Yunho'nun Dev Boyu

106 13 55
                                    

Saat gece 1 ve ben daha yeni işten geliyorum. Patronun bana garezi varmış gibi geç saate kadar en ağır işlerle çalıştırıyordu beni. Bitmiş durumdaydım. Her yerim sızım sızım sızlıyordu. Eve vardığımda kendimi direk yatağa atıp yorgun bedenimi uykuya teslim ettim. Kıyafetlerimi çıkarmaya bile mecalim kalmamıştı. Gece birden fısıldaşma sesli duymaya başladım. Tam yanımdan gelen sesler aşırı rahatsız ediciydi. Bir sağa bir sola dönüp sesleri duymamaya çalıştım ama olmadı. Aklıma evde tek olduğum ve hiç kimsem olmamasının gelmesiyle aniden yatakta dikleşip etrafa bakmam ve 4 bedenle karşılaşmam bir oldu. Evime hırsız mı girmiş? Kafama yediğim sert darbe ile bilincim kapanmaya başlamıştı. Ne yani birde beni mi kaçırıyorlardı? Duyduğum son şey i "Jongho ne yapıyorsun gerizekalı!!" diye bağırmaydı.

Mingi'den:

Harita odasında oturmuş giden dörtlünün dönmesini bekliyorduk. Bir anda odada beliren 5 kişi ile hepimiz ayaklandık. Bizim ayaklanmamızla Wooyoung ve San'ın düşmesi bir oldu. "Alın şunu üstümden çok ağır lan bu!!" çocuğu getirmişlerdi ama baygındı. Hemen gidip çocuğu üzerlerinden kaldırıp kucağıma aldım. "Sormaya korkuyorum ama NE YAPTINIZ LAN ÇOCUĞA?" Hongjoong hyungun sorusu ile Seonghwa hyung ve ben kafa sallamıştık. "Birden uyanınca Jongho bir tane çaktı buda bayıldı" Yeosang'ın konuşması ile tüm gözler Jongho'ya dönmüştü. "Yavaş vurdum bikere o zayıfmış" bu çocuğun zayıf anlayışı ne çok merak ediyorum? "Bak çocuk en son bana YAVAŞÇA vurduğunda kolumu 3 gün oynatamadım ben" Seonghwa hyungun isyanı üzerine hepimiz gülmüştük. "Mingi onu hazırladığımız odaya götür. Seonghwa mürettebatı topla konuşma yapacağım" deyip hepimizi odadan attı Hongjoong hyung.

Genci odaya bırakıp bende diğerlerine katıldım. Benim gelmemle Hongjoong hyung söze başladı. "Bildiğiniz üzere gemiye yeni birisi zorla da olsa katıldı. Ona karşı tutumunuzu biraz daha yumuşak tutmanızı istiyorum çünkü o başka boyuttan ve o bu gibi durumları kolay benimseyecek birisi değil. Beni anladığınızı umuyorum. Şimdi herkes işinin başına" Seonghwa hyung yanıma gelip "Mingi talim yapacağız. Jongho yerine sen yardım et bana"

Yunho'dan:

Başımdaki şiddetli ağrı ile uyandım. Ellerim otomatik olarak başıma gitmişti. Gözlerimi açıpta tavana baktığımda odamda olmadığımı anladım. Hemen dikleşip etrafa bakmaya başladım. Her taraf tahtadandı. Dışarıdan gelen sesler ile korka korka yataktan çıkıp kapıya ilerledim. Kapıyı açmadan önce derin bir nefes alıp verdim. Kapıyı açınca görmeyi beklediğim en son şey uçsuz bucaksız koca bir okyanus ve gemi güvertesiydi. Şaşkınca etrafa bakıp birkaç adım ilerleyerek önümdeki trabzana tutundum. Aşağıdaki güverteye baktığımda elinde silah olan bir sürü kişi ortada bulunan iki kişiyi izliyordu. Karşıya baktığımda geminin burun kısmında 4 kişi yan yana otıruyordu. Gemi kocamandı. Tekrar şaşkın şaşkın etrafa bakıp bakışlarımı güverteye indirdim. Güverteye bakmamla turuncu saçlı kişiyle göz göze gelmem bir oldu. Acaba rüyada mıyım? Birden diğer kişide bana bakmaya başlamıştı. Kesinlikle rüya görüyorum. Bunun olması imkansız çünkü. Hızla odaya girip kapıyı kapattım. Sanırım telaştan fazla hızlı kapatmıştım çünkü fazla ses çıkmıştı. Kapıya yaslanıp derin derin nefesler alıp vermeye başladım. Nefes alışlarım giderek daha çok hızlanıyor, gözlerim doluyordu. Gerçek olmaz. Burası asla gerçek olamaz.

Kapım çalınmaya başlamıştı. Hemen kapıdan uzaklaşıp yatağın yanına oturup dizlerimi kendime çektim. Nefesini düzene sokamıyordum. Kafamı dizlerimin üzerine koyup gözlerimi kapadım. Artık titremeye başlamıştım. Kapı açılma sesi gelince kafamı kaldırdım ama gözlerimdeki yaşlar yüzünden gelen kişinin yüzünü göremedim. "Kahretsin!!! SEONGHWA HYUNG ACİL YUKARI GEL!!! HEMEN!!!" Bağırması ve yanıma gelmesi bir olmuştu. Beni kucağına alıp yatağa yatırmıştı ama hala nefesimi düzene sokamamıştım. Cenin pozisyonuna geçip yastığa sarılarak sıkmaya başladım. Artık nefes almakta zorlanıyordum. Bilincin kapanıyordu bu yüzden vücudum gevşemeye başlamıştı. Aniden saçlarımda bir el hissettim. Hafif hafif saçlarımı okşuyordu. Bu bana fazlasıyla iyi geliyordu. Nefesim yavaş yavaş düzelmeye başlamıştı. Az öncenin aksine bilincin açılmaya başlamıştı. Kısa bir süre sonra nefesim tamamen düzelmiş, titremem durmuştu. Sanırım panik atak krizim tutmuştu. Nadir olan birşeydi ve genelde yanımda kimse olmadığı için bayılmamla sonuçlanıyordu. Ama bu sefer yanımdaki kişi sayesinde iyiydim. Bir süre yastığa sarılı şekilde uzandım. Ardından yavaş yavaş gözlerim kapanmaya başladı. Umarım bunlar sadece bir rüyadır ve uyandığımda evde olurum.

Pirate KingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin