Sonunda sahile vardık, Recep birer yarım balık ekmek söyledi kürsüye oturdu. Deniz bu akşam dalgalıydı, yine ayrılan âşıklar olmalıydı ki öfkesini kıyıdan çıkarıyordu. Balıklar denizin bu öfkesinden korkmuş denizin derinliklerine, yuvalarına çekilmişti.
Balık ekmekler geldi, alın bakalım gençler.
Eyvallah ağabey, dedik aynı anda.
Sabahtan beri bir şey yemediğim için acıkmıştım, ben bitirdiğimde Recep daha yarım etmişti.
Artık kendimden bıkmıştım, ben böyle sus pus durdukça etrafımdaki insanlara selam vermeyi unutuyordum, ondan daha da kötüsü, hatta en felaketi gülümsemeyi unutuyordum. Benim sıcak gülümsememe alışan insanları iki gündür mahrum ediyordum. Çok günahtı, ben bu vebalin altında ezilirdim. Kendi kendime;
Yeter artık Poyraz, bir kere gördüğün bir kız için bütün insanları üzmeye değer mi? Onlara yazık değil mi? Artık buraya kadar, üzülmek yok.
Biraz rahatlamıştım, çevremdeki insanlara karşı sorumluluğum olması duygusu beni üzüntüden uzak tutmaya yetmişti.
Kalkmaya hazırlanıyorduk, Receple yine hesap için didişmeye mecalim yoktu.
Buyur geç ağa sensin, diyerek gülümsedim.
Bu kıza dua ediyorum, en azından hesap için didiştirmedi. Ama bir yandan da üzülüyorum, seninle alıştığım şeylerin değişmesi olmuyor be, yine görürsün merak etme. Gökten zembil ile inmedi ya bu kız buralarda bir yerlerdedir.
Öyle olmadığı kesin, Allah tarafından çorak gönlüme yağmur olarak gönderilmediğini bilemeyiz ama.
Recep ile sahili gezmeye başladık, birer sigara yaktık. Eksi günleri andık, çocukluğumuzu, haylazlığımızı.
Bir keresinde köye gitmiştik o zamanlar ben 12 Recepte 13 yaşlarında bir şey. Köy evinin damına çıktık, damın arka tarafının yaklaşık yere mesafesi 2,5 metre kadardı. Enerji kuruluydu, enerjinin demirleri de zemine kadar uzanırdı. Receple o enerjinin yanına geldik.
Hadi, buradan aşağı atlayacağız, dedi.
Ben korkmuştum, daha küçüğüm ve o yer bana çok yüksek gelirdi. Recep ise yine bana gaz verirdi.
Bordo bereliler bundan daha yüksek yerlerden atlar, bu ne ki? Hani sen asker olmak istiyordun böylemi olacaksın, senden asker falan olmaz.
Recebin de en kötü huylarından biri buydu. Ters psikoloji uygulayarak, korkuyu inada dönüştürürdü. Küçüklükten beri inat bir yapım olduğu için hemen gaza gelirdim. O gün hiç yapamayacağım bir şeyi yaptım, yine Recebin sayesinde oradan atladım. O gün anladım ki insanın önünde ki tek engel ‘’Yapamam’’ demesiymiş.
İstesek yaparız, bin kere terk edilsek de bin kere severiz, bin kere darbe yesek de bin kere kalkarız. Korkulara yenik düştükçe yerde kalırız, yanımız da bize gaz verecek, onun o kadar da korkulacak bir şey olmadığını anlatacak bir insan lazım. Tabi nasıl anlayacağımızı bilen bir insan. Öyle biri varsa hayatınızda asla ama asla bırakmayın.
Gece bitmişti, yine o ıssız, sessiz, hayal sokağındaki düşler evime geldik.
Yarın Pazar ve iş yok, istersen bu gece bende kal?
Bir randevu defterime bakmalıyım, dedi ve elinde bir defter varmış, karıştırıyormuş gibi yaptı.
O hayallere daha var kardeşim, erkenden havalara girmeyelim, dedim gülümseyerek.
Sadece alıştırma, hem daha gerçekleşmedi diye de hayal kurmak kötü olamaz ya, değil mi?
Aslında haklıydı, ben meleği bu gün göremedim diye yarında göremeyeceğim diye bir şey yok.
Benim tek çekindiğim konu her özlediğinde canının yanmasıydı. Bir daha o anları göremeyeceğim diye korkmamdı. Annem ve babam gideli çok oldu, onların hayali aklıma geliyor ve canım yanıyor. Tek sebebi ise onları bir daha göremeyeceğim. Oysa Melek hala buralar da bir yerler de, o gün karşıma çıkaran Rabbim elbet bir gün yine çıkarır.
Haklısın, hadi o zaman artık biraz uyuyalım. Bu gün çok yoruldum.
Tamam, Poyraz, hadi geçelim.
Recep uyumuştu, saat gece yarısına geliyordu ve benim hala uykum yoktu. Kalkıp Meleği biraz daha araştırmak istiyordum ama yine bulamayacağım korkusu beni vazgeçiriyordu. O anda aklıma köyde ki olay geldi.
Şimdi Recep uyanık olsa,
Sen böylemi seveceksin, sevgili olsanız elini tutmaya kalkarsam elini çeker diye düşünerek elini mi tutmayacaksın, en güzel aşk mayası acı olandır, sen tatlı ve kolay aşkı mı seçeceksin? Bu sana yakışır mı?
Aynen bunları söylerdi. Üzerimden battaniyeyi atıp bilgisayarın başına geçtim. Bu defa belki üniversitelerin bir yerlerin de anketini paylaşmıştır umuduyla üniversitelerin anket çalışmalarını araştırmaya başladım. Biliyorum çok saçma ama elimden gelen tek şey buydu.
🎼🎼🎼🎼🎼🎼🎼🎼🎼🎼🎼🎼🎼🎼🎼🎼
Arkadaşlar, yorumlarınız ve değerlendirmeleriniz için çok teşekkür ederim. Sağlıklı günler dilerim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTLULUĞUN MUTSUZLUĞU
Romance3 sene önce yazdığım, şimdi yayınlama fırsatı bulduğum ilk çalışmamdır. Bu yüzden hatam kusurum affola, devamı gelecektir keyifli okumalar.