Fikirleriniz ve düşünceleriniz benim için motivasyon kaynağı. Lütfen bol bol okurken yorum yapmayı unutmayın. Seviliyorsunuz 💓
"Bu oyun sahte, sahte oyundan son perde.."
✨✨✨
GÜNÜMÜZ, İSTANBUL.
Bazı seçimler sunulurdu. Bazı sözler verilirdi. Ve bazı hatalar yapılırdı. Yaptığın seçimler hayatınla gururun arasında tercih yapmanı beklerdi senden. Çaresizce bakınırdın etrafına. 'Yardım edin' derdin 'Kurtarın beni' diye çırpınırdın. Ama çırpınışların okyanusun ortasında kurtuluş aramakla neredeyse aynı anlama gelirdi.
Eksi zamanlarda İstanbul için 'Büyülü Şehir, Hayallerin Şehri' derlerdi. Ama kimse kalabalığın içindeki yalnızlığı göremezdi. Sokak aralarındaki çaresizlikleri, köprü altındaki ağlayışları, cadde aralarında oluşan sessiz vedalaşmaları.
Karamsarlık adeta bir kurşun gibi göğsünün ortasından geçip giderdi.
Büyüye kapılan insanlar, insanların çığlıklarını duyamazlardı.
Ve yüce İstanbul'un gücü, her çığlığı bastırmaya yetebilmişti.
7 yaşındaki Deniz'in bile.
O'na İstanbul'u sevdiren de onu İstanbul'dan nefret ettiren de aynı şey olmuştu.
Sıcacık bir yuvaya yıllarca hasret kalmıştı.
Eğer mutlu bir aileniz varsa, hiçbir zaman mutsuz olmak ne demek bilemezdiniz. Bilseniz bile bu duyguyu hiçbir zaman tüm vücudunuzda hissedemezdiniz. Hiçbir zaman kaygılanmaz, hiçbir zaman ileriyi düşünmezdiniz. Sadece anda yaşamanın zevkini çıkarırdınız.
Ama şöyle de bir gerçek vardı ki, hayatının ilk yarasını ailesinden alan çocuklar, bir gün hayatı için ilk yarayı yine kendisine açan insanlar olurlardı.
Eskiden tanıdığım ve benden yaşça büyük olan insanlar, küçük olmanın ve çocuk olmanın bu dünyadaki en kolay ve en güzel şey olduğunu söylerlerdi.
7 yaşındaki Deniz, bu söylenilenleri anlamazdı ama 24 yaşındaki Deniz de bu söylenenlere kesinlikle katılmazdı.
Çünkü ona böyle söyleyen insanların ailesi, henüz küçücük bir çocukken gözlerinin önünde katledilmemişti.
Kimse ailesinin ölümünü televizyon kanallarında haftalarca izlemek zorunda bırakılmamıştı.
Onlar ailesiz kalmamıştı, ama küçük Deniz yapayalnız bırakılmıştı.
Asker çocuğu olmak, ebeveynlerin suçu değildi. Fakat onların sorumluluğundaydı.
Onlar gelecek vaat edemezdi. Bu yüzden de kendi geleceklerini kendilerinin yaratması gerektiğini hep bilirlerdi.
Oysa ki benim ailem bana gelecekten bile bahsedememişti.
Ben geleceği, abimin ellerimden tutmasıyla öğrenebilmiştim.
![](https://img.wattpad.com/cover/286395294-288-k535439.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐃𝐞𝐡𝐥𝐢𝐳 || 21.12
Novela JuvenilKan çekilirdi, kalp küçülürdü ama beyin olduğu yerde çürümeye devam ederdi. Özlem giderilirdi, sevgi biterdi ama nefret ilk günkü kadar taze kalabilirdi. Kaderin çizgisinde ise tekrar yaşam bulunabilirdi.