GERÇEK -3-

36 4 3
                                    

Gözlerimi açtığımda güneş ışığı odama vuruyordu. Saate baktığımda okul için sürem vardı. Hadi bakalım İzem yeni bir güne başlıyoruz sakın ama sakın güçsüz durmıyacaksın,  banyoya giderek uzun saçlarıma fön çektim 20 dakikamı aldı. Daha yarım saatim vardı. Üstüme okul kıyafetlerimi giydim. Teyzem çağrıyordu.  Hızlı adımlarla yanına gittim. 

"Bugün okula seni Rüzgar bırakacak dışarıda arabada seni bekliyor " diyerek göz kırptı.

'Ya teyze' dercesini yüzüne baktım. Çantamı alarak dışarı çıktım. Vay,  bu BMW bunun muydu.

Sessiz bir şekilde 'yuh' dedim.

"Teyzenin bahsedigi güzellik sen misin"

"Hıhı benim" dedim utanarak kesin yüzüm kızarmıştı.  Hep böyle olmak zorunda mıydı ?

"Çok güzel bir kızsın. Nerden geliyorsun buraya"

"Konya dan"

"Adın ney"

"İzlem"

"Benimkini sormıcak mısın"

Bu susmak bilmezmiydi ya. Hayret bişi ilk günden çenesi düşük biri ile tanışmakta varmış kaderimde.

"Biliyorum Teyzem söyledi"

Galiba sustu. Böyle olsa keşke her zaman

"Okula geldik hadi inelim güzellik" dedi zengin züppe bir bakışı ile. Okula beraber girdik herkezin gözü bizdeydi.

"Herkesin gözü neden bizde?" dedim ikimizin duyacağı bir şekilde

"Benimle olduğun için" diyerek kolunu belime koydu.

"Hopp yavaş yanımdan git fazla dikkat çekmek istemiyorum" dedim sakin bir sesle. Müdür odasını ararken koca bir bedene çarparak yere düştüm.

Aptal ben ,rezil olmuştum. Tam bi kas hayvanına carpmıştım. Siyah saçları,  siyah gözleri ve o iri kasları.

Gülümseyerek elini uzattı. Elinden tuttarak kalktım.

"Ne işin var senin burda" dedi

"Şey b-ben sadece müdür odasını arıyordum.

"Karşıda, burda yenisin galiba"

"E-evet gitmem gerek" diyerek hızlı adımlarla müdürün odasına doğru gitmeye başladım.

Arkama baktığımda bana bakarak gülüyordu.

'Müdür Odası' yazısını görünce rahtlamıştım. Iceri girdim.

"Ah tatlım sen yeni gelen Meryemin yeğeni İzem olmalısın"

"E-evet ben sınıfımı öğrenmek için gelmiştim" dedim utanarak yüzümün kızardığını fark ediyordum. Biran önce çıkıp lavobaya gidip yüzümü yıkamak istiyordum.

" Sınıfın 11-B tatlım" dedi ince sesiyle. Genç bir müdürdü.

"Teşekkür ederim " diyerek çıktım.

Sadece elimi yüzümü yıkamam gerekiyordu.  Ah olamaz bu Rüzgardı.

"Hangi sınıf" diyerek soru sordu .

"11-B "

"Harika benimle aynı sınıftasn senin için yanımı boşaltırım"

"Hayır gerek yok "

"Hadi ama sen bana emanetsin"

Sadece 'peki' anlamında kafamı salladım. Sınıfa doğru çıktık girdimizde herkes biryerle uğraşıyordu. Rüzgar bağırarak

"Arkadaslar sınıfımızın yeni öğrencisi" dedi herkes sustu ve bana baktılar.

Rüzgarın sırasına doğru ilerledik yanında oturan çocuğa başını salayarak 'kalk' der gibi işaret verdi.  Çocuk yanımızdan uzaklaştı.

Rüzgarın yanına geçtim. Hoca sınıfa girdi. Herkes ayağa kalktı.

"Merhaba çocuklar ben İngilizce öğretmeniyim yeni gelenler İçin söylüyorum adım Sevil Özdemir. Şimdi yeni Gelenler ayağa kalkıp kendini tanıtsın"

Galiba tek ben vardım ayağa kalkarak. " Ben İzem Er" dedim utanarak yerime oturdum.

Bugün çarpıştığım çocuk ile aynı sınıftaydım

"Hadi sizde İzeme kendinizi tanıtın."

Herkes teker teker kendini tanıttı

sıra Rüzgara geldi.

"Ben Rüzgar Demir . Yeni güzel arkadaşımıza hoşgeldin " dedi sınıfta kahkaha koptu. 

Sıra çarpıştığım çocuğa geldi ayağa kalkarak

"Ben Göktuğ Korkmaz" dedi umursamaz bir şekilde...

"Pek çoğumuz hayalerimizi yaşayamıyoruz çünkü korkularımızı yaşamakla meşgulüz. -Les Brown"

GERÇEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin