BİR GENÇ AJANIN İLK AŞKI

Bolum 1

Arkadaşlar =ler Kayra'nın, -ler ise Doğa'nın cümleleri
:) :) :) :) :)
-Kayra!
Aa tabii ya ödevimi Buse öğretmene vermeyi unutmuştum. Bu gerçekten de yılın en önemli ödevlerinden biri olacaktı. Ama bir dakika bu Buse Öğretmenin sesi değildi ki. Herhalde Doğa'dır diye düşündüm. Arkamı döndüm ve Doğa'yla karşı karşıya geldim. O benim gerçekten dostumdu. İlk ve tek dostum. Okuldan bir tek o biliyordu benim yatılı kaldığımı. Diğerleri ise okuldan sonra anneannemin gelip beni aldığını sanıyorlardı. Ama yanlış. Evet anneannem vardı ama o Amerika'dan çok uzak bir yer olana Avusturalya'da dedemle beraber şirin bir villada yaşıyordu. En azından bana öyle söylenmişti.
-Kayraa!!!
=A Doğa çok affedersin dalmışım nasılsın? Annen babanla barıştı mı?
Doğa annesiyle babası çok kavga ettiği için onlardan nefret ederdi ama hiç annen veya baban olmaması daha kötüydü.
- Hayır. Ama bugün evlilik uzmanına mı danışmanına mı ne gideceklermiş. Ya hâla ne kadar da bebek gibi davrandıklarını göremiyor musun? Akıl alır gibi değil! Neyse şey diyecektim okula yeni bir çocuk gelecekmiş duydun mu?
= Aa hayır duymadım. Kız mıymış, erkek mi?
- Bilmiyorum. Ama kimse bilmiyor.
= Kızdır bence ya. Bu okulda çok az erkek var.
Bu okulda cidden çok az erkek vardı. Okulda az erkek olduğu için tüm erkekler popüler sayılırdı.
- Kayra? Bu seneki öğrenci değişim programına katılacak mısın? Hani İngiltere'deki okulla olan.
= Tabii ki de gelemeyeceğim. Yeterli param yok. Part-time çalıştığım işimdeki para yetmiyor.
- Biz senin yerine para toplayabiliriz belki? Herkes 5-10 dolar getirirse sen de parayı tamamlar gelirsin bizimle. Ne de olsa bizim sınıflara arasında 63 kişi var toplanır o para sen merak etme.
= Çok saol. Zaten eksik olan kısım öyle çok fazla değil. Bir 630 dolar. Valla tam yetti haa. Herkes 10 dolar getirse. Ama o da az para değil. Böyle bir şeyi insanlardan nasıl isteriz?
- Bir yolu bulunur, sen merak etme.
Ya bu kadar süper bir arkadaşa sahip olduğum için çok şanslıydım.
Hemen gidip boynuna atladım Doğa'nın. Tam o sırada bir çığlık koptu. Ama öyle korku çığlığı değildi. Daha çok bir mutluluk çığlığı gibiydi. Biz de hemen insan havuzunun içine daldık. En sonunda önlere geçebildiğinde ne olduğunu anlamıştık. Gelen çocuk erkekti ve fazla yakışıklıydı. Bana bakarak:
- Hey sen! Diye bağırınca...