MAHMUT ORMANA DOĞRU HIZLA KOŞMAYA BAŞLAR . DİĞERLERİ PEŞİNDEN KOŞAR. BERKECAN SIDDIKA NE YAPTIN DİYE BAĞIRIYORKEN SATILMIŞ SAĞA DOĞRU GİDER. NACİYE ŞALVARINA TAKILIR VE DÜŞER. EBRAR DA ONU KALDIRMAK İÇİN DURUR. SIDDIKA KOŞMAYA DEVAM EDER. MAHMUT YERE DÜŞER. BERKECAN TAM MAHMUTUN KAŞISINDADIR. MAHMUT NE HİKMETSE SAĞA DOĞRU KOŞAR VE YİNE NE HİKMETSE SATILMIŞ YAKALAR. MAHMUT SATILMIŞIN KUCAĞINA DÜŞER. MAHMUT AYNI TARZAN GİBİ B ACAKLARININ ARASINA YAPRAKLARDAN ELBİSE YAPMIŞ BOYNUNADA YAPRAKLARDAN KOLYE ASMIŞTIR.
SATILMIŞ VE MAHMUT BİR SÜRE ÖYLE KALDILAR. DAHA SONRA BERKECAN GELDİ VE MAHMUTU KALDIRIP SARILDI. MAHMUT EHE EHE DEDİ. BİRİLERİ ONUN DİLİNİ KESMİŞTİ. TAM O SIRADA ARKADAN EBRARIN ÇIĞLIK SESLERİ GELDİ.
BİRİLERİ EBRARI ORMANIN DERİNLİKLERİNE DOĞRU ÇEKİYORLARDI. EBRARIN ÇIĞLIKLARI GİTTİKÇE UZAKLAŞIYORDU. NACİYE DE SESLERDEN ANLAŞILDIĞI KADARIYLA EBRARIN PEŞİNDEN GİDİYORDU. NACİYENİN SESİ KESİLDİ . EBRARIN SESİ DE UZAKLAŞMAYA DEVAM EDİNCE SIDDIKA DEDİ Kİ , BERKECAN SATILMIŞ , SİZ MAHMUTLA KALIN VE KAMP ALANINDA SAKLAYIN ONU . NE OLURSA OLSUN MAHMUTU ÖĞRETMENLERE GÖSTERMEYİN VE BİZ GELENE KADAR DİĞER HERKESİ KORUYUP YER DEĞİŞTİRMEYİN. ABUZİDDİN MEMDUH , SİZ BENİMLE GELİYORSUNUZ ONLARI KURTARMALIYIZ DEDİ.
Sıddıka arkasına bakmadan yola koyuldu. Çok hızlı koşuyordu. Memduh ve Abuziddin hemen arkadan geliyordu. Sıddıka Naciye ' nin çığlıklarına doğru gidiyordu , sesler gittikçe yükseliyordu. Sıddıka Naciyeyi gördü. Hemen yanına gitti ve Memduh'a Naciye'yi kamp alanına götürmesini istedi . Abuziddin ile beraber Ebrarın sesine doğru koştular. Ebrar'ı kaçıran kişi ebrarın ağzını kapıyordu , sesler çok boğuk geliyordu. Sıddıka yere kapaklandı. Ayağa kalkabildiğinde Abuziddin'in orda olmadığını farketti. Ebrar'a doğru koşmuş olabileceğini düşündü. Tam o sırada mahmut gibi giyinmiş bir kız çıktı ve Sıddıka'yı yakaladı. Sıddıka dirensede nafile , o kız gibi giyinmiş ve anlaşıldığı kadarıyla kızın takımı olan bir topluluk vardı Sıddıka'nın etrafında. kız konuştu - Direnmeyi bırak da ellerini bağlasınlar.
Çekici bir ses tonu vardı kızın. Ama kendisi canavar gibiydi. İki kişi geldi ve Sıddıka'nın ellerini bağladı. Daha sonra Sıddıkayı yürütmeye başladılar. Anlaşılan kabilelerdi. Sanırım Sıddıkayı kabilelerini kurdukları yere götürüyorlardı. Sıddıka Abuziddini gördü , onunda elleri bağlıydı.
Beklemekten başka çareleri yoktu.
Sonunda kabilelerini kurdukları yere varmışlardı. sıddıka korkuyordu, ne yapacaklardı onlara . Sıddıka ve Mahmutu yere koydular. Yakınlarında ateş vardı. Ateşin sıcaklığı Sıddıkanın yüzüne vuruyordu. Sıddıka burdan kurtulmalıydı ama abuziddin ve ebrarı da eninde sonun buraya getireceklerdi. bu yüzden geceyi beklemeye kara verdi. abuziddini çadırlardan birinin içine koymuşlardı. sıddıka abuziddini,n içinde olduğu çadıra bakarken uyuyakaldı.
Yüksek bağırışma sesleriyle uyandı Sıddıka , Abuziddin Sıddıkanın yanındaydı ve oda uyanmıştı. Ebrar'ı getiriyorlardı. Ebrarı da sıddıka ve abuziddinin yanına attılar . sıddıka hemen kaçma planını hazırlamaya başlamıştı . ateşe yakındılar . ellerindeki ipleri yakabilirlerdi . sıddıka - hey , ellerimizi iple bağladılar. ateşle yakabiliriz.
ebrar- hayır , elimizde yanarsıddıka- tamam o zaman ben yaparım.
sıddıka elini ateşe tutar ama sıcağa dayanamaz. tekrar dener ama tekrar dayanamaz. daha sonra aklına eğer kurtulamazlarsa dilinin kesilip mahmutunki gibi bir kıyafet giydirilerek burda kalmaya mahkum edilecekleri yada daha kötüsü öldürülecekleri gelir. ne kadar acı çekerse çeksin bu ipi yakmalıydıÇ Sıddıka elini ateşe uzattı . ip yanıyordu. ipin çoğu yanınca sıddıka elini çekti. daha sonra ipi kopardı. elleri artık serbestti , arkadaşlarının ellerini çözdü. Ne tarafa gideceklerini bilmiyorlardı u yüzden geceyi ormanda geçirmeye karar verdiler . kabileninin yakınlarında olan ama bulunamayacakları ağaçlara çıkarak geceyi ağaçda geçirdiler.
naciye ve berkecanın ağzından
geceyi zar zor geçirdiler . mahmut sürekli birşeyler anlatmaya çalışıyordu. Ama diğerleir hiçbirşey anlayamıyordu çünkü mahmutun dilini kesmişlerdi.
naciye - napacaz berkecan biz bu çocu - dedi
berkecan- bekliycez naciye , bekliycez...
mahmut Naciye'ye saldırmıştı . Berkecan mahmutun üzerine atladı mahmut onu ittti ve bir tsş alıp berkecana vurdu .berkecan bayıldı. naciyeyi boğuyordu mahmut . naciyenin gücü onu itmeye yetmiyordu . naciyenin yumrukları mahmuta etki etmiyordu. naciye berkecanın kafasından darbe aldığı taşı alıp mahmuta vurdu ve kaçtı . çadırın tek ucundan naciye ve berkecan , diğer ucunda ise mahmut vardı. naciye berkecanı tokatladı ama berkecan kalkmadı.
naciye ve mahmut boğuşmaya başladı. mahmut güçlenmişti ormanda. naciye ona engel olamıyordu. mahmut naciyeye yumruk attı naciye yere düştü . mahmut tam naciyeyi boğacakken berkecan mahmutu tuttu ve ona dedi ki : mahmut , yapma o bizim arakadaşımız , sakin ol mahmut sakin ol.
bu sözler nedense mahmutu sakinleştirmişti . berkecan yavaşça yere oturdu ve mahmutu dizine yatırdı. mahmutun saçlarını okşamaya başladı. mahmut sakinleşmişti. acaba en yakın arkadaşı neler çekmişti koskoca 3 yıl boyunca neler yaşamıştı acaba. mahmut uyuyunca berkecan onu kenara yatırdfı ve naciyeye pansuman yapmaya başladı.
naciye- ne dedim ki ben şimdi niye saldırdı bu çocuk bana
berkecan - bilmiyorum naciye. tek bildiğim onu saklamalıyız.
sıddıka abuziddin ve ebrarın ağzından
sıddıka belinde koyduğu bıçağa baktı. bıçak yerinde değildi . onca telaşın arasında belinde bıçağı olduğunu hatırlasaydı belki onları götürmeyeceklerdi. ama bu ebrarı bulmalarına yaradı. her neyse , sonuçta şu anda bıçakları yanlarında değildi ve etrafta onlardan olabilirdi. o dilsiz ve yarı çıplak insanlardan . onlar neydi , neden şehirde yaşamıyorlardı ve neden bu zamana kadar kimse onları görmemişti. kamp alanı şehire çokt uzak değildi. mahmut kaçırlmış ve esir mi alınmıştı yoksa bir üyemiydi. sıddıkA bunları düşünürken yan ağaçtan ebrar seslendi. sıddıka bir sorunumuz var. aşşağısı onlardan dolu. nasıl inicez?
- senin yanındamı bıçağın
- hayır aldılar
- biraz düşünmeme izin ver
sıddıka ne yapacağını bilmiyordu . ağaçlar birbirine çok yakındı . ağaçlardan ilerleyebilirlerdi. ama bu güvensizdi . sıddıkanın eklına birşey geldi . abuziddin ebrar ve sıddıka kendilerini birbirlerine bağladılar . sıddıka kendi ipinin bir ucunu da ağaca bağladı. ebrar ve abuziddin ilerleyecek ve eğer biri düşerse diğeride düşecekti ama yere çakılmayacaklardı en azında. sıddıkanın beyni bu plana anca yetti. abuziddin ve ebrar ilerlemeye başladılar . çok yavaşdılar çünkü en ufak çıtırdıda yukarı bakabilirlerdi o değişik insanlar. abuziddin ebrardan çok daha öndeydi . abuziddin sona varınca kendi ipini bağladı ordaki ağaca ve sıddıka ilerlemeye başladı . sıddıka nerdeyse ebrarın yanına gelmişti ama sıddıkanın ayağı kaydı ve düştü. sıddıka düşünce ebrarda düştü ama yere çakılmadılar. havada asılı duruyorlardı. kabile etraflarını sarmıştı. birisi çıktı aradan ve değişik hareketler yaptı . diğerleride topluca karşılık verdi . sıddıka ve ebrarı sanki bıça***layacaklarmış gibiydi tam o sırada abuziddin ağaçtan elinde bıçak olan kişinin üzerine atladı ve elinden bıçağı alıp sıddıka ile ebrarı çözdü. ve koşmaya başladılar. kabilede peşlerişndeydi. ebrarın ayağı takıldı ve düştü hemen onu kaldırıp koşmaya devam ettiler. en sonunda kabile peşlerini bırkmıştı. hemen bir ağacın altına oturdular ve biraz dinlendikten sonra sıddıka abuziddine teşekkür etti. abuziddin kafa salladı. abuziddin çok yakışıklıydı . adasdas ayakkabıları mike tişörtleri vardı. bide horoz şeklinde saçları ve yapılı (bişi demiyorum nasıl bir yapıda vücudu var abuziddinin biliyosunuz siz )vücudu vardı. ama onlar arkadaştı ve sıddıkanın duygularına engel olması gerekiyordu .sıddıka şu anda nerde olduklarını bulmaya çalıştı yanlarında bayağı büyük bir şelale vardı . ebrar ilk geldiğimizde bu şelaleye gelmiştik kamp alanı fazla uzak değil ama karşıda olabilir ve karşıya çok zor geçeriz.
kamp alanıöğretmenler sıddıka ebrar ve abuziddinin boşluğunu nasıl olduysa farketmemişlerdi. satılmış mahmutla berkecanı çadırda gördükten sonra yıkılmış ve mahmutu birdaha elde edemeyeceğimni düşünüp depresyona girmişti. memduh uyuyordu , yiyiyordu , içiyordu , boşaltım yapıyodu ama konuşmuyordu. abuziddin memduhl yakın arkadfaşlardı ve memduh abuziddini bulmak istiyordu. ama nerde arayacaktı onu, onu ararken kendide kaybolurdu. bu yüzden aramamaya karar verdi.
şelale kamp alanının neredeyse dibindeydi . berkecan mahmutla beraber şelaleye girmeye karar verdi . mahmut atlamaya korktu bu yüzden berkecanla beraber atladılar. naciye şalvarını çıkardı ve yüzme şalvarını giydi ve şelaleye balıklama daldı . memduh sesleri duydu başlarım depresyonuna dedi ve satılmışı da alıp şelaleye girdiler. satıış boğuldu. naciye satılmışı kurtardı. satılmışın gözleri elmas gibi griydi. oksijensizlikten gözleri griye dönmüştü neyseki sonra düzeldi . berkecan mahmutla mutlu mesut yüzüyorduç mahmut artık mutluydu . memduh nefesini tutmaya çalışıyordu ve 25 dk lık rekor kırdı hala da tutmaya devam ediyordu. birde öğretmen vardı. memduh çğretmenine aşık olmuştu. öğretmeni memduhla beraber nefes tutma yarışı yapıyordu ama her seferinde memduh kazanıyordu. bu yüzden öğretmeni küsünce memduh öğretmeni ece ye nasıl uzun nefes tutulur öğretmeye başladı
anlayacağınız herkes mutluydu bizim sıddıka ebrar ve abuziddin dışında. onlarda çabalasınlar işte gariplerim. bakalım sonraki bölüm neler olacak.
bu arada bunu ciddi ciddi yazıyorum ama ciddi olarak yazmıyorum ve aşırı cringe içerir kafa dağıtmak içindir lütfen okuduktan sonra beğenmesenizde yorum yaparsanız sevinirim çünkü ders aralarında yazıyorum ve bu kadar olabiliyor ( yazım yanlışını kastediyorum ) . iyi okumalar yeni bölümü kısa yazarsam yarın gelir uzun yazarsam sonraki güne inşallah gelir.eylül yazdı ama aslında eylülün içindeki sıddıka bu.
not HERKESİN İÇİNDE BİR SIDDIKA VARDIR. ÇIKARIN ONU KALMASIN İÇİNİZDE GEREKSİZ YER KAPLIYO.❤💎👸🏻

ŞİMDİ OKUDUĞUN
sıddıkahhhh
Historia CortaSIDDIKA KAMPA GİDECEKTİ O GÜN . OLACAKLARDAN HABERSİZ , O GÜNÜN HAYATINDAKİ HERŞEYİ DEĞİŞİTRECEĞİNMDEN HABERSİZ KAMP SERVİSİNDE ARKADAŞINI BEKLİYORDU.