oy sinirini gecmis?? acikcasi sok oldum??hem de 33 oy olmus??
TESEKKUR EDERIM VE CUSS
1.9K NEDIR ARKAFASLARMINSUNGDA DA 45. OLMUSUZ
ULAN
ULAN NOLUYORiui okumalarrrr
#
jisung, her zamankinden farklı olarak kapüşonunu kafasına geçirmiş, kulaklarında son ses müzikle zil çaldığı an sınıftan çıkmıştı.
bugün daha çok müzik dinlemek için yolunu uzatmayacak, eve gittiği gibi uyuyacaktı.
minho'yla olan öpüşmeleri, ardından kavgaları, rehberlik ve en sonunda da minho'ya yazdığı şeylerin görüldü olarak kalması jisung'a fazla gelmişti.
her şey bir anda gelişiyor ve olanları durdurup nefes almaya zaman bulamıyordu.
"jisung!" arkadan nefes nefese gelen ve bütün koridoru inleten changbin, sesinin bu kadar dengesiz bir yükseklikte çıkacağını düşünmemişti.
"jisung..." dedi fısıldayarak ardından da. jisung, bu hareketlerine kısa bir şekilde güldü. "koşmasaydın, ne oldu?"
changbin, karşısındakinin sorusunu bekleterek nefeslendikten hemen sonra cevapladı. "asıl sana ne oldu? bir haftadır sikimle vs atsan sikim alır, hâla bana ne olduğunu soruyorsun," diye mırıldandı öfkeyle.
sahte bir iğrenmeyle cevap verdi jisung. "o kadar mı kötü gözüküyormuşum..."
role girdikten hemen sonra omzuna da darbeyi yemişti. "siktirin gidin, merak etmiyorum sizi."
"sizi? başka kime aynısını söyledin?" changbin bozulmuş bir ifadeyle sorusuna cevap verdi. "minho'ya da aynısını sordum, aynı cevabı verdi. orospusunuz oğlum siz, tükenmiyorsunuz ya bir de- bak arkana, geliyor işte. orospu deyince duymuş heme-"
jisung, changbinin bak arkana deyişinden sonrasını dinlememiş, direkt arkasını dönmüştü. gördüğü tek şey yüzünün dibinde sevdiğinin yüzü, yanaklarında da sevdiğinin elleri olduğuydu.
ardından dudakları üstünde dudaklarını da hissedince changbin konuşmaya başladı. "ananı avradını... kanka iyi hoş da, koridordayız."
minho geri çekilip changbin'e ee der gibi baktı. "umurumdaya mı benziyor?"
changbin ellerini iki yana kaldırıp teslim olduğunu anlatan bir yüz ifadesine büründüğünde, jisung hâla ne olduğunu anlamıyordu.
ona rağmen sorması gereken bir soru ve alması gereken bir cevabı vardı. "niye cevap vermedin?" dedi çaresizlik içeren bir sesle.
minho'nun kafası yanağında elleri olan bedene döndüğünde gülümsedi. "şimdi verdim işte."
"yaa, çok romantik." yapmacık bir ses bu ânı böldüğünde, jisung ve minho aynı anda sesin geldiği yöne bakmış, changbin de küfretmişti.
"amın evladı ya, bir salmadı." bir tek kendisinin duyabileceği bir seste söylemesine rağmen, minho da duymuş ve gülmüştü.
"teşekkür ederiz," dedi jisung sahte bir gülümsemeyle çocuğa bakarak. "neye bakmıştın?" minho'nun kavgalı olduğu insanlardandı ve daha demin minho onlara eğlenmeleri için bir alet vermişti.
hoş, pek umurunda değildi ya, her neyse.
"çok romantik, bayıldım. yüksek müsaadenizle bunu sosyal medyaya paylaşacağım, uygun mudur?"
jisung'un yüzündeki gülümseme düşerken, minho bütün bedeniyle ona döndü. "ben buna dalarım." arkada kendi kendine gaza gelen changbin jisung tarafından susturulurken, minho gülen bir ifadeyle çocuğu izliyordu.
"tabii, uygundur." minho'nun gülen ve rahat ifadesi yüzünden amacına ulaşamamış çocuk sinirlendiğini belli etmemeye çalışsa da fazlasıyla belli oluyordu.
tam arkasını dönüp gidecekken minho'nun sözüyle durdu. "bir de,"
çocuğun ona dönmesini bekledi, dönmeyince de gülerek devam etti. "bizi de etiketler misin? maksat takipçi olsun, anlarsın ya."
birkaç saniyeye kalmadan dişlerini sıktığı sesinden belli olan çocuk, "tabii, zevkle." deyip hızlı adımlar atmaya başladığında minho, söyleyeceklerini bitirdi. "siktir git şimdi."
minho'nun bu rahatlığı kendisini bile şaşırtırken, changbin çoktan ağzı açık bir şekilde olanları gruba anlatıyordu.
"yükseldim." jisung'un aniden yaptığı şakayla minho gülerken, changbin telefonunu kapayıp minho'ya tezahürat yapmaya başlamıştı bile.
#
cus garip bi bolumdu ve bolumu yazana kadar kitap 2K olmus??? + minsung etiketinde 37.
opuyorum hepinizi
oy siniri: 30