BÖLÜM {8}
بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Genç adam konuşulanlara bir türlü anlam verememişti. İlhan Karahisar şaşkındı. Kübra, o ise daha çok kırgın..."Ben bir şey yapmadım kızım! O adam ne anlattıysa hepsi yalan!"
"Hayır baba, buna inanmamı bekleme. Keşke, keşke sen doğruyu söylüyor olsan! Keşke herkes yalancı bir sen dürüst olsan! Ama değil, biliyorum... Neden baba, neden? Ne istedin masum insanlardan? Sana ne yaptılar da- bir dakika ya! Sana ne yaparlarsa yapsınlar sen kimsenin canına kıymaya muktedir değilsin! Baba, sen müslümansın. Müslümanlar hoş görülü olur, kimseyi incitmez. Ne kötülük görürse görsün, müslüman bir adam bunca insanın vebaline girmez, giremez! Sen... Sen benim babam mısın gerçekten?" Dedikten sonrasında Kübra, yanaklarından süzülen yaşların farkına yeni yeni varmıştı. İçli ve bir o kadar da sessiz bir hıçkırık kopmuştu dudaklarından da.
"Ah, doğru! Beni, ona en çok ihtiyaç duyduğum zamanda bırakıp giden babam, mısın demeliydim?!"Genç kadın geldiklerinden beri İtalyanca konuşmaya o kadar alışmıştı ki, dili ondan habersiz bu durumu devam ettirmişti babasıyla konuşurken de.
Enzio şaşkındı. Öfkeliydi. En çok da... Endişeli.
Kübra suçsuzdu, evet bu artık kesindi. Ve onu en çok endişeye gark eden, yüreğinin paslı bir bıçakla delinmişcesine acıtan şey de buydu zaten! Kadına neler söylemiş, neler yaşatmıştı öyle?! Aptaldı, bu sefer kesinlikle öyleydi! Nasıl görmezdi Kübra'nın çırpınışlarını, nasıl duymazdı haykırdığı gerçekleri?! Yüreğinin en özel yerine oturttuğu kadından böyle kolay şüphelenmemeliydi! Lakin ihanetler silsilesinin başını hep en sevdikleri çekmişti adamın. Bu yüzdendi belki de kolayca aldanması!Dayanamadı bu duruma Enzio. Çekti aldı önünden kadının telefonu. Bu pislik yüzündendi her şey! Hangi hain planlarını açık etmişti tam da şu an öğrenmeliydi! Öğrenmeli ve gerçek suçlunun cezasını en ağır şekilde, gecikmiş adaletin üzerine de ekleyerek kesmeliydi!
"Bana bak şerefsiz! Eğer, şimdi buraya geleceğini ve adam gibi işlediğin cezaların bedelini ödeyeceğini, ayrıca planımızı nasıl öğrendiğini söylemezsen..."
Genç adam kısa bir es verdi konuşmasına. Yüzünde hangi duyguların gezdiğini anlamadığı kadına sapladı yeşillerini. Onu kırmak istemediğindendi bu susuşu. Lakin yapacak bir şey yoktu! Bu adam demeye bin şahit isteyen şerefsizin korkması için mecburdu. Son kez, son kez üzecekti Kübra'yı...
Yutkundu ve ona dönen elalara duygularını belli etmemeye çalışarak tekrar telefona indirdi bakışlarını. Sonrasındaysa hem kendini hem Kübra'yı zehirli sarmaşıklarla dolu bir ormana itti.
"Eğer bu sefer de paçayı kurtarma derdine düşersen; kızına hiç istemediği şeyler yaparım. Hem de hiç! Anlıyor musun? Ölmek için yalvarır ama öldürmem. Elimden kimse alamaz onu! Sen bile..."
🦋🦋🦋
"Ya Rabb'i! Bana bulunduğum yerden selametle çıkmayı ve evime, memleketime sağ salim varmayı nasip et, amin."
Ellerini yüzüne sürüp seccade niyetine serdiği örtüyü kaldırdı yerden genç kadın. Evet, bırakmıştı onu Enzio. Babasıyla olan konuşmalarından sonra o da anlamıştı onun masum olduğunu lakin bu yaptığı ve söylediği hiçbir şeyi geri almaya yetmeyecekti...
Yaşadığı korku dolu anlar, hafızasının bir kenarında, ömür sürecekti onunla birlikte!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTİHALE [✔️]
Espiritual"Cehennemine hoşgeldin, katilin kızı!" İtalyan ve Katolik bir adam... Türk ve Müslüman bir kız... İslâmî bir aşk romanı...🦋 →Tıp fakültesinden yeni mezun olmuş müslime bir doktor... Hayatına kaldığı yerden devam etmeye karar verdiği günde başına g...