Okumaya Başladığınız Tarihi ve Saati alalım bakalım...
-Giriş Bölüm-
"Plajın yakınlarında bir ceset daha bulundu." Büyük salonda fazlasıyla uğultu vardı.
"Plajlar yaz kış kalabalık, görünmemesi imkânsız. Kamera kayıtlarına baktınız mı?" Sarışın bir kadın kahkaha attı.
"Seri katilden bahsediyoruz, arkasında en ufak bir iz bile bırakmaz." Suratında keyifsiz bir sırıtış vardı.
"Artık vazgeçin bence, bulmazsınız onu." Yüzümde hiçbir ifade olmadan etrafı izliyordum. Beni bulmaya çalışmaları komikti. Arkamda iz bırakacağımı düşünmeleri de ayrı bir ironiydi.
"Ona bu kadar arka çıktığına göre işin içinde sen de varsın."
"Uzaktan yakından bir ilgim yok, herkes onun zekâsının farkında." Gözlerim masanın en köşesinde oturan kahverengi saçlı kıza kaydı.
"Defne Çilen." Bakışları bana döndüğünde hırçın bakışlarını bana çevirdi.
"Senin düşüncen nedir?" Kahverengi gözlerini, mavi gözlerime kilitledi.
Bir şeyler biliyordu, susmayı tercih ediyordu.
"Ne konuda?" Anlamadığını belli eden ses tonu sayesinde salağa yattığı barizdi.
"Anlaşılan o ki dinlememişsin," suratında mesafeli bir gülümseme oluştu. "Cinayetler ilgimi çekmiyor," beklediğim bir tepki vermişti.
"Seri katil kitabı okuyorsun." Yerinde hafifçe kıpırdandı. Kahverengi saçlarını toplayıp omzunun arkasına bıraktı.
Düz saçlarının uçları dirseklerine ufak ufak dokunurken duruşunu dikleştirdi.
Bakışlarımdan rahatsız olmuştu. Kahverengi gözlerini kitaba doğru çevirdi.
"Sadece okurum, ilgimi çekmez." Parmaklarımı sakallarıma sürttüm. Önündeki su şişesine doğru uzandı.
Göğüs çatalı gözüktüğünde etrafa göz attım. Bakan kimse yoktu.
"Duruşuna dikkat et, Defne," şaşkın bakışlarını bana çevirirken hızla geri çekildi.
"Beni nereden tanıyorsunuz?" Sırada ki hedefim baban...
"Zor olmadı." Kafasını hafifçe yukarı kaldırıp geri indirdi.
Masanın üstünde ki eşyalarını hızlıca topladı.
"Ben artık gideyim, yarın tekrar gelirim." Ayağa kalktığında vücudunu inceledim.
Uzun boyu, ince bacakları, zayıf kolları, ince beli, normal büyüklükte göğüsleri ve esmer teniyle güzel gözüküyordu.
Hırçın bakışlarını bu sefer bana çevirdi.
"Teşekkürler," kapıya doğru aceleci adımlarla yürüdü.
Kendinden emin adımları eve gidince titrek adımlara dönüşecekti.
İki yüz yirmi üç gün... İlk o zaman tanımıştım. Hiçbir zaman acıya alışmamıştı, acı çekmişti ama alışmamıştı.
Ben ise acının ta kendisiydim. Hiçbir zaman acı çekmezdim, çektirirdim.
Karanlık bir ödüldür. Kullanmayı öğrenenler yaşar, aydınlığı arayanlar ise ölürdü.
Ben kullanmayı öğrenmiştim.
İnsanlar sizin ne kadar sabrettiğinizle ilgilenmez ama sesinizi yükseltirseniz işte o zaman size kulak kesilirler.
Fizik kurallarına göre etkilenen her cisim karşılığında tepki verir. Tepki vermeyen cisim etkilenmiyor demektir.
Ya sert olup yaşayacaksın ya da merhametli olup ezileceksin. Bu bir gerçekti.
Hiçbir zaman merhametli olmamıştım. Sevgi görmemiştim ben, merhamet neydi ki...?
-Bölüm Sonu-
Obaaaa.
Yazılmaya Başlandığı Tarih: 14.10.2021
Yayınlandığı Tarih - Saat: 02.06.2024 23.24
Yazar: Yağmur Yabalak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
394 Numara
Teen Fiction"Üç yüz doksan dört numara..." Yaşlı adamın kaşları derince çatıldı. Boğazında ki yumruyu gidermek istercesine yutkundu. "O kim?" "Dört yüz yetmiş sekiz gündür aranıyor. Hiçbir yerde bulunamadı." "Hiç kimse onun nerede olduğunu bilmiyor ama o her...