꧁𝐾𝑒𝑙𝑒𝑏𝑒𝑘꧂ | Altay Bayındır

~1

"Ben gerçektende buradayım şu an..." Olduğum yerde dikilmiş önümdeki yazıyı okuyordum.

Fenerbahçe Can Bartu Tesisleri.

Gerçekten bunu yaptığıma inanamıyorum.
Eski işimden ayrılalı bir kaç ay olmuştu. Bu arada geçici tercüme etmem gereken bir iki defalık iş teklifleri almıştım fakat kalıcı olarak hiç bir yerde çalışmamıştım bu arada.

Hemde çocukluğumdan beri tuttuğum takımda daha hiç çalışmamıştım.

Asla aklımdan geçmeyecek bir yerdeydim ve işin komik yanı iş görüşmesi için burda değildim. İşimin ilk günü için buradaydım.
Daha önce daha küçük takımlardaki veya şirketlerde çalışmıştım bir çok ilk iş günleri atlatmıştım fakat bu sefer bam başka hisslediriyordu kendini.

İnsan kendini evinde gibi hissediyordu

"Ceylin hanım siz misiniz ?" Yanıma gelen adam beni düşüncelerimden kopardı.

"Evet benim." Sesimim titremeden çıkmasına hayret etmiştim

"Yeni tercümanımız siz olmalısınız. Buyrun beni takip edin antrenman birazdan başlar ondan önce İsmail Hocanın sizinle konuşmak istedikleri var"

"Anladım." Ne diyeceğimi bilmeyerek önümde yürüyen adamı takip ettim.

Antreman sahasına geldiğimizde sahada tek bir kaç isimlerini bilmediğim kişiler vardı. Ve onlara bağırıp emir veren bir Adet İsmail Kartal.

Beni fark edince yanındaki kişi işe beraber yanıma geldiler.

"Hoş geldiniz. Kızımız yeni tercüman olmalı herhalde ? Öyle değil mi?"

"Evet öyleyim Efendim" 

"Tam Zamanında geldin. Kaleciye  antremanda yaptığı hataları anlatmaya çalışıyordum. Yardımcı olman lazım bana İngilizcem onunkinden de berbat" dedi bana çaresizce bakarak.
Hafif bir tebessüm ile cevap verdim.

"Tabi Hocam elimden geleni yaparım." Dedim ve not defterime gerek duymadan Hocanın dediklerini  Livakoviće tercüme ettim.

Annem Boşnak olduğumdan ilk öğrendiğim dil oydu. Türkiye'de doğup büyüdüğüm için Türkçeyide böyle öğrenmiştim.
Lise zamanlarımda kolay başlamak için bildiklerime benzeyen dilleri öğrenmiştim ki bu sanıdığmdan da kolaydı. O süreçte Hırvatça, Arnavutça gibi dillerde de kelime haznemi genişletmiştim. Lisenin son bir kaç senesinde de portekizce öğrenmiştim.

İngilizcem hep çok iyiydi bol bol dizi bakarak onu oturtmaya çalıyordum tek.

_

"Evet herkes toplandığına göre yarınki maç için ne yapmamız gerektiğini konuşmak istiyorum Ceylin. İlk seninle bir konuşalım sen notlarını al, hem ikimiz için de en kolayı bu olur"

"Nasıl isterseniz Hocam. Dinliyorum." Dedim elimdeki tükenmez kalemi yazmaya hazır tutarak

"Şu an için odaklanmam gereken Altay var. Onunla ben ilgileneceğim. Şu aralar performansı baya düştü ayriyeten onunla konuşmak istiyorum. Vakit kaybetmemek için ben Altay ile konuşurken senden diğerlerine Benim dediklerimi aktarmanı istiyorum kızım. Yapabilir misin ?"