1. BÖLÜM: BENİM YOLUM

1.7K 35 11
                                    

Ben Ferda Seyhanlı. Bu hikayenin, gururuna en düşkün, bazen sinirlerinizi alt üst edebilecek derecede inatçı ve bu inatçılığına kesinlikle ket vurmayı düşünmeyen tarafıyım. Böyle bir insan olmak elimde değil, ama alın yazım bu.

23 yaşımdan beri, daha önceden öğrencisi olduğum UNIL'in Karşılaştırmalı Edebiyat Fakültesinde asistanlık yapıyorum. Aynı üniversiteden meslektaşım olan Mahir Taşdemir ile geçen hafta evlenmeye karar verdik. Evlendikten sonra da burada yaşayacağız. Çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği ülkeye geri dönmeyi düşünmüyorum, nişanlımı da bu konuda ikna ettim. Sadece ailemle tanışma isteği nedeniyle bir kaç günlüğüne gideceğiz, hepsi bu. Nişanlımın isteğini bu noktada yok sayamazdım. Hem ona haksızlık etmiş, hem de ailemle tanışarak işleri bir an önce resmiyete dökme isteğini de köreltmiş olurdum. Tanışma faslından sonra, Ailesinin de halihazırda bulunacağı, nişanlanmamızın resmiyet kazanacağı bir kutlama yapılacak. Ve kutlamaya davet edilenler, tören öncesi kiminle nişanlanacağımı hiçbir şekilde öğrenemeyecekler... Köklü ailemiz içindeki başka bir gelenekten başka bir şey değil, heyecanı dorukta bırakmayı seviyoruz. Özellikle de annem... Biz oraya doğru yol alırken ailemizin diğer üyelerini nişanlılığıma alıştırma görevini de üstlenmesine karşılık, benden yapmamı istediği şeyleri yapmak zorundayım.

Nişanlım, tam bana ve aileme layık bir eş ve ailesinin de benim aileme tam anlamıyla denk olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu yüzden ailemin hiç bir ferdinden tepki almayacağımı umuyorum. Bence Mahir de kendini sevdirecektir... Tek kızacakları nokta, büyük ihtimalle onlardan habersiz şekilde kendi aramızda nişanlanmamız olacak, ki buna da son derece hazırlıklıyım... Mahir son derece yumuşak huylu ve benim gibi içten içe çılgın birini dizginleyebilecek güce sahip. Öte yandan olgunlukla düşünen bir adam. İşinde elinden gelenin en iyisini yapıyor, mizah anlayışını seviyorum, birbirimizi tanıyabilecek yeterli bir zamanımız oldu... Beni ailesiyle bile tanıştırdı... Ve geçen ay, bana evlenme teklifi edip benden evet cavabını alır almaz üniversitedeki bütün personellere evleneneceğimizi büyük bir sevinçle duyurdu. Bunu çekinmeden yapabilmesi beni mutlu etmişti.

Beni seviyor ve bana değer veriyor. Bana kalırsa bunlar, bir insanla evlenmek için gayet iyi nedenler... Hem ne demişler? Sevdiğinle değil seni sevenle yuva kurulurmuş.

. . .

Evet

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evet... Tahmin edeceğiniz üzere hayatım sadece bundan ibaret değil. Ülkeme temelli geri dönmek istemeyişimin altındaki sebep gerçekten çok saçma gelecek kabul ediyorum. Bazen aklıma geldiğinde bana da saçma geliyor, ama elden bir şey gelmez. Olan oldu ve ben hayatımı bu saçma sebep yüzünden tamamen değiştirdim.

Bu konuya girmeden önce biraz İsviçre öncesi yaşantımdan söz etmek istiyorum.

Ben, siyah ile beyaz arasından, çocukluğunu beyaz ile geçirmiş, gençliği griye dönüşmüş ve yetişkinliğini tamamen siyaha çevirmiş, milyonlarca insandan biriyim sadece. Derine inmeye başladığımızdaysa bu, benim için fazlasıyla karmaşık bir konu haline geliyor... Çünkü bazen ben bile bilmiyorum kim olduğumu. Kendimi tanıyamıyorum.

HASTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin