkıştıran amına kodumun beyinsizi sen misin?!